Keyifli okumalar canlaaar💙
-------
Her zamanki gibi yeni bir okul sabahına uyanmış bulunuyordum. Bugün diğer günlere kıyaslı daha bir enerjik hissediyordum kendimi, aynı zamanda mutluda. Hoş, tüm gün böyle devam edebilirdim. Lavaboya gidip klasik işlerimi hallettikten sonra aynanın karşısına geçip boş boş kendime bakıyordum. Oysa babam ölmeden önce her sabah bu aynanın karşısına geçer, saçma sapanda olsa dans ederdim. Ama artık aynanın karşısında gördüklerim, soluk beyaz ten, yorgun mavi gözler den ibaretti. Şöyle de bir fark vardı, artık yıkılmazdım. Kolay kolay düşmezdim mesela, eskisi gibi çocuksu tavırlarım, deli dolu hallerim gitmiş yerine olgun bir genç kız gelmişti. Çevremdeki herkeste bu farkı bariz bir şekilde anlamışlardı. Benim adım Nehar' dı anlamı gündüz olan, ama benim taşıdığım geceydi anlamı daima gece olarak kalacak olan. Daha fazla oyalanmayıp okul kıyafetlerimi giyip saçımı taramaya koyulmuştum. Saç taramam bitince merdivenlerden inip mutfakta her zaman ki gibi benim için önceden hazırlanmış kahvaltımı yapıyordum. Yemek yerken bir yandan da sınıf gurubundan gelen gereksiz mesajları okuyordum.
12/A SINIF GURUBU
Melisa: Sınıfımıza hoş geldin kerem' cim.
Tuğba: Hoş geldin kerem:)
Nilsu: Ayy evet hoş geldin keremm:))
Kumru: Eğer size de uygun olursa hoş geldin partisi düzenleyelim mi bizde, kerem için?:)
Ay yok ama artık. Bunlar işi cidden abarttı yani... Bunun gibi gereksiz ona yakın mesaj vardı ve evet gereksizdi çünkü sınıftaki kızlarda yalakalık yapacağım diye bir hal olmuşlardı. Ve taklitlerini yapmadan da geçemeyecektim tabii ki "Sınıfımıza hoş geldin Kerem 'cim" "Eğer size de uygun olursa hoş geldin partisi düzenleyelim mi bizde kerem için" Ay ne Keremmiş be amma abartılar. İçimdeki ses tekrar devreye girerek "Ne abartması kızım çocuk hepsini hak ediyor maşallahı var ama sen diğer kızlar gibi değilsin aklından çıkarma" İçimdeki sesinde benden yana olmasına minnettar olacaktım nerdeyse, bir an kendimi anormal hissettim yahu. Derken çok vakit kaybettiğimin farkına vardığım için annemden rica ederek beni bırakmasını istedim oda tabii ki kabul etti. Normalde otobüsle gitmeyi severdim ama geç kalınca genelde annem bırakırdı. Okula geldikten sonra annemle vedalaşıp, sınıfın yolunu tuttum. Sınıftan içeriye girdiğimde Efe yanıma gelerek "N'aber Nehoş?" dediğinde gözlerimi devirerek Efeye baktım "Nehoş ne Efoş?" dediğimde Efe dediklerimin ardından bana şaşkın gözlerle bakıp "Eylülcüğüm az önce Nehar espirimi yaptı bana mı öyle geldi?" "Ay evet espiri yaptı galiba dünyanın sonu geldi" Eylülünde dediğiyle çatık kaşlarla ikisine baktım "Espiri yapamazmıyım?" dediğimde ikisi bir ağızdan "Ay yok tövbe" dediğinde bu hallerine gülmüştüm. Eylül, Efeyle hâlâ bana bakıp bir şeyler konuşuyorlardı. Eh yani tabii anlamıştım onları da çünkü genelde hiç gülmez, espiri yapmaz sürekli somurturdum.
Dört ders sonra...
