Ayağımı okşamaya başladı.
.
.
.
.
.
.Felix
Üzerimde anlamını bilmediğim bir yazılı beyaz bir t-shirt vardı. Altımada dizimin biraz üzerinde kalan siyah bir şort giymiştim. Annemin attığı adrese sattinde gelmeme rağmen içeride kimse yoktu. Annem anahtarın saksının altında dediğini hatırlayınca gözümle saksı aramaya başladım. Kapının yanında iki tane saksı vardı. İlk önce soldakine baktım ama orada değildi. Sağdaki saksının altına baktığımda iki tane anahtar gördüm. O iki anahtarıda alınca arkamdan tanıdık bir ses duydum.
Hyunjin: Aynı evde kalacağım kişi sen misin?
Ayağa kalkarak arkama döndüğümde Hyunjin' i gördüm. Üzerinde güle yüz olan bir gri t-shirt giymişti. Altınada siyah bir paraşüt pantolon.
Felix: Böyle şansa tüküreyim. Ben seninle mi kalacağım?
Hyunjin: Öyle görünüyor. Artık aç şu kapıyıda içeriye girelim.
Felix: Açıyorum.Kapıyı açarak içeri girdiğimizde evin baya büyük olduğunu gördüm.
Hyunjin: Ailelerimiz baya iyi bir ev seçmiş.
Felix: Katılıyorum. Bu arada bana burada bir gün geçirmem söylendi.
Hyunjin: O bir gün değil. Artık burada yaşayacaksın.Anneme içimden söylenerek oturma odasına gittim. Gerçekten zengin gibi duruyorlardı. Yavaşca yürüdüm. Onun arkamda olmasını bilerek. Kahfe tonunda olan tekli koltuklardan birine oturdum.
Felix: Karşıma oturabilir misin? Yada her hangi bir koltuğa.
Başını hafifce sallayarak yan tarafımdaki üçlü koltuğa oturdu. Bacak bacak üstüne attı ve elleriyle bedenini iyice gerdi. Bu ortamda kendini rahatsız hissediyormuş gibi gözükmek istemediğim için bende bacak bacak üstüme attım.
Felix: Şimdi seninle bir anlaşma yapacağım. Eğer anlatmamı istemesen bile anlatacağım.
Hyunjin: Unutmaki senin zorban sayılırım. Sana sahipleneceğimi sanma. Okuldada aynı evde kaldığımızı gösterme yeter.
Felix: İşte! Anlaşmamız bunun üzerine olacak.Derin bir nefes aldım ve devam ettim.
Felix: Anlaşmamızda sen istediğini yapabilirsin. İster eve kız at ister evi dağıt. Bende aynı şeyi yapabilirim. Eve sana sadece haber vererek istediğim kişileri çağırabilirim. Sende aynı şekilde haber vermek zorundasın. Çünkü ikimizinde rolleri önceden bellirlenmiş olmalı. Nlaşma kabül mü?
Yerinde doğrularak elini bana uzattı.
Hyunjin: Kabül.
Elini tutarak hafiften salladım.
Felix: Ha, bide ben hafta sonları burada olmayacağım gece gelirim. Geçte gelme olasalığım yüksek. O yüzden hafta sonu ne bok yiyorsan ye.
Hyunjin: Çok açık sözlüsün.
Felix: Saol. Bu arada önceden bana velet diyordun. Neden artık demiyorsun?
Hyunjin: Velet kelimesi artık itici gelmeye başladı.
Felix: Anladım, odan neresi?
Hyunjin: Evi gezmedim.
Felix: İyi, ben geziyorum.Ondan cevap beklemeden ayağa kalktım ve ardından yürümeye başladım. Üst kattan başlayacaktım. Merdivenleri aradım kısa bir süre. Ben hayatımda böyle büyük ev görmedim. Ailesi ünlü falan mı? Bu ne ya! Sonunda merdivenleri bulduğumda yukarıya çıktım. Ardı ardına kapılar dizilmişti. Sıra sıra kapıları açmaya başladım. Soldan birinci kapıda bir tane yatak odası vardı. Sağdaki birinci kapıdada yatak odası vardı. Soldaki ve sağdaki ikinci kapılarda tuvalet vardı. Her iki taraftaki ilk üç oda yatak odası, tuvalet, yatak odası sırasındaydı. Diğerlerindede katşılıklı giyinme odası. Ardından koridoru dönünce büyük bir balkon vardı. Balkona çıkıp baktığımda bir yatak odasındanda büyüktü. Gözlerimi etrafta gezdirirken hiç beklemediğim bir nesneyle karşılaştım. Küçük bir merdivenden çıktıktan sonra üç kişinin sığabileceği bir Jakuzi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iyi iş // Straykids
RandomBir grup düşünün. Arkalarında iz bırakmayan bir suç ortakları lakin yüzlerini hatta gerçek adlarını bile bilmiyorlar. Tabi o gruptaki arkadaş grupları dışında. Diğer arkadaş grubu suç ortaklarının yüzünü öğrenmeleriyle en fazla başlarına ne gelebili...