Yataktan kalktığımda, saat öğleni geçmişti. Nadiren geç uyanırdım uykudan ve bu gün o günlerdendi. Regl olmuştum, sancılarım vardı çok fazla bu yüzden ilaç aldım ama pek işe yaradığı söylenemez.
Üç gün geçmişti Barışı son gördüğümden bu yana. O gün eve döndüğümde annemleri evde görmek beni çok şaşırtmıştı, çünkü uzun bir süre dönmeyeceklerini söylemişlerdi.
Lavaboda rutin işlerimi halledip, üzerimi bile değişmeden pijamalarımla aşağı indim. Annem ve babam salonda sohbet ediyorlardı. Beni gördüklerinde gülümsediler.
"Günaydın."
"Öğlen oldu ama sen bilirsin kızım."
"Bana gün şimdi doğdu."
Konuşmayı bitirip mutfağa doğru ilerlemiştim ki, annemin sesiyle durdum.
"Akşam Kandemir'lere davetliyiz sen de geliyorsun."
Kandemir...
Barış Kandemir.
SİKTİR.
Bu sitede ki tek kandemir Barışın ailesiydi. Sitenin en büyük evine sahip olan da onlar.
Hasan ve Suna Kandemir. Biricik oğulları Barış Kandemir. İsimlerini çok duymuştum ama daha önce hiç o çiftle tanışmadım. Hasan amcayla babam lise yıllarından beri arkadaşlarmış. Bu arkadaşlık yıllarca devam etmiş şimdi bile aynı samimiyetteler.
Annemle Suna teyze de kocalarından dolayı tanışıyorlar. Arada sırada buluşurlar çift olarak ama annem ilk kez benim de onlara katılmamı istemişti. Artık reşit olduğumdan dolayımı yoksa düşünmek bile istemeyeceğim nedenlerden dolayı mı onlara katılmamı istiyordu bilmiyorum.
Anneme doğru dönüp konuştum. Sadece akşam yemekte Barışında olup olmayacağını öğrenmek istiyordum.
"Neden? Siz hep çift takılırsınız."
"Oğulları Amerika'dan dönmüş bu yıl, aynı yaşlarda sayılırsınız. Tanışmanı istiyorum sadece."
Kesin öyledir annecim.
"Tamam. Akşama hazır olurum."
Salondan çıkıp mutfağa girdim, bir şeyler atıştırıp yeniden odama döndüm. Akşam Kandemir'lerin evine gideceğimiz için çok fazla yemedin, yoksa hemen göbeğim çıkıyor.
...
Akşama kadar odamda oyalandım. Film izledim, saçma sapan tiktok videoları çektim, biraz Leyla'yla konuştum. Akşam teyzesinin evine gideceğimi söylediğimde çok şaşırdı, çünkü o da biliyor misafirlikleri pek sevmediğimi.
Leyla yakın arkadaşım ama daha Barışla aramda geçenleri ona anlatmadım ve kendimi çok suçlu hissediyorum. Leyla hep bana anlatır hayatında olanları ama benim anlatmamam, ona ihanet ediyormuşum gibi oluyor.
Bir ara ona her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacağımı aklıma not ederek ayağa kalktım hazırlanmak için.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırlanmam bittiğinde ayağıma da siyah stiletto'larımı geçirdim. Sadece telefonumu alacaktım, çantaya gerek yok zaten.
Son kez kendime aynada bakıp aşağı indim. Merdivenlerden indiğimde annemlerin hazırlanmış beni beklediklerini gördüm.
Annem kırmızı renkte askılı dar kalem elbise giymişti, babam her zaman olduğu gibi siyah takımını giymişti ek olarak annemle uyumlu olsun diye kırmızı renk kıravat takmıştı.
"Çok güzel olmuşsun bir tanem."
"Teşekkür ederim babacım."
Üçümüzde dışarı çıktığımızda ben kendi arabama doğru yürüyecektim ki, annemin seslenmesiyle durdum.
"Helen bizimle gel, iki araba gitmemize gerek yok."
Topuklu, iyisin hoşsun da çok yoruyorsun be kızım.
Aynı sitede oturduğumuz için iki dakikaya vardık saray görünümlü eve. Aşırı heyecanlandım şu an evin içini göreceğim diye.
Kesinlikle Barış'ı göreceğim için değil.
Arabadan inip eve doğru yaklaştık, biz daha kapıya varmadan kapı yavaşça açıldı. Kapıyı açan Suna teyzenin kendisi olması beni şaşırttı, çünkü bizde hep yardımcılar açar kapıyı, misafir gelse bile.
Suna teyze güler yüzüyle bizi karşılayıp içeri davet etti.
"Hoş geldiniz, geçin lütfen."
"Hoş bulduk Sunacım."
Annem elindeki şarap şişesini Suna teyzeye uzattı. Biz içeri geçtikten sonra Suna teyze kapıyı kapattı ve salona doğru ilerlememizi söyledi.
"Helen, çok güzel genç bir kız olmuşsun. En son görüştüğümüzde sen küçüktün."
"Biraz öyle oldu Suna teyze."
Salona geçtiğimizde Hasan amca ile Barış'ın kanepede oturmuş gülüşerek sohbet ettiklerini gördüm. Bizi gördüklerinde ikisinde ayağa kalktı.
Tanrım. Bu çocuğun bu kadar seksi olması diğer erkeklere haksızlık. Siyah kısa kollu bir gömlek ve siyah pantolon giymişti. Kollarında ki dövmeleri şimdi fark ediyorum.
Sol kolu boydan boya dövmelerle kaplıydı, sağ kolunda ise dirseğinin hemen altında üç tane alt alta tel örgülü dövmeler vardı.
Ben onu incelemeyi bitirdiğimde onun hala gözlerinin üzerimde olduğunu gördüm. Kimseyi umursamadım arsızca süzüyordu beni. Bu bile kanımın kaynamasına yeterken, boğazımı temizleyip gözlerinin gözlerime çıkmasına sebep oldum.
Görüşme faslı biterken hepimiz yemek masasına geçtik. Oturmadan önce lavaboya gitmem gerekiyordu ellerimi yıkamak için. Suna teyzeye doğru konuştum.
"İzninizle lavaboyu kullana bilirmiyim?"
"Tabi kızım Barış sana yerini göstersin."
Barış bıyık altından gülüp ilerlemeye başladı.
"Tabi, bu taraftan lütfen."
O önden ben arkadan ilerlerken koridorun sonundan ikinci kapıya vardığımızda tam teşekkür edip içeri girecektim ki, Barış kapıyı açıp beni de kendisiyle birlikte içeri soktu.
