50.

1.8K 133 30
                                    









2 GÜN ÖNCE

Karşımda iki seçenek vardı. Ya yalan söyleyip aramızdakileri bitirecektim, ya da doğruları söyleyip ona en büyük umut kırıntısı bırakacaktım.

"Cevap ver Helen, sana benden başka biri dokundu mu?"

Bir cevap istiyorsa önce o bana doğruları söylemeliydi. Kısasa kısas.

"Önce sen cevap ver motorcu, peki sana benden başkası dokundu mu?"

Bir an bile düşünmedi cevap verirken, öyle kendinden emindi ki doğruyu söylediğini iliklerime kadar hissettim. Barış bana yalan söylemezdi, ben öyle sanmıyordum. Barış bana gerçekten yalan söylemezdi, hele de bu konu hakkında asla yalan söylemezdi.

"Tenime, teninden sonra hiç bir ten değmedi. Kalbime senden başka kimseyi almadım. Alamadım değil Helen, almadım. Aklımın ucundan bile geçirmedim başkasıyla olma ihtimalimi, öyle bir kazınmışsın ki içime sen bile koparamazsın kendini oradan."

Ellerini kalçalarıma indirip beni kucağına aldı, düşmemek için kollarımı boynuna sardığım da yüzüm yüzüne daha fazla yaklaşmıştı. Dudaklarımız arasında sadece santimler vardı, birimiz öne gelse değecek kadar yakındı.

Gözleri dudaklarım ve gözlerim arasında gidip geliyordu. Böyle bakmamalıydı bana, yoksa ikimizde sağ çıkamazdık bu patlamadan. Koltuğa geçip oturduğunda bir elini uyluğuma yerleştirdi, diğerini belime çıkarıp yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Sıra sende."

"Yalan söyledim. Sırf sen sinirlen diye, delir diye. Ayrıca beni sinirlendirmiştin, intikam almak istedim, acı çek istedim."

"Acımı acınla kıyaslamıyorum ama ben de çok acı çektim Helen. Sanmaki orada mutlu bir hayat yaşıyordum, tam tersi berbattım dağılmıştım ve benim tutunacak bir dalım yoktu."

Gözümden bir damla yaş aktığında çaresizce baktı yüzüme. Silmedi yaşı, am bir an bile bırakmadı beni.

"Böyle olmamalıydı Barış."

"Olmamalıydı sevgilim. Ne kadar özür dilesem bile çektiğin acıları unutturamam sana biliyorum, ama izin ver bundan sonraki her günü mutlu yaşatayım sana, akan gözyaşların sadece mutluluktan olsun. Hiçbir şey bir anda düzelmeyecek biliyorum, yavaş yavaş, adım adım ilerleyeceğiz."

"Bilmiyorum."

"Senden beni affetmeni istemiyorum, bana bir şans vermeni istiyorum." Kararsız kaldığımı gördüğünde devam etti. "Helen... biz bu sonu hak etmiyoruz, lütfen izin ver finali baştan yazalım."

"Ya yine batırırsan."

Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı, sanki konuşmaktan yorulmuştu ve sadece dinlenmek istiyordu. Alnını alnıma yasladığında ben de gözlerimi kapattım. Boynuna sardığım kollarım istemsizce sıklaşırken aynı şekilde Barışta kollarını belime sardı sıkıca. Sanki gitmemden korkarmışçasına.

"Sana asla kavga etmeyeceğimizin sözünü veremem, ya da seni biler sinir etmeyeceğimin. Ama, sana söz veriyorum Helen yatağa asla bensiz girmeyeceksin. Tek bir gece bile, seni kollarımdan başka bir yerde uyutmayacağım. Uyandığın da gördüğün ilk yüz benim yüzüm olacak."

"En son bunu söylediğinde beni terk etmiştin."

Bir kaç saniye konuşmadan öylece durdu, burun ucumu öpüp yeniden alnını alnıma yasladı. Gözlerinin kapalı olduğundan emin olduğum için dudaklarıma huzurlu bir tebessüm yerleştirdim. Çünkü gerçekten huzurluydum.

Hız Tutkusu +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin