Otobüsten indiğim gibi karşıya geçtim ve okuluma doğru ilerledim. Dün uykumu iyi aldığımdan bugün çok enerjiktim. Mutlu bir şekilde okula ilerlerken Tuğbayı gördüğümde göz devirme isteğime son dakika engel oldum. Umursamazca yanından geçecektim ki, kolumu tuttuğu için ilerleyemedim. Derin bir nefes alarak ona döndüm.
"Ne var?"
"Sakin ol prenses. Seni uyarmam gereken konular var."
"Senin boş işlerinle uğraşamayacağım." dediğimde kolumu çekip onun ellerinden kurtardım. İlerlemeye devam ederken kin kusan sesini duydum.
"Keremden uzak dur." bu noktada durup ona baktım. Tek kaşım usulca yukarı kalkarken yüzümde alaylı bir ifade yerleşti.
"Pardon? Senden izin falan mı almam gerekiyor?" dediğimde öfke kusan bendim. Aynı sınıfta olduğumuz yetmiyormuş gibi birde özel hayatıma karışıyordu.
Dediğimi umursamayarak yanıtladı. "Uzak duracaksın dedim anladın mı. Yoksa senin için çok kötü şeyler olur." dediğinde gözleriyle ateş saçıyordu.
Bende onun dediğini umursamayarak yanıtladım. "Boş laf yapma. Sen kimsin de senin dediklerini ciddiye alacağım." bu noktada durup baş dan aşağı onu süzdüm. Siyah saçları ve kahve gözleriyle bana yılandan başka hiçbir şeyi anımsatmıyordu. Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde devam ettim. "İstediğim kişiyle istediğim anda görüşürüm ve bu seni zerre alakadar etmez." Diyeceklerini beklemeden oradan uzaklaştım.
Sınıfa girdiğimde bizimkileri direkt görmüştüm. Yanlarına ilerleyip "Günaydın Gençlik!" dediğimde mutluluğum sesime de yansımıştı.
"Günaydın Nehoş." diyen Efeye göz devirmemek için kendimi zor tuttum.
Diğerleri de aynı şekilde beni karşıladıklarında zil çalana kadar sohbet ettik. Hocanın içeriye girmesiyle beraber Tuğbayla Kereminde içeriye girdiğini gördüm. İstemsizce kaşlarımı çattım. Bu ikisi şimdi ne alakaydı?
Bir şey belli etmemek için önüme döndüm. Ama merakıma yenik düşüp kafamı tekrar onların olduğu tarafa çevirdim. Tuğba'nın gözleri Keremin üzerindeyken, benim gözlerim ikisi arasında gidip, geliyordu. Kerem, Tuğbayı hiç takmıyormuş gibi sadece bana bakıyordu. Bunu daha yeni fark ettiğimde gözlerimi cama çevirdim. Ama camdan hâlâ onu izliyordum. Bunu bilmese de olurdu.
Kerem yanıma oturdu. Hoca yoklamayı alarak derse başladı. Derste anlatılanı dikkatli bir şekilde dinliyordum. Öyle ki zil çaldığında irkilmeden edememiştim.
Yiğit, Kereme dönerek sorusunu yöneltti. "Kantine gidelim mi?
"Olur." Keremin onaylamasıyla altı kişi olarak kantine ilerliyorduk.
Elimle ileride ki yemek masasını işaret ederek "Şurası boş." deme gereksinimi duydum. Adımlarımızı o masaya doğru yönlendirdik. Masaya kurulduğumuzda Kerem ayağa kalktığında onunla beraber Yiğit ve Efe de ayaklanmıştı. "Ne istersiniz hanımlar?" diyen ses Kereme aitti. Eylül "Hamburger." diyerek atıldığında Evinde ondan istedi.
Bende severdim hamburgeri ama seçeneklerde pizza varken hamburger seçimim olmazdı. Bende aynı coşkuyla "Pizza." diyerek Keremin sorusunu yanıtladım. Sonrasında jeton beynime düştüğünde Keremler daha gitmeden cüzdanımdan para çıkarmaya çalışırken Efe de konuşmaya başladı. "Ne yapıyorsun Nehoş?" bir şeyle meşgulken genelde ters cevaplardım, ve öylede oldu. "Elinin körünü Efoş. Paramı çıkartmaya çalışıyorum, kör müsün?" dememle Keremin kusursuz ve mükemmel sesi doluştu kulağıma. "Cidden sana bunu düşündüren nedir?" kaşlarımı çatarak tam konuşacaktım ki Yiğit araya girdi. "Bizim yanımızdayken gerek yok böyle şeylere Nehar'cım." demesiyle ne demek istediklerini anlamıştım. Kınarcasına ters ters Yiğit'e bakıp onu süzdüm. Kumral saçları ve bal rengi gözlere sahipti. Evinde anlamış olmalı ki diyeceklerimi dile getirdi. "Ha siz erkeklik gururu yapacaksınız. Biz varken size düşmez o iş diyeceksiniz." dediğinde Efe "Aynen, ondan" deyince biz kızlar karşımızdaki erkeklere kınarcasına bakıyorduk. Daha fazla bakışımıza maruz kalmadan yemek almaya ilerlediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kulaklık
Novela JuvenilSevgi her şeyi iyileştirir miydi? En önemlisi her şeyi unuturur muydu? Tüm sırlar gerçekleriyle karşımdaydı, bir seçim yapmam gerekiyordu ama ben ölmek istiyordum. Dedim ya benim adım Nehar'dı anlamı gündüz olan, ama benim taşıdığım geceydi anlamı d...