Dört dersin ardından yılmış bir şekilde kafamı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Ve yıllar sonra ilk defa çok huzurlu hissettim, seneler önce babam varken hissettiklerimi hissettim... eskisi gibi huzurlu... Ve yoğun bir parfüm kokusu doluştu burnuma. Çok hoştu bu koku, öyle ki beni uyuşturacak kadar hatta tebessüm etmemi sağlayacak kadar. Zilin çalmasıyla irkilmiştim. Hemen gözlerimi açtığımda karşımda Kerem vardı çatık kaşlarla bana bakıyordu belki de bir şeyler sorguluyordu. Ben de anlam verememiş gözlerle ona baktığımda kendini toparlayıp önüne döndü. Herkesin içeriye girmesiyle beraber hoca da girmişti. Ders müzik' ti. Hocamız herkesten bir şarkı açmasını istemişti. Sıra bana geldiğinde, Rafat Hasanlı'nın Kısa Mesafe şarkısını açmıştım bu sözler babamla beni anlatıyordu.
Uzaklara bakma
Çünkü sana hep yakınım ya
Bedenim orda olmasa da
Kalbim hep orda
Mesafe,
önemsiz bir detay sadece
Bu aşkı yıkamaz hiçbir şey
Yollar, kilometreler
Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder
Tam bu noktada gözüm kereme takılmıştı. Dikkatli bir şekilde şarkıyı dinlediğini fark ettim ve anlam veremedim. Sınıfta kimseninkini böyle dikkatli dinlememişken. Benim şarkımı pür dikkat dinliyordu. Şarkı devam ediyordu.
Gitme
Gidersen kırılır yine de
Kalbim atar durur içine
Dayanamaz ki sakince
Sabret
Sarıcam kalbini derinden
Öpücem yine gözlerinden
Daha ne isterim
Gelip geçer mesafeler
Uzak yakın ne fark eder
Kalbim seninle atar
Sensiz derbeder
Şarkı bitti. Birkaç kişinin ardından sıra Kereme gelmişti açıkçası ne açacağını çok merak ediyordum. Mavi Gri İlaç Ol Yaralarıma şarkısını açmıştı. Şarkı sözleri başladığında pür dikkat dinliyordum.
Bir ortalıktaydın bir yoksun
Öyle olsun öyle olsun
Gel yüz yüze konuşalım hepsini
Böyle olmaz biliyorsun
Sahipsizim biliyorsun
Bu yüzden hep seviliyorsun
Sensiz yapamam yalnız kalamam
Mutlu olamam sanıyorsun
İlaç ol yaralarıma
Ben rotası şaşırmış bir gemi
Gel güneş ol zifiri karanlığa
Pusulam sensin deniz fenerimŞarkı çok hoşuma gitmişti hatta okadar çok hoşuma gitmişti ki not defterime hemen not almıştım kesinlikle müzik listeme eklemeliydim. Birkaç saniye sonra şarkı bitmişti. Kerem bana bakıp "Sevdin mi şarkıyı?" diye sorduğunda kafa sallayıp "Evet sevdim" dediğimde Keremin kısık bir sesle "Bende" dediğini duymuştum birkaç saniye daha gözlerim gözlerine oyalandıktan sonra önüme dönmüştüm. Bugün Cuma günü olduğundan okul iki gün tatildi eve gidip bir an önce uyumak istiyordum aynı zamanda Keremle konuşurken çok değişik duygular içerisine giriyordum. Kastettiğim duygu ne bir aşktı, ne de bir sevgi... Ne olduğunu ben bile bilmiyordum kafamı çok değişik şeyler kurcalıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kulaklık
Teen FictionSevgi her şeyi iyileştirir miydi? En önemlisi her şeyi unuturur muydu? Tüm sırlar gerçekleriyle karşımdaydı, bir seçim yapmam gerekiyordu ama ben ölmek istiyordum. Dedim ya benim adım Nehar'dı anlamı gündüz olan, ama benim taşıdığım geceydi anlamı d...