Bazı şeyler insanı çok sıkar ve vazgeçmek gerekir fakat alıştıktan sonra bu kolay olmaz.
11.sınıf öğrencisiyim. Bugünde okula ilk adımımı atmış bulunmaktayım. Sanırım bu seneyi yurt dışında okuyacağım. Yani şöyle değişim öğrencisi olarak yabancı dilim hem ingilizce hem Almanca dan çok iyi olmasa da b1-b2 seviye var hocalarımda konuşma sınavına soktu ve sonuç bekleniyor.
Sınıfa gittim çantamı bıraktım ve zile 14 dakika vardı hemen kantine bizimkilerin yanına gittim. Bizimkiler kim diye sorucaksınız, hemen açıklayayım. Çocukluk arkadaşım Zeynep, 7 yıldan beri bizimle olan Ensar, Ensar'ın orta okuldan arkadaşı Eymen ve son olarak Beren. Zeynep ben ve Ensar aynı sınıftan arkadaşız,Beren ve Eymen karşı koridordan arkadaşlarımız oluyor.
"Günaydınn"
Gene çok pozitif bir sabahlama yaptım arkadaşlarıma karşı ne kasar pozitif olsam da iç dünyam çok karma neler var neler. Bunları tek bilen kişi de bebeklikten beri arkadaşım olan Zeynep her zaman yanımda oluyor ve ne zaman küssek en fazla 2 saatlik bir zaman diliminde barışıyoruz.
Sandalyeyi çekip oturdum.Ensar'la gözler kesişti ve bana minik bi sırtıma atıp
"Sanada günaydın neşe kızı" dedi.
Beren her zaman neşemden şikayetçidir çünkü çok sakin birisi aşırı negatif ama ben arkadaşlarıma karşı böyle olamayan biriyim.
Tam kantin kapısının çaprazındaki masada oturuyorduk ve benim sandalye kapıya dönüktü. Etrafı süzmeye koyuldum. Masaya bir grup geldi ve Eymeni çağırdılar, bir köşeye gittiler ve birşey konuştular. Eymen yanımıza geri gelince Beren gene merakını ortaya koydu.
"Noldu ne dediler sana"
"Hiç"
"Ne hiç"
"Yani hiçbirşey"
Ben aralarından çok kişiyi tanımıyordum yani çok sosyalleşmem bana göre değil ama şuan içinde bulunduğum grup bütün okulun tanıdığı kişiler.
"Eymen bi sorun mu var sanki suratında düştü" Ensar devam etti.
"Yok yaa öyle birşey değil"
Nasıl birşeyden bahsetti ki. Tuhaf bir bakış attım.
"Eminmisin"
"Emiminim" Eymen son noktayı koydu ama koyamadı merak edip sordum.
"Nasıl birşey değil"
"Yaaa arkadaşlar tamamm birşey dememişler işte"
Ensar ortamı susturdu.
"Kızlarr lavobaya gitmemiz lazımm" Beren gene kendine bakacaktı istemesekde kabullendik.
"Arkadaşlar biz gidiyoruz hadi sanada iyi dersler Eymen"
"İyi dersler Zeynep"
Zeynep ve Beren önden yürümeye koyuldular bana arkadan Ensar seslendi ve geri dönmek zorunda kaldım.
"Efendim"
"Derste yanıma otursana"
"Ensar bunun için mi beni döndürdün"
"Hı-hıhı"
"Sizde birşey var gibi bizden birşeymi saklıyorsunuz"
İkiside aynı anda
"Yoo"
"Eminmisiniz"
"Eminiz"
"Tamam gidiyorum o zaman"
"Dikkat et"
"Görüşürüz"
Kantinden çıktım okula doğru yürümeye koyuldum, telefona bildirim geldi bakmak için cebimden çıkarttım ve içeriğe girdim. Aynı zamanda yürüyordum aşırı sert bir şekilde birine çarptım oda telefona bakarak yürüyordu telefonlar yere düştü. Kişiye baktım ve tanıdıktı yani Eymenlerin sınıfından biriydi ama isim olarak bilmiyordum.
