13. Bölüm

19 1 80
                                    

Keyifli Okumalar

Gözlerim kolumda ki sızı ile aralandı. Bakışlarımı sızının yer aldığı koluma çevirdiğimde sargı bezinin üstünde saplı duran bıçak görüş açıma girdi.

Birinin olduğu düşüncesi ile hızla reviri tarayan gözlerim benden başka kimsenin olmadığının fakındalığı ile tekrar yaraya döndü. Mert bile burada değildi.

Peki ben buna rağmen nasıl birinin geldiğini fark etmemiştim?

Elim, koluma saplı bıçağın sapına tutunduğunda derin bir nefes ile beraber bıçağı hızla çektim.

İstemsiz herhangi bir ses çıkarmamak için sıkı sıkı birbirine kilitlediğim dişlerim sızlıyordu. Elimde ki bıçağı yatağın üstüne bırakıp Mert gelmeden pansumanı yeniledim.

İşim bitmişti ki yastığımın kenarına bırakılmış not dikkatimi çekti.

Sana ulaşabilmem için küçük bir uyarı. Devamını yarın yanıma gelince halledeceğim. Gelmezsen ne olacağını söylememe gerek yoktur sanırım değil mi?

Hızlanan nefeslerimi kontrol etmek gittikçe zorlaşıyordu ve tüm bunlara katlanmak zorunda kalmak canımı sıkıyordu.

Açılan perde ile kolumu geriye çektim ama bu onun görmesini engellemedi. Gözleri önce kolumda sonra elimde ki kağıtta gezindiğinde elindeki çantayı kenarda fırlattı.

"Onu öldürmek için hâlâ neyi bekliyorsun!?" Bağırmaya başladığında sesini kimsenin duymaması için küçük bir uyarıda bulundum, sesini kısarak yanımdaki koltuğa oturdu. "Buna katlanmak zorunda olmadığını biliyorum isteseydin onu şimdiye gebertmiştin! Derdin ne Alev neyi bekliyorsun?"

Beni sorgulaması en nefret ettiğim huyu olabilirdi.

"Sana güvenip karışmayayım diyorum ama bu iş çığırından çıkıyor. O piçi öldürmek çocuk oyuncağı! Madem yapmıyorsun bana nedenini anlatmak zorundasın. Neden bir kez olsun sana yardım etmeme izin vermiyorsun?" Kısılarak fısıltıya dönüşen sesi canımı yaktı ama bunu umursamadım.

Olması gereken buydu zaten tehlikedeydi ve öğrenirse daha büyük bir tehlikeye girerdi. O yüzden her zaman yaptığımı yaptım gerçekleri yalanlarla süsleyerek önüne koydum.

"Çocukları tehlikeye atamam."

"Onları güvenceye alabilirsin bu bir bahane değil."

"Ben yanlarında olmadığım sürece güvende değiller Mert ve gerçek şu ki ben yanlarındayken de değiller. Ne yapmamı bekliyorsun? Onları küçücük yaşlarında yanıma alıp ölmelerini mi sağlayayım? Biz bile tehlikedeyken onlara ne olur sanıyorsun! Kendilerini koruyamazlar ve bir haftayı geçmeden ölürler. Ben benim yüzümden bir çocuğun da ölmesini göze almam."

"O senin yüzünden ölmedi!" Sesi tekrar yükseldiğinde dudaklarımdan alaycı bir gülüş çıktı.

"Bu konuyu tekrar konuşmayacağım. Eşyaları getirdiysen izninle üstümü değişeceğim." Sinirli adımları duvarlara çarparak kulaklarıma ulaştı. Göğsüm derin bir nefes ile kabarırken yerimden kalktım.

Yerde ki çantadan aldım kıyafetleri üzerimde geçirip eşyalarını aldım. Son olarak yatakta duran bıçağı da çantaya attım.

...

Deponun içine adımımı attığımda gözlerim içeriyi taradı beklediğimin aksine ince bir kadın bedeni göründü. Koyu kahve kısa saçları omuzlarından sallanıyordu.

"Bu sefer seni mi gönderdi?"

"Evet. Biraz eğlence istedi. Seni mahvetmemi izlemek hoşuna gidiyor." Bir kahkaha attığımda sinirli bakışları bana döndü.

Sönmeyen AlevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin