18

4 0 0
                                    

Hyunjin: Dediği mi anlamadın mı? Dedim ki-
Felix: Anladım elbette ama içmedin değil mi?

Hyunjin hafif bana bakarak sorumu cevaplıyor.

Hyunjin: Hayır, içmedim.
Felix: İyi.

Bu kötüydü. Onunla bu yakınlaşmamızı unutmasını istiyordum lakin o ince detaylarına kadar hatırlayacaktı.

Hyunjin: Merak etme. O yakınlaşmamızı çoğunlukla açmayacağım.
Felix: Sana nasıl güveneceğim ki?
Hyunjin: O kadar bencil değilimde ondan.

Başımı hafif sallayarak önüme döndüm. Odalarımıza çıkan merdivenlerden çıkarken kulağıma araba sesi ilişti.

Felix: Duydun mu?
Hyunjin: Neyi?
Felix: Araba sesini.
Hyunjin: Hayır, duymadım.

O umursamazca merdivenden çıkıyordu lakin ben emindim. Bir tane araba sesinin evin yakınlarında olduğuna.

Hyunjin: Yoldan geçen arabalardır. Fazla kafana takma.
Felix: Hayır, evin yakınından geliyordu.
Hyunjin: Komşuların arabasıdır, merak etme. Kimse bizi takip etmiyor.
Felix: Bana kuru kıyafetler ver dışarı çıkacağım.
Hyunjin: Ne yapacaksın ki?
Felix: Bir kaç şey alacağım.
Hyunjin: Evde yeterince yiyecek var.
Felix: Sadece dediğimi yap.
Hyunjin: Peki...

Kendi odasına girerek bana kendi kıyafetlerinden verdi. Ben giyinmek için odama yönelirken arkamdan bana bakıyordu. Burada şaşırması gereken bendim. Sonuçta o benim Yongbok olduğumu biliyordu ama ben onun Sam olduğunu bilmiyordum.

Felix: Sadece bir ses... Tedirgin olmaya gerek yok.

Üzerimi yavaş ve sakince giyiyordum. Kulağım küçüklüğümden beri iyi duyardı. Bu duyma yetisinin iyi olduğu kesin lakin iyi olmadığı yönleride vardı. Mesela uykumda seslerden dolayı uyanmam daha kolay oluyordu ve gürültülü bir ortamda kulağım hemen ağrımaya başlardı. Uyurken sesten dolayı uyanmamak için çözüm buldum fakat yüksek ses için bulamadım.

Alt kata indiğimde Hyunjin çoktan giyinmiş TV izliyordu.

Hyunjin: Tahminimce yanında paran yoktur değil mi? Kapının yanındaki askılıkla bir tane mont olacaktı. Oradan para alabilirsin.
Felix: Teşekkürler.

Kafasını hafif sallayınca durduğumu farkederek ilerledim. Askılıktaki mont onun olmalıydı. Siyah montun cebinden parayı alırken ayak sesleri duyarak arkama döndüm. Hyunjin arkamdan gelmişti.

Hyunjin: Kulakların yine iyi duyuyor lee.
Felix: Ne isteyeceksin?
Hyunjin: Bir şey istemeyeceğim. Sadece seninle bir şeyler almaya geleceğim.

Kapıya yöneldim ve açarak "Gerek yok. Sen evde kal." dedim. Sakin bir ses tonuyla karşılık verdi bana "Önüne bakmalısın Lee. Güvenli olduğunu sanmıyorum."

Kafamı hafifce kaldırdığımda polislerin etrafımızda olduğunu farkettim.

Felix: Noluyor?
Hyunjin: Bende bilmiyorum. Sen ses duyduğunu söyleyince dışarıya baktım ve polisler vardı.
Felix: Normal davran.
Hyunjin: Açık veren sensin.

Ben mi? Gerçi bende yanlış kişiye normal davran diyorum. O ekipteki en iyi rol yapan kişi.

Hyunjin: Sakince arkamdan gel ve ne olduğunu sor.

Dediği gibi arkasından yürüdüm. Kaç defa polis görmüştüm ki? Şuan neden böyle korkuyorum? Bir kaç adım atarak onların ortasına geçince bütün silahlar bize doğrultuldu. Vuracaklar mıydı? Yoksa bizim o Katiller olduğumuzu anladılar mı?

iyi iş // StraykidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin