Benim yanaklarım al al kızarırken, o ciddi bir şekilde bana bakmaya devam etti.
Başta hiç komik olmadığını düşündüğüm bu teklif sonra inanılmaz komik gelmeye başladı. Burun kemiğimin üst kısmını bir elimin baş parmağı ve işaret parmağının arasına sıkıştırıp kıkırdamaya başladım. Bir süre sonra kıkırdamalarım şen kahkahalara dönüştü.
"Daha hiç sevgilim bile olmamışken rolünü nasıl yapacağım?" dedim gülerek.
Bakışlarındaki ciddiyet endişelenmem gerektiğini söylüyordu. Gülmemi bir kenara bırakıp onun gibi olamasam da biraz ciddileştim.
"Bir kız var. Bu akşam kulüpte olacak."Şüpheyle süzdüm gözlerini. Ona inanmıyordum.
"Vauv! Çok etkilendim. Ne zamandan beri var bu kız?""Bir süredir. Sadece telefonla yazıştık. Arkadaşlarımın birinden bulmuş numaramı."
Gözlerime yarım yamalak baktı. Bu doğru değildi, olamazdı, olmamalıydı da."Resmini göstersene!"
Kanıt istiyordu aklım. Kalbim ise cadı kazanı gibi cevapsız sorularla kaynıyordu.Telefonu eline aldı ve sosyal medya hesabını açıp bana uzattı. Planlamış gibiydi her şeyi. Beni o kadar iyi tanıyordu ki...
Kızın son paylaşımları her şeyi gözler önüne seriyordu zaten. Başta şunu söylemeliyim ki; kız -beğendiği onca kadın gibi- tam bir afetti. O söylediğinde haklıydı, istesem de onlar kadar olamazdım. Şimdiyse asıl sorun; ikisinin inanılmaz samimi dudak dudağa, el ele fotoğraflarıydı ki, buna daha fazla bakmaya yüreğim el vermedi.
Ona doğru iyice döndüm.
"Hakan birçok kadınla birlikte olmanın kötü yanı ne biliyor musun? Hiçbir kadının seni mutlu edememesi. En güzeli bile." Son cümlemi söylerken telefonun ekranındaki kızı gösterdim.Bana bakmaya devam etti. Sonra başını yukarı kaldırıp gülümsedi.
"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum.""Marifet." diye düzelttim onu. Dişlerimi gıcırdatıyordum kıskançlıktan. "Bu yaptığına marifet denir."
Telefonunu biraz daha karıştırdım. Bu fırsat bir daha elime geçmezdi sonuçta.
"Anlamıyorum. O kadar kişiyle birlikte oldum diyorsun, hesabında kendinden ve erkek arkadaşlarından başka hiç kadın fotoğrafı yok."
"Sen varsın." dedi hemen. Birlikte çekindiğimiz fotoğrafı inceliyordum o sırada. Onunla çekindiğimiz yüzlerce fotoğrafın içinde neden en kötüsünü seçip paylaşmıştı, anlam veremiyordum.
"Hı hı. Küçücük, lise çağlarında ergen bir kız. Hem seninle olan en çirkin fotoğrafım. Gözlerim bile kapalı çıkmış."
"Bakışlarındaki o rahatsız edici güzellik görünmesin işte, ne güzel." Gülerek etrafına bakarken bir anda bakışlarını gözlerime çevirdi. Bugün gerçekten tuhaf bir gündü. Gözlerindeki arzuyu görebiliyor olmam da normal mi?
"İşte sırf bu yüzden kısmetim kapanıyor." diye homurdandım. "Belki zengin ve romantik arkadaşlarının birinden teklif alacaktım."
"O iş biraz zor, küçük hanım. Erkekleri tanımıyorsun. Hem kimse sana layık değil. Bazı insanlar hiç evlenmemeli." Yaklaşıp saçlarımı okşadı. Buna -o resimleri gördükten sonra- heyecanlanmalı mıydım yoksa kardeşi olsa ona da böyle davranırdı çıkarımı mı yapmalıydım?
Telefonunu ona uzattım.
"Neden sevgili rolü yapmamı istiyorsun?"Dirseklerini dizlerine dayayıp hafifçe öne eğildi. Sonra ellerini kavuşturup kaşlarını kaldırdı konuşurken.
"Karışık bir mesele."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA TUZAK
RomanceÜniversiteyi bitirdikten sonra işler Ece için pek de iyi gitmez. Hayatı, baba evinde, onunla evlenmek isteyen taliplileri ile doludur. O ise en yakın arkadaşı Selin'in büyük kardeşi Hakan'a gizli duygular beslemektedir. Ta ki yolu tanınmış iş insanı...