• (5) Mafya Kanı (Part 2) •

390 186 1
                                    

(5) Mafya Kanı (Part 2)

Cihan iki eliyle koca kumar masasını devirdi ve kalkan olarak kullanım haline geldi. Cihan'ın gel işaretini görünce başımı eğerek yanına gittim. "Cihan, birbirimize söz verdik, kendini öne atmak yok." Başını salladığında, o masanın sağ tarafından bende sol tarafından ateş etmeye başladım. Teker teker adamları vuruyorduk ve Cihan gerçekten çok iyi silah kullanıyordu.

Bir an kapıdan içeri Rain'in girdiğini gördüm ama arkasında ki adamdan habersizdi. Bir anda ayağa kalkıp, "Rain arkan!" Diye bağırdım. Rain arkasında ki adamı indirdi. Cihan, "Artemis!" Diye bağırınca ona baktım ama beni tek hareketle arkasına aldı. Gelen kurşunu sonradan fark etmiştim ve Cihan vurulmuştu! Tekrar eğilip masanın arkasına saklandık. Cihan'ın kolunun kanadığını görünce içim acıdı. Hani bugün ben zarar görecektim? Neden? Neden ben değil de o? Böyle olmamalıydı!

Gözümden düşen yaşı elimin tersiyle sildim ve elbisemin yırtmacından tutup daha da yırttım. Elbiseden koca bir parça koparınca hemen Cihan'ın koluna tampon yaptım. Cihan acıyla inleyince elimi yanağına koydum. "Cihan, merak etme, buradayım tamam mı? Bir şey olmayacak." Dediklerim onu gülümsetti ve benim de gülümsememi sağladı.

Silah sesleri artık yoktu, sanırım adamlar gitmişti. Ayağa kalkıp etrafa baktım ve yerinden çıkan Yalçın'ı gördüm. "Yalçın! Cihan vuruldu! Çabuk buraya gel!" Diye bağırdım. Duydukları yüzünden bembeyaz oldu ve koşarak yanımıza geldi. Eğilip Cihan'ın yarasına baktı ve bilincini kontrol etmek için onunla konuştu. "Cihan, abicim beni duyuyor musun?" Cihan kısık inlemelerinin arasından, "duyuyorum abi, ben iyiyim merak etme." Dedi. Ne zordu, canın yandığı zaman iyiyim demek. Biliyordum şu an kolu acıyordu ama bir şey diyemiyordu.

Ona yaşattığım bu acı kalbimi sızlatıyordu. Ne yaptım ben öyle?

Yalçın, tampon yapmaya devam etmemi söyleyip yanımdan gitmişti. Tampon yaparken Cihan yerine başka bir inleme sesi duydum. Omuzumun üzerinden arkama bakınca, bir adam'ın önüne düşen silaha uzandığını gördüm. Eline aldığı an karşısına doğrulttu ve karşısında ki kişi Yalçındı!

Ayağa kalkıp yanına gittim ve silahı tutan eline topuklu ayakkabının topuğu ile basıp çevirmeye başladım. Adam bağırınca Yalçın arkasını dönüp bana ve adama baktı. Adamın elinden düşen silahı görünce eğilip, silahı aldım ve adamın kafasına hiç düşünmeden sıktım. Evet hiç acımadan yaptım. Çünkü bu adam herkesi dolandıran birinin köpekliğini yapıyordu.

Yalçın kulağında ki telefonu indirip yanıma geldi. "Ne yapıyorsun Artemis?" Silahı yere atıp ona doğru döndüm. "Hayatını kurtardım mafya lider, teşekkür etmeyecek misin?" Burnundan gülünce bende güldüm. Gözleri yerdeki adam kaydı ve tekrar bana baktı. "Artemis, farkında mısın? Bir kadına göre çok acımasızsın." Kaşlarımı çattım. "Ne demek istiyorsun?" Derin bir nefes alıp beni süzdü. Yırtık eteği görünce üzerinde o ceketi çıkarttı ve belime sardı. "Demek istediğim, mafya heyetinde iki üç kadın vardır. Onlar da ölü görmeye ilk başta dayanamazdı ve korkardı. Sen, çok çabuk öğreniyorsun. Sanırım bu senin kanında var."

Gülmeye başladığımda o sadece gülümsedi. "Ne yani, babam bir mafya mı? Yada annem?" Yine dalıp gidince elimi gözlerinin önünde salladım. "Heyuu! Dünyadan Mafya lidere, bağlantı kesildi sanırım." Daldığı yerden çıkınca tekrar bana baktı. "He, yok, öyle demek istemedim. Yani mafya kanı senin ruhuna işlenmiş gibi. Korkmuyorsun Artemis. Sen çok cesursun."

Cesur, ben cesur muydum? Bunu bana ilk defa söyleyen birisi, annem hep korkaksın derdi ama cesur olmamı da sağlardı. Şimdi ilk defa biri bana cesur diyordu. Bu gerçekten çok güzeldi.

"Ben, gerçekten cesur muyum?" Tekrar etmesi için sormuştum bu soruyu. O güzel sesinden tekrar duymak istiyorum. "Evet cesursun, mafya kanlı kadın."

BÖLÜM SONU...

ARTEMİS (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin