Merhaba, hepinize keyifli okumalar dilerim. Bölümü oylamayı ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen.
(Yorumlarınız beni mutlu ediyor)
(Oy verirmisiniz✨)
☄️"Bir bedenin kayıp oluşunun hikayesmiydi bu yoksa daha da mı fazlasıydı?"
Parmaklarım hala sayfada yazanların üzerinde geziniyordu ve ben her gezinişte aynı şeyi tekrar tekrar okuyordum. Bir bedenin kayıp oluşu, akla mantığa sığmayacak şeyler ile karşılaşıyordum. Ve bunların hepsi sanki ben delireyim diye düzenlenmiş gibi geliyordu, ya da biri ya da başka bir şey beni bir şeyleri öğrenmem için sürüklüyordu, çünkü bilmediğim bir dildeki yazıları parmağımı üzerinde gezdirerek okumam normal değildi. Hayır, desem ki bilmediğim özel güçlerim falan var, ama oda yok, etten kemikten bir insanım. Bir diğer sayfayı çevridim, boştu, hiç bir şey yazmıyordu. Sonraki sayfaları çevirdiğimde kitabın geri kalan tüm sayfalarının boş olduğunu görmek beni büyük bir şoka uğratmıştı. Tekrar baktım tüm sayfalara, yanlış görebiliyor olabilirim diye lakin yanlış falan görmüyordum. Bildiğin kitabın geri kalanı boştu. Anlam veremiyordum, neden? niye? Harbi harbi ben burada aklımı kaçıracaktım. Uzun bir süredir yaşamımı sürdürdüğüm bu yerde, duvarın ardında bir çatı katı olduğunu öğreniyorum, üzerine birde bir kitap buluyorum, bilmediğim bir dilde yazılmış, ve ne hikmetse ben yazanları okuyorum, sonrasında diğer sayfalara bakıyorum onlar boş. Hah, alyala güldüm. Çünkü kafayı yemek üzereydim.
Hala şokta olmama rahmen kitabın kapağını kapadım ve elime alıp merdivenleri inmeye başladım. Duvar, yani kitaplık gibi olan kapıyı da geçip arkamdan kapadım. Diğer anahtarların arasına eklenen yeni anahtarıda cebime attım ve sık sıkı tutuğum kitapla odaya doğru ilerledim. Odanın içerisine girdiğimde kapıyı arkamdan kapadım, yatağın üzerine oturdum ve kitabı incelemeye başladım. Gerçekten kapağı şahaneydi. Mavi renkte olması da bana, sanki benim için tasarlanmış gibi olduğu hissiyatını veriyordu. Karnımdan guruldama sesleri gelince karnımın acıktığını farkettim, ayrıca suyumda çok az kalmıştı. Onu çağırmayacağım, ve ondan yemek istemeyeceğim. Neden mi? Çünkü ona gıcığım. Gerçekten de ruha fazlasıyla gıcıktım, verdiği cevaplar beni aşırı derecede sinir ediyordu. Elimde özenle tutuğum kitabı alıp masaya bıraktım, masanın üzerindeki şişeyi aldım. Ciddi manada suyum çok az kalmıştı, az birşey kalan suyuda içtiğimde suyum bitmişti. Karnım guruldamasını sürdürürken, ona kulak asmamak için yatağın içine girdim ve battaniyeyi üzerime çektim. En mantıklısı uyumaktı. Gözlerimi kapadım ve kendimi huzur dolu bir uykunun kollarına bıraktım. Zaten uykum olduğu için uykuya falmam fazla uzun sürmemişti.
Gözlerimi açtığımda kendimi bir sokak lambasının altında bulmuştum, benim etrafımı aydınlatan altında bulunduğum sokak lambasıydı, sokağı aydınlatan ise evlerin yanan ışıkları ve diğer sokak lambalarıydı. Öncelikle nerede olduğuma anlam vermemiştim, etrafımda göz gezdirdiğimde burasının bizim evin sokağı olduğunu farkettim. Gözlerim bizim evin binasına çarptığına kapının önünde el ele tutuşmuş annem ve babamı gördüm, onları gördüğüm gibi içimdeki o büyük özlem duygusu uyandı. Bana suratlarındaki sıcak tebesüm ile bakarlarken bende onlara aynı şekilde karşılık veriyordum. Geceydi ve sokakta bizden başka kimse yoktu. onlara biran önce sarılma arzusuyla ilerlemeye başladım, onlara doğru yürüyordum suratımdaki gülümsemeyle onlarda bana aynı şleilde karşılık veriyorlardı. İki kolumu da yanıma açarak onlara doğru ilerliyordum, ama birşey vardı. Ben onlara doğru her adım attığımda onlar geriliyorlardı. Bu sefer koşmaya başladım onlara, ben onlara koltukça onlar geriye doğru daha da hızlanarak gidiyorlardı. Suratımdaki tebessüm silinmişti, annem ve babama baktığımda onlarında suratlarındaki tebessüm silinmişti. Terliyordum, ve içimde bir kokru oluşuyordu, neden böyle oluyordu? "Anne!" Diye bağırdım girmemeleri için. Daha da hızlı koşmaya başladım. "Anne! Gitmeyin!" Diye bağırıyordum onlara doğru koşarken ama sanki beni duymuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRTIMDAKİ HANÇER
Fantasy"ihanet, ateşte ısıtılmış bir hançer gibi kalbine saplandıysa eğer, yüreğindeki sızı nefesini keser..." 𝑆ı𝑟𝑡ı𝑚𝑑𝑎𝑘𝑖 ℎ𝑎𝑛𝑐̧𝑒𝑟