9. Bölüm

25 1 16
                                    

Keyifli okumalar

Bir saatin ardından nihayet açılan kapıdan içeri giren adamla her şey tam olarak başlamış oldu. Sert bakışları etrafta gezinip bizde durdu. Görmezlikten gelerek çaprazımızda duran masaya yerleşti. Zaten masalar arasında hatırı sayılır bir boşluk vardı.

Herkes ona bakarak fısıldaşmaya başladı. Yüksek ihtimal kim olduğunu daha doğrusu kimin kimliğine büründüğünü anlamışlardı ve bu tür yerlere pek katılmayam hele ki kardeşlerinden hiç haz etmeyen bu adamın burada ne işi olduğunu sorguluyorlardı.

Her şey aynı sehirde ilerlerken Efken Üsteğmen yerinden ayrılıp arka tarafa  ilerledi. Gelen silah sesi herkesi harekete geçirdi. Tüm davetliler yere eğilip saklanırken korumaları silah sesine doğru yöneldi.

Gözlerim etrafta Javier'i ararken ayakkabılarımı çıkarıp Mert'in uzattığı silahı aldım. Herkes eğilmişken silahı aşağıda tuttum ve eğilerek ilerlemeye bağladım. Dışarıdan bakan biri kaçtığımı düşünecekti.

Mert'e döndüğümde bana sağ tarafı işaret ederek gideceğini belirtti. Bende başımı sallayarak sola yöneldim.

Karanlık bir yer bulduğumda gizlenerek Javier'in adamlarını hedef aldım. Dikkatlerin başka yönde olduğuna emin olarak arkamı dönerek ilerledim.

Arka bahçeye çıktığımds bir kızı kollarındsm tutan adamlar dikkatimi çekti. Kız sarhoş gibiydi ve arkadaş da olabilirlerdi yine de emin olmak adına bekledim.

Arkamdan gelen silah sesleri çoğalınca arkamı dönmüştüm ki kızın konuştuğunu duydum.

"Bırakın beni lütfen." Adımlarım anında durdu. Türkçe konuşuyordu!

Duvarın kenarına iyice gizlenip adamları hedefime aldım. İlk kurşun sağdakinin sırtına saplandığında diğeri çığlık atan kızı yere fırlayarak silahını bana çevirdi.

Kız yerden kalkmaya çalışsa da başarılı olamıyordu. İlaç vermiş olmalılardı. Silahtan çıkan kurşun yanağımın yanından geçerek orada hızından ve sıcaklığından dolayı bir yara oluşturdu.

Kendimi geri yaslayarak derin bir nefes aldım. Adamın olduğu yeri kapalı gözlerimin önünde getirip silahın yönünü ayarlayarak duvardan ayrıldım. Kurşun hedeflediğim gibi silahı tuttuğu elini delip geçti.

Silah elinden düşerken bu sefer ki hedefim sağ ve sol bacağı oldu. Attığı çığlık gelen silah sesleri nedeniyle duyulmuyordu.

Elim yavaşça kümeye giderken mikrofon kısmına dokundum. "Biri hemen arka bahçeye gelsin." Birkaç cızırtının ardından korumamız rolüne giren adamlardan birinin sesi duyuldu.

"Geliyorum." Birkaç dakika sonra elinde ki silahı yere tutarak hafif eğik şekilde yürüyen adam görüş alanıma girdi. Olduğum yerden çıkıp oraya yaklaştığımda kızı fark etmişti.

"Bu?"

"Kaçırdıkları Türk kızı." Dedim çığlık atarak ağlayan kızın yanına giderken. "İlaç vermişler hareket edemiyor."

Kızım yanına çöktüğünde gözleri korkuyla bana döndü.

"Sakin ol. Bak yanımda ki adam bir Türk askeri seni güvenli bir yere götürecek tamam mı?" Düzgün Türkçem bana güvenmesini sağlamış olacak ki gözyaşları arasında başını sallamaya çalıştı.

İçeride ki sesler artınca ayaklanıp adama kızı işaret ettim. Başını sallayarak beni onayladığında koşarak içeri girdim.

"Javier ortada yok." Gelen sıkıntılı ses benim de moralimi bozarken merdivenlerden koşarak çıkan beden dikkatimi çekti. Peşinden koşarak yuları çıktım. Arkamdan gelen adım sesleri ile arkamı dönüp silahı doğrulttum.

Sönmeyen AlevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin