• (18) Silinen Geçmiş •

128 25 0
                                    

18 NUMARA sunar...

(18) Silinen Geçmiş

"Bazen de unutursun gerçekleri, geleceğin için geçmişi yakarsın..."

Artemis

Soğuk rüzgar suratıma bir ferahlama veriyordu. Elimde ki kitabı kapatıp ayağa kalktım ve içeri girdim. Kim olduğunu bilmediğim insanların yanında, hiç olmamam gereken bir yerde bulunuyordum.

İki gün önce gözlerimi açtığım hastanede kendimi yaralı buldum. Ne ara olmuştu bilinmez ama yanım da ki adamlar vurulduğumu ve hafıza kaybı yaşadığımı şöylemişti. Doktor ise yere düştüğümde kafamı çarpıp hafıza kaybı geçirdiğimi adamlara anlatıyordu. Merdivenlerden inerken sohbet sesleri kulağıma doldu. Geldiğimi belli etmek için sert adımlar attım ve yanlarına ilerledim. Onların yanında kendimi hiç güvende hissetmiyordum. Mavi gözlü adam ayağa kalkıp beni süzdü, iyi olduğumu anlayınca yanıma geldi. "Kendini iyi hissediyor musun?" Bana bu kadar yakın olmaları can sıkıcıydı. Güya üçünü suç üstü yakalayıp onların arasına katılmışım. Külliyen yalan. "Bu sizi neden ilgilendirsin? İki gün ya, iki gün. Sizi tanımıyorum, eğer beni evime götüremezsiniz polis çağırırım." Sesimin yükselmesi umurumda değildi. Bu adamların kılık kıyafetinden belli kötü oldukları. Can güvenliğim için önce evime gitmeliydim. "Hay ben böyle hayatın. Bu kız daha dün demiyor muydu ben de size katılacağım diyen?"

"Ben öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum." Cevabı ortaya atıp başımı dikleştirdim. "Artemis. Burada, benim yanımda olman daha güvenli, aksi takdirde seni o evde yanlız yakalarlar. Benimle kalmalısın." Derin bir nefes alıp ellerimi belime yerleştirdim. Bunlar kendilerini ne zannediyorlar? "Sen kimsin ya? Ben istediğimi yaparım!"

"Lan deli kadın peşinde bir sürü mafya var! Olmasa seni burada bir dakika tutmam!" Şaşırdım, geldiğimden beridir olan sakin tavrı kayboldu ve yerine gaddar bir adam geldi. Ancak benim aklım mafya kısmına takıldı. "Siz, mafya mısınız?" Adam birazdan bütün kontrolü kaybedecek gibiydi. Yüzünü avuçlayıp derin nefesler aldı. İşte gitmeyi bu yüzden istiyorum, çünkü manyak bir sinir hastası ile aynı evdeydim. Gözlerim koltukta oturan adamlara kayınca çekik gözlü olanı incelemeye başladım. Sonra aklıma gelen ilk soruyu direk sordum. "Sen koreli misin?" Başını kaldırıp, bana baktı. Sonra gözleri sinir hastası maviş'i bulunca gülmeye başladı. Onun yanında ki kıvırcık saçlı adam ise, "sana diyor," diyerek çekik gözlü adamı dürttü. "Hayret bir şey ya, her şeyi yine mi yaşayacağız?" Kafam allak bullak olmuştu. Kime inanacağımı, hangi birini hatırlayacağımı bilmiyorum. Yanan beyin hücrelerimin etkisiyle başım dönmeye başladı. Tam düşecekken mavi gözlü adamın elleri belimi buldu. "Sen bir iyileş, ondan sonra bir şeyler hatırla. Kafanı çok yoruyorsun. "Dediklerini anlamıştım ama tepki vermek yerine gözlerini incelemeyi devam ettirdim. Mavi gözlerinin derinlerinde bir özlem vardı. Acaba silinen geçmişim de onun rolü neydi?

Ağırlaşan gözlerin artık dayanamadan kapandı ve kendimi o adamın kollarına bıraktım. Anlaşılan derin bir uyku yine beni ele geçirecekti.

Gözlerimi açtığımda şiddetli bir ağrı ile geri kapattım. Bayıldığımı hatırladığım da doğruldum ve yanımda yatak başlığına yaşlanmış, düzenli nefes alarak uyuyan adamı gördüm. Uykusu derin olmalı ki kıpırdanmam bile onu uyandırmadı. Siyah tutamları yüzünün önüne düşmüştü, mavi gözleri göz kapaklarının arkasına saklanmış olsa bile hâlâ yakışıklı görünüyordu. Bu yüzden idama çarptırılsa keşke, bu resmen suç!

ARTEMİS (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin