48.

2.4K 137 39
                                    









O gece Barış bizde kaldı. Savaş, Barışla evli olduğumuzu sanıyor bu yüzden ona gerçekleri henüz anlatamadım. Parti bitikten hemen sonra Savaş babasının yanından bir saniye bile ayrılmadı, önemli önemsiz ne varsa anlattı ve işin güzel yanı Barış bunları hiç sıkılmadan dinledi. Gece de zaten babasının, yanında uyumasını istediği için zor durumda kalmalık bir durum olmadı.

Canımı sıkan en önemli meseleyse Ardaydı. Dün çok durgundu nedeninin Barışın gelişi olduğunu biliyorum ama yinede başka bir şey varmış gibi geldi bana. Onunla konuşmak istediğimde hep beni geçiştirmeye çalışıyor, biraz daha böyle devam ederse büyük patlayacağım artık. Ben eski Ardayı geri istiyorum bu hallerini hiç sevmedim.

Bu sabah, Barışla karşılaşmamak için olabildiğince erken kalkıp şirkete gelmiştim. Burada karşılaşacağımızı zaten biliyorum ama ne kadar zaman kazanırsam o kadar iyi.

Kapım tıklatılıp içeri asistanım Esma girdiğinde kafamı kaldırıp elinde getirdiği dosya yığınına bakarak seslice ofladım. Bunu duyan asistanım kıkırdadığında kaşlarımı çatarak yüzüne baktım.

"Mesai yapmak istiyorsan biraz daha gül Esmacım."

Esma gözlerini kocaman açıp dosyaları aceleyle önüme bırakarak bir iki adım geriledi. Şakamı gerçek sandığı için eli ayağına dolaşmıştı ayrıca bu gün erken çıkmak istediği için izin almıştı benden ve şu an ona mesai yaptırmamdan korkuyordu.

"Yok efendim ben size gülmedim."

"Umarım öyledir."

Hızlı adımlarla kapıya doğru yürüyüp dışarı çıktı, kapıyı biraz sert kapattığı için yeniden açıp sadece kafasını içeri sokarak özür diledi ardından bu sefer yavaşça kapıyı kapattı.

Gülümseyerek önüme dönüp imzalanması gereken evraklara baktım. Ama sadece baktım çünkü imza atmaktan parmaklarım ağrımıştı, biraz dinlenmem gerekiyor. Günlerdir işlerle doğru düzgün ilgilenmediğim için işler birikmişti.

Öğlene kadar imzalarla ilgilendim, acıktığım için odama pizza söyledim ve ben bunca şey yaparken Barış ne odama gelmişti ne de bir kez bile aramamıştı. Aslında istediğim buydu ama insan düşünmeden edemiyor, bu adam nerede de beni görmeye hiç gelmedi.

Daha fazla bekleyemediğim için bir anda ayağa kalkıp odadan çıktığım gibi Barışın odasına doğru yürüdüm. Asistanının beni durdurmasını beklemeden kapıyı açıp odasına daldığımda onu bir kadınla gülüşerek konuşmasını beklemiyordum.

Böyle bir şeyle karşılaşmayı beklemediğim için afallamıştım, ikisininde gözleri bana döndüğünde Barış boğazını temizleyip dik bir konuma geçti. Ama, kim olduğunu bilmediğim aşırı seksi kadın Barış'ın aksine oturduğu yerden daha rahat oturdu. Gözlerini kısarak beni süzdüğünde kıpırdamamak için kendimi zor tuttum.

"Helen, bir şey mi söyleyecektin?"

Gözlerimi yeniden Barış'a çevirdiğimde meraklı gözlerle beni izlediğini gördüğümde az kalsın elim ayağıma dolaşacaktı. Çenemi yukarı kaldırıp boğazımı temizledim ve aklıma gelen ilk yalanı söyledim.

"Bazı evraklarda sizin çalışanlarınız hatalar yaptığını fark ettim, bunun için sizinle görüşmek istedim ancak belliki müsait değilsiniz."

Barış önce kaşlarını çatıp yüzüme baktı, sanki ne hatası olabilir diye düşünüyordu. Düşünmekte de haklı çünkü hata falan yok, şu an fena sıçmıştım ve nasıl toparlayacağımı bilmiyorum.

Hız Tutkusu +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin