NOEL GÜLÜ 13

35 3 22
                                    

GÜNÜMÜZ

"Bebeğimizin cinsiyeti için hazır mısınız?"

Lydie heyecanla elimi tuttuğunda bende en az onun kadar heyecanlıydım. Bugün bebeğimizin cinsiyetini öğrenecektik. Jeli Lydie'nin karnında gezdirdiğinde, "İşte burada." dedi doktor. "Bebeğimiz," Doktor cinsiyeti söylemeden önce ikimize gülümseyerek baktı. "İçinize ne doğuyor?"

Ben, "Kız." dediğimde, Lyide, "Erkek." dedi.

Doktor gülerek, "Babanın hissi daha kuvvetli sanırım." dedi.

Heyecanla, "Kız mı?" diye sorduğumda doktor başını beni onaylarcasına aşağı yukarı salladı.

"Bir kızımız olacak." Aleti biraz daha karnında gezdirdi. "Şimdi kalp atışlarını dinleyelim." cihazdan kalp atış sesleri geldiğinde Lydie ağlamaya başladı. Eğilerek saçlarını öptüm.

"Anne olacağım hiç aklıma gelmezdi. Ben o kadar başına buyruk, yarını düşünmeyen bir insandım ki. Çocuk fikri, sorumluluk... bana her zaman çok korkunç gelmiştir. Ama şimdi şuan kendimi o kadar tuhaf hissediyorum ki. Sanki hayatım boyunca bu anı beklemişim gibi."

"Bebek anne rahmine düştüğü an annelik duyguları bize yüklenir. Bu öyle eşsiz bir şeydir ki..."

Lydie yaşlı gözlerle ekrana bakarken başını aşağı yukarı salladı. Yaşlı gözleri beni bulduğunda gülümsedi. "Kiliseye gidip dua ettin dimi kız olması için?" Sorduğu soruya güldüğümüzde yanağına art arda öpücük kondurdum.

"Ben sadece sana benzeyen bir bebeğimizin olması için dua ettim."

"Charles," diye fısıldadı ekrana bakarken. "Çok küçük."

"Zamanla büyüyecek ve o kadar büyüyecek ki beraber mutfakta bana güzel yemekler pişireceksiniz."

Lydie göz yaşlarını silerek güldü. "Ve aynı zaman da büyüdüğünde çok güzel olacak ve bütün erkekler peşinden koşacak."

"Ama benim kızım hiçbirine asla yüz vermeyecek."

"Hepsiyle flörtleşiyormuş gibi yaparak kalbini kıracak."

Gözlerimi devirdim. "Şimdiden kızımın karşısına çıkacak erkeklere üzüldüm."

~~

Hastaneden çıktıktan sonra eve gelerek yemek yemiş ardından televizyon odasına giderek film açıp izlemiştik. İzlediğimiz film belgesel tadında bebeklerle alakalı bir şeydi. Film bittiğinde Lydie kollarını gererek esnedi.

"Ben akşam yemeğine kadar uzanacağım."

"Tamam bir tanem." Alnını öptüm. "Çok yoruldun bugün."

"Evet." dedi gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. "Sanırım odaya gidecek kadar bile vaktim yok." Koltuğun kenarına kıvrıldığında, kenardaki battaniyeyi alarak üzerine örttüm.

Salonun kapısı tıklatıldı, "Efendim bunu yerde buldum." Yanıma gelerek elindeki madalyonu uzattı.

Lydie hamile olduğunu öğrendiğimizden bu yana eve yatılı yardımcı almıştık. Ev işlerine ve yemekleri yapıyor, Lydie de yardımcı oluyordu. Genel de bende hep evde oluyor Lydie'ye ben yardımcı oluyordum ama acil gitmem gereken zamanlarda yardımcı Lydie ile ilgileniyordu.

Madalyonu kızın elinden aldım. "Teşekkür ederim, bende bunu arıyordum. Nerede buldun?"

"çalışma odanızı temizlerken, masanızın altında."

"Tamam, sağ ol." dediğimde kız salondan çıkıp mutfağa ilerledi.

Ayağa kalkmadan Lydie'nin saçlarını öptüğümde salondan çıktım. Çalışma odama çıkıp içeri girdiğimde sandalyeye oturdum. Baş parmağımı madalyonun üzerinde gezdirdiğimde parmağımın ucunda ufak noktalar hissettim. Çalışma masamın lambasını yakıp madalyonu ışığa yaklaştırdım. Mors alfabesi olabilir miydi?

NOEL GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin