Aksa Zehir
raphel lake, royyal baggs - a thoughts is haunting me°°°
Yürümeye başladığında insan ölünceye kadar adım atmalıydı düşmemek için ve düşünmeliydi daima, yürüdüğüm bu yol nereye çıkıyordu?
Ben düşünmezdim çoğu zaman, o an ne geliyorsa içimden onu yapardım ve hep acıyla buluştururdu bu beni ama vazgeçmezdim de bunu yapmaktan. Yalanlarla kendimi kandırmaktansa gerçeklerin altında ezilmeyi tercih ederdim.
Çünkü bir gün yalanlar seni terk ettiğinde yerin yedi kat dibine gömülüyordun da kimse farketmiyordu.
Babam gittiğinde sadece ben ve Yağız değil annemde mahvolmuştu. Artık eskisi gibi sıcak bakan gözleri yoktu çünkü görmüyordu kimseyi o gözler, bakıyordu sadece öylece. Bir gün her şeyden çok bunaldığımı hissettiğimde gitmiştim yanına, oturmuş her şeyi tek tek anlatmıştım ona; ağlamıştım da aynı zamanda. Dönüp bir kere bile bakmamıştı suratıma.
İnsan yakınlarına bile ulaşamayınca yapayalnız kalıyordu bu koca dünyada.
Sonra soruyordu kendi kendine: Bir kişi bile yok muydu derdimi anlayacak bu hayatta?
Olmuyordu işte.
Bazen sen bile anlayamıyordun derdini de seni yiyip bitiriyordu o dert içten içe.
Yağız'a daha çok tepki verirdi annem, bana karşı olduğu gibi buz kütlesi değildi ona. Bundandır belki soğuktan da nefret ederdim ben. İnsan her baktığı gözde bir buz kütlesi görünce buna dönüşüyordu demek ki.
Kafamın içinde o kadar çok ses vardı ki, önüme baktığımda gördüğüm şeyler rüyada mıyım diye sorgulatıyordu bana. Ne yapıyorsun orda Yağız?
Kuzgun?
Böyle sesleniyordu buradaki herkes ikizime. Tanılıyor muydu burada ve ne zamandan beri bu kafese girip kendini kitletiyordu? Derin bir nefes verdim hissettiklerimin ağırlığını azaltması için ama hayır, yerli yerinde duruyordu her şey ve her saniye daha da artarak çoğalıyordu sanki.
Kafesteki dövüş daha yeni başlamış olmalıydı ki ikisininde yüzünde kan yoktu fakat tam bu sırada Yağız karşısındaki adama sert bir yumruk salladı ve adamın burnundan kan boşalmaya başladı. Bu hareketiyle etraf daha da harlanmıştı, insanlar durdukları yerde duramıyor kafese ulaşmak için cebelleşiyorlardı sanki.
Bu yasa dışı değil miydi?
Adımlarım benden bağımsız hareket ettiğinde sonunda girdiğim şoktan biraz da olsa çıkabilmiştim. Önüme gelen kim varsa itiyor kardeşime ulaşmak için cebelleşiyordum ama etraf o kadar kalabalıktı ki nereye gittiğimi bile göremiyordum. "Yağız," diye fısıldadım oysa burada yanımdaki kişi bile duyamazdı bu fısıltıyı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir Yılanı
Teen FictionKralın olduğu masada soytarının işi olmaz ve kurtlar basmışsa kuzuların sofrasını, kuzuların kanı damarlarında durmaz. °°° Aksa Zehir; babası, onu ve ikiz kardeşi Yağız Zehir'i terk ettiğinde bir daha eskisi gibi bir hayatı olmamıştır. Günden güne a...