"Yaa üf be kızım bide önüne bakarak yürü be"
"Nasıl yani sende telefona bakıyordun"
"Geçen sağ tarafa geçmesem gene çarpacaktın gene telefona bakıyordum"
"Tamam ne uzatıyon kusura bakma"
"Allahım sen sabır var ya"
Gitti. Allahım ya sabah sabah. Bu arada bu çocuğun olduğu grubu sevmiyorum az öncede yanımıza gelenler bunların gruptu. Bide gelmiş önüne bak diyor. Hayvan kolum kırıldı. Telefonu aldım direk sınıfa gittim zile 2 dakika vardı. O sinirle telefonu sıraya sert bir şekilde koyarak oturdum dirseklerimi masaya koydum ellerimle başımı destekledim gözlerimi kapattım ayağımı titretmeye başladım. Bunlar istemsizce olan şeylerdi yani hastalıktan kaynaklı en ufak şeye bile çok fazla tepki gösterip sinirleniyordum.
"Ecrinn"
Zeynep hastalığı bildiği için biraz büyük tepki gösterdi arkasından Ensar geldi.
"Ecrin hap hapın nerde?"
"Y-yok yok sanırım"
"Tamam sakin ol neye sinirlendin"
"Çocuk geldi çarptı çıkıştı"
"Ah Ecrin ahh kim o çocuk"
"Eymenlerin sınıfından"
"Zeynep hangisi olduğunu biliyon mu sen"
"Ee Ecrin dur bi sakin ol... Şey mi Kaan o mu biz girerken o çıkıyordu"
"Sanırım"
"Zeynep çok titriyor bi lavobaya götür istersen"
"İlacı yok bi işe yaramaz"
"Çantama baksana birdaha"
Ensar çantamı getirdi baktık ama yoktu.
"AAA benim çantamda varr durr bekle"
Zeynepte benim ilacımdan yanında taşıyordu ben unutururmda şuan olduğu gibi olursa diye. İlacı açtı ve su ile bana verdi, ilacı içtikten biraz sonra daha sakinleştim bir kaç dakika sonra da hoca geldi. Ders sağlıktı hoca saldı bende tüm ders boyunca kafamı sıraya gömerek uyudum.
Zil çalmış ben dalmışım kafamı kaldırdığımda sınıfta kimse yoktu. Tam saçımı düzeltirken tenefüste bana çarpan çocuk önce kafasını içeri soktu sonra göz göze gelince içeri girdi.
"Sen niye teksin"
"Sanane"
"Terslemesen konuşamıyormusun sen"
"Konuşurum da napcan sen niye tek olduğumu"
"Meral ettim"
"Uyumuşum"
"Uyumuşmusun"
"Evet noldu"
"Bu sıralar sert ama"
"Üffff"
"Neyse, ben az önce sana çarptım dimi"
"Hee evet"
"Özür dilerim biraz fazla çıkıştım o an bi mesaj almıştım ve sinirliydim kusura bakma"
"Tamam sorun değil"
"Adın Ecrin'di dimi"
"Evet, adımı nerden biliyorsun"
"Eymenlerin gruptaki Ecrin, yani o grup tanımıyor ya normal olarak sende o grupta olduğun için tanınıyorsun"
"Çok rahatsız edici"
"Benim adımı biliyormusun"
"Ya herkes beni biliyor da ben kimseyi bilmiyorum"
"Adım Kaan, sosyalleşmem sana göre değil sanırım"
"Yani evet"
Sırıttı, bu çocuk kimdi? Niye böyleydi? O grupta olup bu şekilde olması imkansızdı. Sen kimsin?
"Bende aynı durumdayım içe kapanık biriyim"
Önümdeki sıraya oturup bana döndü.
"Konuşmayı sevmiyorum çünkü telaffuz edemiyorum bazı şeyleri"
Nasıl yani gayet iyi konuşuyor.
"İçe kapanık olmanın sebebi ney"
"Boşver ya seninde içini karartmayayım şimdi"
"İçimi karartmak mı?" Ah içimi bir bilse zaten kara olduğunu, çıkmaza giden yollarım olduğunu, çıkıştaki tüm kapıların kilitli olup kilitlerinin olmadığını bir bilse.
"Sen çok pozitif neşeli bir kızsın yani benim derslerle seni de yormak istemem"
"Anlatabilirsin... Dinlerim"
"Ben içimde yaşamayı seviyorum alıştım zaten boşver"
"Peki, sen bilirsin"
Söyleyemedim ona benimde içimde fırtınalar kopuyor diye.Her yarayı bıçak açmaz...