Sonuna kadar okumanız öneriliyor!!!
Boş alanda durmuş ve aklımı kurcalayan o soruyu sormak için ruhu çağıracaktım. Ruh, bana gel. Çağırmıştım, gelecekmiydi gelecekti, gelmeliydi. Çünkü ben bu soruyu ona sormasam meraktan çatlayacaktım. Biraz fazla meraklı bir insan olabilirdim. Bu benim sorunum değildi. Kulağımın çınlamasıyla ellerim kulaklarımı kapadı. Gözlerimi sıkı sıkı yummuştum. Sülietleri görmek istemiyordum. Bu çınlamayıda istemiyordum. Ama buna bir çözüm bulamıyordum. Ellerimi kulaklarıma iyice bastırdım. Ruh yaklaşıyordu ve o yaklaştıkça benim acımda katlanıyordu. Derin derin nefes almaya çalışıyordum. Ruh hala gelmemişti onu hissetmiyordum.
Kulağımda ki çınlama şiddetini artırmıştı ellerim bu acıya zerre engel olmuyordu. Ama o gelmişti hissediyordum. Gözlerim hala kapalıydı. Bekledim onun ellerime dokunmasını bekledim. Ve evet, onu ellerimde hissettim. Ellerim benim isteğim dışında çekildi ve iki yanıma bırakıldı. Çınlama yok olmuştu aynı şekilde sülietlerde. Gözlerimi açtığımda etrafında oluşan ışık çemberinden onu gördüm. "Birşey mi oldu" diye bir yazı belirdi duvarda. Vakit kaybetmeden cevap verdim. Niyetim hemen sorumu sormaktı.
"Birşey olmadı" diyerek acele ediyordum. "Ne diye çağırdın peki beni" nefesimi alıp vererek aklımı kurcalayan o soruyu sordum. "Dünyada milyonlarca insan varken sen, bedenini bulmam için neden beni seçtin" merak ediyordum ne cevap verecekti. Yine beni geçiştirmeye kalkmamalıydı. Bana doğru iki adım attı. Ama ben bu sefer gerilemedim.
Gözüm onda değil duvardaydı. Ve işte yazılar beliriyordu. "Seni ben seçmedim, ve sen burada yalnızca benim bedenimi bulmak için değilsin"
Beni o seçmemişmiydi. Peki beni kim seçmişti. Bir dakika ben burada yalnızca onun bedenini bulmak için değilmiydim. Başka ne için buradayım ben....Evetttt bölümden önce alıntısı geldi. Düşüncelerinizi alalım bakalım yorumlaraaaaa. 💖❄️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRTIMDAKİ HANÇER
Fantasy"ihanet, ateşte ısıtılmış bir hançer gibi kalbine saplandıysa eğer, yüreğindeki sızı nefesini keser..." 𝑆ı𝑟𝑡ı𝑚𝑑𝑎𝑘𝑖 ℎ𝑎𝑛𝑐̧𝑒𝑟