Merhaba tekrardan ben geldim. İki haftalık bir aradan sonra, sağlık ve birazda kişisel sorunlarımdan ötürü bölüm iki hafta geç geldi. Kusura bakmayın lütfen. Şimdi şöyleki arkadaşlar, 6. Bölümden sonra olaylar biraz başalyacak. Gündemimiz kaosdan ibaret olacaktır. Bu ve bundan sonraki bölümleri okurken dinlemeniz için size önerdiğim şarkı; she knows fazlasıyla uyuyor bölümlere. Birazda romantikliğin içinde bulunduğu sahneler için ise; eyes don't lie şahsen ben romantik ve olaylı sahneleri yazarken bu şarkıları dinliyorum. Sizede tavsiyem.
Şarkılar; she knows ve eyes don't lie.
Bazı kişilerin yorum ve oy sınırı koyduğunu gördüm. Ben bunu yapmayacağım. Ama yinede sizden oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Yorumlarınızın beni mutlu ettiğini bilin isterim. Hazırsak bölüme geçelim.
(Oy vermeye ne dersin🤷🏻♀️)
Instagram; thenur.klc
✨"Dış görünüşü nasıl"
✨
Uykumdan yeni uyanmış ve üzerimdeki sersemlikle birlikte yine etrafa mal bakışları atıyordum.
Ama düşüncelerim beni asla yalnız bırakmıyorlardı. Yine beni meşgul edecek bir şeyler bulmuşlardı. Bedeni nasıl bulacağım. Nerde bulacağım. Sahiden alelen tehditmi ediliyordum. Kocaman alanın ortasında yalnızdım. Tepeden biri baksa bana göremez. Düşünün öyle büyük bir alanın ortasın da küçük bedenimle oturuyordum. Elim çenemin altında ruhla o geceki konuşmanın geçtiği odaya yani merdiven altına kilitlenmiş bakıyordum.O merdivenin altında bir oda varsa öbür merdiveni de altında bir oda olması gerekmezmiydi. Bence gerekirdi. Oturduğum yerden kalktım. Üzerine oturduğum hırkamı üzerime geçirip yürümeye başaldım. Buradaki yalnızlığımda bana eşlik eden hırkam. Ah, sana minnettarım. Adımlarım merdivenin altına gelince durdu. Burda bir kapı yoktu. Burada bir oda yoktu. Öbür merdiven altına ilerledim. Kapıyı açmayı denedim lakin açılmadı. Kilitlenmiş veya eski bir kapı olduğu için sıkışmıştı. Her neyse. Zorlamanın alemi yoktu, açılsa açılırdı. Boş alana ilerledim. Gözlerim bu katta bulunan iki odada gel gitler halinde gezindi bir ona bir öbürüne bakıyordum. Bir yandanda düşünüyordum. Odaların anahtarları nerelerdeydi. Bu kata olan bir odanın zaten kapısı yoktu. Gidip tekrar içerisine bakmanın bir anlamı varmıydı ki. Olsun yinede gidip bakmalıydım. Belki o an boş olan oda şuan doludur. Bulunduğum yer öyle bir yerdiki her şeyi bekliyorum diyebilirim.
Kapısı olmayan odaya doğru ilerledim. Odanın içerisine girdiğimde yine boştu, bomboş. Yazıktı bana buraya kadar boşuna yürümüştü ayaklarım. Bu kattaki son odaya ilk anahtarı bulduğum odaya ilerledim. Kapısını açıp içeri girdim. Herşey yerli yerindeydi. Sandalyenin üzerinde anahtarın içinde bulunduğu kutu. Başkada birşey yoktu zaten bu odada. Geri çıktım odadan. Kafamı yukarı kaldırıp dışardan nasıl göründüğünü bilemdiğim ama içerisini artık ezberlediğim bu koca alana baktım. Çatısı gözükmüyordu, bir çatısı varmı ki acaba duru. Yönümü merdivenlere döndüm. Bulabileceğim birşey varsa oda yukarıdadır. Merdivenleri ikişer ikişer çıkaraktan yukarıya vardım. Yine beni kapıları kapalı odalar karşıladı. Cebimde ikitane odanın anahtarı vardı. Biri tehdit edildiğim odaya ait, öteki ise ruhu ilk gördüğüm odaya. İlk olarak ruhu gördüğüm odaya ilerledim. Uzun ama dar koridorda ilerlerken yine duvarlarda asılı olan tablolara bakıyordum. İkinci anahtarı bu tablolardan birinin arkasında bulmuştum. Koridorun sonuna gelmiştim. Birazdan içerisine gireceğim oda karşımdaydı. Entrikaya gerek yok duru, gir bak birşey varmı, yokmu. Kapıyı açıp içeri girdim. Tam karşımda sandık ardında ise cam, solumda ayna üzerinde ilk bu odaya girdiğim halinde üzerine örtülü ince tül. Artık ayna görmek istemiyordum. Korkutucu geliyordu. Herşey aynalarla bağlantılı çıkıyordu. En başı, o gün rüyamda gördüğüm ayna, bir aynanın içindeki eldi beni çağıran. Aklıma geldikçe bile tüylerim diken diken olmuş, ürkmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRTIMDAKİ HANÇER
Fantasy"ihanet, ateşte ısıtılmış bir hançer gibi kalbine saplandıysa eğer, yüreğindeki sızı nefesini keser..." 𝑆ı𝑟𝑡ı𝑚𝑑𝑎𝑘𝑖 ℎ𝑎𝑛𝑐̧𝑒𝑟