Merhabalar🤍 6. Bölümüyle sırtımdaki hançer yayında. Ve 5 bölümle 1(bin) okunmaya ulaştık. Nice daha çok okumalara diyorum. Fazla uzatmayacağım okuyan herkese keyifli okumalar. Umarım beklentinizi ksrçılayan bir bölüm olur
Oy ve yorum sınırı konulfuğunu gördüm. Ben sizden böyle birşey istemeyeceğim, ama yinede oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.
*Yorumlarınız benim için önemli ve beni mutlu ediyor.
Bölüm için şarkılar;
Ezhel- Ben
She knows(Bölüme geçmeden önce yıldıza basarmısın lütfen✨)
Instagram; thenur.klc
Hazırsanız bölüme geçelim....
✨Sırtımı sandalyeye yaslamış tavanı seyrediyordum. Ayrıca kendimi düşüncelerimde de boğuyordum, uzun bir süredir olduğu gibi. Yapacak başka birşey yoktu ne yazık ki, aslında vardı. Bulmam gereken bir beden vardı. Ama nasıl, nerede. Bunları düşünürken aklımı kurcalayan bir başka soru daha meydana gelmişti. Dünyada milyonlarca insan varken neden bedenini bulmam için beni seçmişti. Gözüne benmi çarpmıştım tepeden bakarken. Merak ediyordum, gerçekten neden beni seçmişti. Benim gibi biri. Başka biri dururken neden ben. Acaba haberdarmıydı, benim bu tarz şeylere olan ilgimden. Haberdar olsada bir insana bu yapılmazdı bence. Bu soru aklımın bir köşesinde yankılanıyordu. Yeterince vakit kaybetmiştim, yeterdi. Kalkamlıydım. Daha fazla sorularım ve düşüncelerimle baş başa kalmadan buradan gitmeliydim, evime gitmeliydim. Kucağımdaki kutuyu kalktığım sandalyenin üzerine bıraktım. Not hala elimdeydi. Onuda cebime attım. Bu cebime attığım notlar bir dağa dönüşmese bari.
Neyse, odadan çıktım. Gözden kaçırdığım bir yer birşey olmalıydı kesinlikle. Dikkatli bakmamışmıydım. Aynı yerlere kaç kere bakmıştım. Ama birşey bulamamıştım. Tekrar tekrar bakmalıydım. Gerekirse defalarca. Bu kattan değil yukarıdan başlayacaktım.
Merdivenleri çıkmaya başladım. Bu esnada korkuluklarada bakıyordum. Ne bilirsin belki üzerinde yine beni tehdit edecek yazılar yazıyordur. İyice paranoyak birine dönüşüyordum. Sonum hayra alamet değildi ya neyse. Yukarı geldiğimde kapalı kapılar beni karşıladı. Bunlarla vakit kaybedecek değildim. İlk önce baştan aşağı beyaza kaplı olan odaya girdim. O odaya hiç bakmamıştım ki. Etrafta bir göz gezdirdim. Evet, bu odada ne mi vardı. Not düşeyim hemencik. Bir dolap, ve küçük bir komidin vardı. Kolonun hemen yanında ve duvarlarda asılı iki üç tablo vardı. İki tanesi orta boyda tabloyken biri büyüktü fazla büyük. Dolaba ilerledim. Kulpu tutum ama açmaya korktum diyebilirim. Artık korkuyordum. Demiştim, içimdeki bu korku kırıntısı büyüyecek diye ve evet, büyüyordu.Kulpu çekip dolabın kapağını açtım. İçerisinde kıyafet vardı. Şaka yapmıyorum ciddiyim. Dolaptan kıyafetleri aldım. Komidinin üzerine bıraktım. Bu bir pijama takımıydı. Kim bunu buraya bırakmıştı. Kadın pijamasıydı. Pembeydi hemde. Üzerimdekiler gibi. Pijamayı elime alırken aralarından bir kağıt düştü yere. Eğilip aldım. Ee bu nota pembeydi. Özelliklemi yapılıyordu bana. "Üzerindekiler fazlasıyla yıpranmış üşürsün, neden pembe oldukları konusuna gelirsekte, anladığım kadarıyla pembeyi seviyorsun. R" Ruhmu bunları buraya bırakmıştı. Benim için. Centilmen bir ruhla karşı karşıyadım sanırım. Yalnız bir konuda yanılıyordu. Ben pembeyi değil, mavi rengini seviyordum. Bunların mavi olmasını tercih ederdim. O gece bunları üzerime korkudan geçirmiştim, rastgele. Haklıydı, üzerimdekiler fazlasıyla yıpranmıştı ve ben üşüyordum. Bunlar pamuktandı. Üzerimdekileri hemen çıkarıp ruhun bıraktıklarını üzerime geçirdim. Bir sıcaklama gelmişti hemen. Yıpranmış kıyafetlerimi ise alıp dolaba tıktım. Anahtar ve notları hırkanın ceplerinden almayı unutmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRTIMDAKİ HANÇER
Fantasi"ihanet, ateşte ısıtılmış bir hançer gibi kalbine saplandıysa eğer, yüreğindeki sızı nefesini keser..." 𝑆ı𝑟𝑡ı𝑚𝑑𝑎𝑘𝑖 ℎ𝑎𝑛𝑐̧𝑒𝑟