NOEL GÜLÜ 8

43 4 34
                                    

GÜNÜMÜZ

Masama doğru garsonla ilerleyen kadın kendinden emin adımları ve esrarengiz keskin bakışlarıyla tüm restoranın dikkatini çekmeyi başarmıştı. Kırmızı saten uzun, sol bacağı boydan boya yırtmaç olan elbisesi ve elbisesiyle uygun kırmızı ruju kadını fazla davetkar ve seksi gösteriyordu. Bütün herkesin bakışları kadının üzerindeydi. Ayağa kalkıp masamın yanına gelen kadına elimi uzattım. "Hoş geldiniz."

Kadın elimi tutup sıktığında, "Umarım sizi çok bekletmemişimdir." dedi cilveli bir şekildi. Gülüşü ve tavırları resmiyetten fazla uzaktı. 

"Bende yeni gelmiştim." dedim oldukça mesafeli ve resmi bir ses tonuyla. Elimle karşı sandalyeyi işaret ettim. "Buyurun lütfen."

Garson, karşımdaki boş sandalyeyi kadın için çektiğinde kadın garsona teşekkür ederek sandalyesine oturdu. Bacak bacak üstüne attığında yırtmaçlı bacağı üsteydi ve bütün bacağı neredeyse kasıklarına kadar açılmıştı. Kadın bakışlarını bana çevirdiğinde arkasına yaslandı. Kadının gizemli bakışları üzerimde beğeniyle geziniyordu. 

"Ortağınız da gelecek diye biliyordum?" dediğimde garsonun kendisi için doldurduğu beyaz şarabı eline alıp bir yudum aldı.

"Acil bir işi çıktı." Kadın çenesini kaldırarak bakışlarını yüzümde gezdirdi ardından gözlerime baktı. "Özürlerini iletmemi istedi."

"Keşke haber verseydiniz." dedim bende benim için doldurulan beyaz şaraptan bir yudum alarak. "Toplantıyı başka bir tarihe ertelerdik." Bardağı masaya koyduğumda bakışlarımı kadının gözlerinde sabit tuttum. "Konuşacağımız konunun kararı ikiniz için de önemli çünkü."

"Kendisi bana çok güvenir." Sırtını dikleştirerek masaya yaklaştı. "Vereceğim karara saygı duyacak ve kabul edecektir."

"Pekala." dedim garsona çağırmadan önce. "Yemeğimizi yiyerek konuşalım öyleyse." Garson yanımıza geldiğinde kadın hay hay dercesine başını salladı.

Benim bakışlarım menü de, garsonun bakışları kadında, kadının bakışları ise bendeydi. Sakinleşmek adına derin bir nefes aldığım da menüyü kapatarak garsona uzattım.

"Boeuf Bourguignon yanına da kırmızı şarap istiyorum." Garson başını onayladığında kadına döndü. Kadın garsona dönmeden dikkatle bana bakarak garsona, "Aynısından." dedi.

Garson yanımızdan gittiğinde, "Et sever misiniz?" diye sordum.

"Deneyip göreceğim." diye yanıt verdi.

Başımı aşağı yukarı salladığımda, "Yemekler gelmeden önce toplantımıza ufaktan başlayalım, bayan..." Çenemi hafif yukarı kaldırdım, tek kaşımı havaya kaldırdığımda kadın, "Lea." diyerek sözümü tamamladı.

"Kusura bakmayın genelde ortağınızla muhatap olduğum için isminizi bilmiyorum."

"Sorsaydınız öğrenirdiniz bay Charles." dedi dirseklerini masaya yaslayarak. "Sonuçta kaç kere yan yana geldik."

Dudaklarımı büktüğümde, "Benim için önem arz etmeyen kişilerin ismini merak etmem hanımefendi."

Kadın seksi bir şekilde gülümsediğinde tekrar arkasına yaslandı. "İsmimi sorduğunuza göre artık sizin için önem arz ediyorum yani?"

"Benim için işim önemlidir. Ve iş konuşacağım kişiye şey diye seslenmek istemem."

Kadının bakışları sertleştiğinde bozulduğunu anladım. Buraya iş konuşmaya gelmiştik, flörtleşmeye değil. Ayrıca evli bir adamım ben. Lydie şimdi burada olsaydı, karşımdaki kadını kesinlikle parçalardı.

NOEL GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin