♠Bazı insanların tek bir gözyaşına dünyaları yakacak sevdikleri vardır. Sırf o üzülmesin, gözlerinden bir damla yaş akmasın diye her şeyi yapar o insanlar. Benim de bir zamanlar öyle bir tanıdığım vardı, ne zaman ağlasam benden daha çok üzülen, benim için dünyayı altüst edecek bir adam vardı: babam.
O adam artık yanımda yoktu.
Kimse benim için dünyayı yakmazdı. Kimse ağladığımı umursamazdı.
Kimsesiz olmak bu demekti:
ağlıyorsunuz gözünüzü silecek biri yok, yaslanmak için arkanızda bir dağ gibi sırt arıyorsunuz yok, başınızı koyacak bir omuz arıyorsanız o da yok.Ben etrafında kimseler olan, aslında kendi içinde yalnız başına olan bir kimsesizdim.
Kimseleri olan, kimsesiz...Beni bu kalabalıkta bir başıma bırakan insanların kimseleri vardı ama benim yoktu. Bu yüzden de öfke doluydum,
bir insana, bu düzene, bu hayata.Öfkem ne zaman soğurdu bilmiyordum, tek isteğim kendi hayatımdan bir parça olan annemi bulabilmekti.
Çünkü biliyordum seneler önce ben hâlâ küçük bir çocukken
kirli eller tarafından paramparça edilen kalbim, anneme kavuşursam tamir edilecekti.Bir parçası tamamlanmış olacaktı.
Sigara izmaritini küllüğe atıp ayaklarımın altındaki şehir manzarasını izledim, iç çeke çeke. Güneş yeni doğalı bir saatten fazla oluyordu, gece boyunca uyumamıştım. Uyku tutmamıştı.
Uyumuştum ama yarım saat süren huzurlu uykunun ardından kabus rüya perdemi aralamıştı.
Kabussuz günüm yoktu. Senelerdir tek bir gün bile deliksiz uyuduğumu hatırlamıyordum, huzurlu bir uyku çekmek benim için hayal olmuştu. Bana o huzuru verecek biri yoktu, annem bile o huzuru bana direkt veremezdi. Evet, ona ulaştığımda omzumdaki ağırlıklar hafifleyecekti, şu hayattaki en büyük amacımı-intikamımı- gerçekleştirecektim, büyük bir zafer elde edecektim ama annem bunca yaşadığım şeyin izini silmeye yetmeyecekti.
Yetmeyecek değil muhtemelen yetemeyecekti çünkü yetmek istemeyecekti.
Kabuslardan beni kurtarmak istese belki kurtarabilirdi, bir şansı vardı ama o, benim için bir şey yapmazdı. Ben onun için tüm hayatımı yeniden inşa edip bir intikam oyunu kurmuştum ama o benim için kolunu bile kaldırmazdı. Çocukken saçlarımı bir kere bile örmeyen birisi şimdi böyle bir yükün altına girmek istemezdi.
Ben, onun oğlu değildim. Oğlu olsam her şeyi yapardı.
Buğulanan gözlerimi kırpıştırdım. Gece boş durmamış Korel'in mağazadayken yaptığı telefon konuşmasını da dinlemiştim.
Fırat adında evlerinin önündeki koruma aramış ve Zafer'in sarhoş olup evi dağıttığını anlatmıştı. Korel de kendisi gelene kadar ona mukayyet olmalarını talimat vermişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ ÖFKE
Novela JuvenilHayatın nasırlı ellerinde tuttuğu kalemin mürekkebi bir kadının parçalanmış kalbinden akan kandı. O kadın gözyaşları içinde her satırı acı kokan hikâyemi yazıyordu... Bu hikâyenin başrolü ben değildim; nefret ve intikam duyguları. Tek bir gecede bir...