(13) HİSLERİN ETKİSİ

32 8 5
                                    

Helloğğ Canlarımm! 💙

MALESEFKİ BÖLÜMLERİ DÜZENE SOKAMADIM. BU YÜZDEN SİZDEN AF DİLİYORUM! OKUL NEDENİYLE ÇOK YOĞUN  OLUYORUM.

BÖLÜMÜ DE BU SEBEPTEN GECİKTİRDİM. TEKRARDAN KUSURA BAKAMAYIN.

DAHA FAZLA LAFI UZATMAYAYIM KEYİFLİ OKUMALARR.💙



_____

Çalan alarm sesiyle gözlerim istemsizce aralandı. Yeni bir okul sabahıydı. Elim yatağımın yanındaki gri-beyaz tonların da ki komodine gitti. Telefonumu alıp alarmı susturdum. Saate baktığımda neredeyse yedi buçuğa geliyordu. 

Yavaş bir şekilde yataktan doğruldum. Bacaklarımı yatağın üstünden sarkıttım. Saçma saçma ileri geri salladım. Azda olsa kendime geldiğimde yataktan çıkıp lavaboya girdim. Kendime gelebilmek için önce yüzümü soğuk bir suyla yıkadım. Ardından yüz yıkama köpüğü gibi bir kaç malzeme kullandım yüzüme. Yapmaya çok üşeniyordum ama cildimi toparlamam lazımdı. 

Şuan bile kötü değildi aslında ama, en iyisini yapabilmek varken neden sadece iyi seçeyim, diye düşündüğüm içindi bu ıvır zıvırlara katlanma sebebim.

Ivır zıvır diyordum ama etkileri için kendilerine minnettardım.

Saçlarımı da taradıktan sonra daha fazla oyalanmadan lavabodan çıktım. Bu sefer üstümü giymeden kahvaltı masasına geçecektim. Kapımı açtığımda, Alazın açık kapısıyla yüz yüze geldim. 

Artık benimle beraber gidecekti. Ama hâlâ uyuyordu. Tam onu uyandırmadan geçeyim derken, erkeksi sesi doluştu kulağıma.

"Uyuduğumu sanıyordun değil mi?  dediğinde yataktan doğruldu. "Ve beni uyandırmadan gidecektin" bu noktada durup mavi gözlerini kısıp kınarcasına bana baktı. "Ne biçim ablasın be iyilik düşmanı." hiç çekinmeden göz devirdim. Ayrıca uğraşmak istemediğimden de gerçekleri söyledim.

"Aynen uyuduğunu sandım. Ayrıca sen ben den de iyilik düşmanısın be. Niye uyumuş numarası yapıyorsun ruh hastası."

"Zaten uyandırmayacağını biliyordum yine de bir deneyeyim dedim."

Elimi havada ileri geri salladım. Ve merdivenlere yöneldim. Daha merdivenlerin başındayken bile enfes kokular burnuma gelmişti bile. Mutfağa yöneldiğimde kocaman bir kahvaltı masasıyla karşı karşıya geldim. "Yine döktürmüşsünüz Buket hanım." eğlenen ses tonuma oda dahil oldu. "Nehar hanım ve Alaz bey için sabahın köründe kalkıp yaptım." dediğinde çok tatlıydı. Yanına gidip yanaklarını sıkıp sulu bir öpücük bahşettim.

Cam yemek masasını baş dan aşağıya donatmıştı. 

Börekler, Kahvalıklar adını bilmediğim daha bir çok çeşit.

Gülerek masaya kurulduğumuzda Alazda gülüşmemize dahil olmuş mutlu bir hâlde kahvaltımızı yapmıştık.

"En az bir kilo almışımdır." dediğimle elimde ki çatalı porselen tabağa bırakmam bir oldu. Fazlasıyla doymuştum. Annem bana bakıp öpücük attığında bende elimi dudağıma götürüp öpücüğümü elimle berber çektikten sonra üfleyerek ona gönderdim.

"Bende doydum Buket Sultan, ellerinize sağlık." aynı şekil annem Alaza da öpücüğünü attığında Alaz sadece gülümsedi. Sadece diyorum çünkü normal şartlarda iyice şımarıp anneme yapışması lazımdı. Sanırım bu çocuk büyüyordu.

Daha fazla oyalanmadan Alaz la beraber okula gitmek için tekrar odalarımıza çıkıp çantamızı aldıktan sonra, Alazın ben otobüsle gitmem diye söylenmelerinin ardından annemin arabasını alarak sürücü başına ben geçtiğim de oturarak yola koyulduk.

Mavi KulaklıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin