22.

10.3K 219 24
                                    









Asansörden çıkıp eve doğru yürüdük. Barış kartı okutup kapıyı açtığı gibi ikimizi de eve soktu. Kapıyı kapatır kapatmaz beni duvara itip dudaklarıma yapıştı.

Öpüşü sinirliydi, öfkeliydi. Sanki tüm sinirini bedenimden çıkarmak istiyordu. Eğer böyle sakinleşecekse istediği kadar sinirli öpebilirdi.

Kollarımı boynuna dolayıp onu daha da yakınıma çektim. Ellerini baldırlarıma yerleştirip, elbisenin eteğini yukarı kaldırdı. Bir anda beni kucağına aldığında bacaklarımı beline doladım düşmemek için.

Elbisenin askılarını aşağı indirdi, ona yardımcı olarak kollarımı ensesinden çözüp askıları kolumdan çıkardım. Kumaş karnımın üzerine düştü, Barış dudaklarını meme ucuma yaklaştırıp ısırdı. Yüksek sesle inleyip ellerimi saçlarına yerleştirdim.

Benden biraz uzaklaşıp üzerindeki siyah kısa kol gömleği yırtarcasına çıkardı. Düğmelerini açmadı bile.

Ben şaşkınlıkla yüzüne bakarken, yeniden dudaklarıma yapıştı. Kalçalarımdan tutarak beni duvardan ayırdı. Bizi odasına doğru ilerletirken dudaklarını hala geri çekmemişti.

Kapıyı açıp içeri girdiğinde, tekrar kapıyı sert bir şekilde kapattı. Beni yatağa bıraktığında pantolonunu kemerini çözmeye başladı.

"Beni sakinleştir gece perisi, yoksa oraya döner o şerefsizin ağzını burnunu kırarım."

...

Kanepede oturmuş Barışın bize kahve getirmesini bekliyorum. Üzerimde Barışın siyah tişörtlerinden biri vardı. Bacaklarımı yanıma toplamış başımı kanepenin sırt kısmına yaslamıştım.

Ateşli sevişmemize ikinci turdan sonra son vermek zorunda kaldık çünkü yorgunluktan kolumu bile kıpırdatmaya gücüm kalmamıştı.

Barış sütlü kahvelerimizi sehpanın üzerine bırakıp yanıma oturdu. Beni kollarının arasına alıp dudaklarını saçlarıma bastırdı. Altında sadece bol bir eşofman vardı, üzeri çıplaktı.

Elimi sert göğsünün üzerine yerleştirip bacaklarımıda kucağına koydum. Yan bir şekilde kanepede oturmuş bacaklarımıda üzerine uzatmıştım. Yüzümü ona yaklaştırıp burnumu burnuna değdirdim.

"Biraz daha sakin misin?"

"Hayır."

"Barış."

"Helen."

Oflayarak yüzümü ondan uzaklaştırıp başımı omzuna yasladım. Dudaklarını saçlarıma yaklaştırıp derin nefesler aldı.

"Bana neden kızgınsın anlamıyorum ki."

"Onun oraya geleceğini biliyor muydun?"

"Ya vallahi bilmiyordum. Hem bilsem gidermiydim ben oraya."

"Gözlerini üzerinden ayırmadı Helen."

"Farkında bile değildim."

"Bana yalan söyleme ben aptal bir adam değilim."

"Yalan söylemiyorum sevgilim."

Derin nefes alıp bir süre konuşmadı. Elini kucağının üzerine olan bacaklarıma getirip yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Ne zaman ayrıldınız?"

"Bir yıl önce."

"Neden ayrıldınız?"

"Aldattı beni."

Hız Tutkusu +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin