|8 . İHTİMALLER SİLSİLESİ|

5 0 0
                                    


Bir uçurumun yamacındaydım, şiddetli esen rüzgârın izlerini yüzümün en ince detaylarında hissediyordum. Uzun süredir buradaydım, ne geriye ne de ileriye adım atabiliyordum. Hiçbir yere gidemiyordum, bedenim bu yamaca hapsolmuş kalmıştı...

Hayatımla ilgili en önemli kararı almam gerekiyordu, hep arzuladığım gibi yere ulaşmayı istiyordum ancak beni durduran şey; yere ulaşmanın tek yolunun bedenimin bir kuş tüyü gibi hafifçe boşlukta süzülüp bir anda kasırgadan daha sert yere çakılacak olmamdı.

Yapamıyordum , o adımı atamıyordum çünkü yere ulaşmak için yere çakılmayı göze alamıyordum. Peki ne yapacaktım? Siz olsanız ne yapardınız? Ne olursa olsun amacınız için acıya kucak açar mıydınız yoksa elinizde hiçbir şey olmadan öylece beklemeye devam mı ederdiniz?

Balonun üstünden günler geçmişti, takvim yaprakları aleyhime sararıp gidiyordu.
Zaman daralıyordu, anneme ulaşamadığım her bir saniye felaketin habercisiydi. Kendimi çıkmazda gibi hissediyordum, planımı seneler önce kurmuş olmam
ne yapmam gerektiğimi yüzde yüz bildiğim anlamına gelmiyordu. Sürekli karşıma çıkan olay ve kişiler beni bilinmezliğe sürüklüyor gibi geliyordu.

Bu çalkantılı yolun sonunda anneme ulaşabilecek miydim?
Annem onu bulduğumda kim bilir ne hâlde olacaktı?

Bu sorular zihnimin soğuk odalarında yankılandığında
gözlerimi kapadım. Sen çaresiz değilsin, istediğin ne varsa onu alırsın. Kendine gel Devin!

Uzun çizmelerimin zeminde bıraktığı tok seslerle beraber
merkez odasına girdim, kimse yoktu. Devrim'le konuşmamın tam sırasıydı. Saat sabah yediyi on geçiyordu, birkaç saate kliniğe geçmem lazımdı.
Masaya oturup karşımdaki ekrana baktım, " Devrim merhaba, seninle konuşabilir miyiz?" diye sorduğumda ekrandan açılma sesi geldi ve yeşil ışık yandı.

Karşıma çıkan siyah ekrandan onun sesini duyduğumda gülümsedim." Merhaba Kara İnci, yine karalara bürünmüşsün." Başımı onaylarcasına salladım.
" Beğendin mi?" Üzerime siyah kot pantolonla geniş gömlek giymiştim, gömleğimin ilk üç düğmesi açıktı ve saçlarımı da sıkı at kuyruğu yapmıştım.
" Evet, seni beğenmediğim bir gün olduğunu hatırlamıyorum."

Ondan böyle bir iltifat beklemediğim için şaşkınlıkla gülümsedim. " Bugün keyfin yerinde galiba Devrim, iltifatlar falan... Çok naziksin, teşekkür ederim."
" Ben sadece gerçekleri söyledim." Ama ben sana iltifat ettim Devrimciğim.
" Bugün buraya neden geldiğimi anlamışsındır diye düşünüyorum."
" Elbette ama benim beklediğimden geç geldin. Ben balo sonrası uça uça buraya gelirsin sanmıştım."
" Senin öyle sanacağını bildiğimden seni şaşırtayım dedim." Yalandı sadece biraz zaman geçsin istemiştim, bir de zaten son günlerde fazlasıyla yoğundum. Ailem yurt dışından gelmişti ve ben günlerdir babamı Korel'le gitmeye ikna etmeye çalışıyordum.

ZEHİRLİ ÖFKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin