_______
Bugün günlerden Salıydı. Okuldan çıkalı neredeyse bir saat olmuştu. Şimdi ise annemin arabasındaydık. Alazın okul işlemlerini halletmek için. Ve evet sonunda Alaz bizim okula geliyordu. Her ne kadar söylense de bu duruma kimse onu takmıyordu.
Alazın kendi okuluna girdik. Annemle Alaz müdürün odasına gereken işlemleri yapıyorlardı. Sonrasında bizim okula gidecektik. Zaten Ayla hanımla Annem arkadaş olduğu için daha önceden de halletmiş olabilirleri o kısmı. Halletmedilerse bile çok zaman almazdı diye düşünüyordum yani.
Aslında Alazın kendi okulu kötü falan değildi. Sadece annem benimle aynı okulda olmasını istiyordu. Alaz her ne kadar itiraz etse de doğrusunun bu olduğunu oda bildiğinden çok ses çıkarmamıştı.
Müdür Odası yazan kapı açıldığında annemin yüzünde memnun bir ifade vardı. Alaz ise tam tersi.
Halinden hiç de memnun değilmiş gibiydi. Dudakları o farkına varmasa bile büzülmüştü. Gözlerinden ise tek bir duygu geçiyordu. Özlem.
Senelerini geçirdiği kişilerle tam şuandan itibaren ayrılacaktı. Bu çok kötü bir histi. En iyi biz bilirdik. "Hadi geçmiş olsun." diyerek ellerimi Alazın saçlarına doğru uzatıp karıştırdım. Söz de ben ondan büyüktüm ama o benden uzundu. "Hadi daha diğer okula gideceğiz kayıt için." Alaz oflayarak annemi takip etti. Ben ise sakince arkalarından ilerliyordum.
Yarım saatin ardından Tozan kolejindeydik. Alazın annesi büyük ihtimal eşiyle ayrılmadan önce koymuştu okulun adını. Çünkü Tozan Keremin babasının soy ismiydi. Fakat belki Kerem için de böyle bırakmış olabilirdi.
Okulda birkaç hoca Müdür ve görevli kişiler dışında pek de kimse yoktu. Ben gene dışarda kaldım. Onların kayıt yaptırmasını bekledim. Kapının yanında duran koltuğa oturduğumda yanımda başka biri daha oturdu. Kafamı kaldırıp baktığımda Keremle göz göze geldim.
En son olanlar aklıma geldiğinde hafif utanmıştım ama pekte bozuntuya vermedim. Tam burada ne yapıyorsun burada diye soracaktım ki aklıma annesinin okulu olduğu gelince sustum. Yani bir kere çocuğun evinde çocuğa ne işin var burada diye sormuştum. Şimdide annesinin okulunda çocuğa racon kesecektim neredeyse. Yaptığım aptallıklar yüzünden iyice utanırken sağ olsun konuştu.
"Alazın kaydı için mi geldiniz?" kafamı sallayarak "Evet." dedim ardından devam ettim. "Sen nereden biliyorsun?"
"Annem demişti." diyerek omuz silkti. Ardından tekrar kafa sallamakla yetindim. Bazen bir o kadar yakınken bazen de bir o kadar uzak oluyorduk. Ve şuanda sanırım uzak olduğumuz anlardan biriydi.
"Sanırım artık tenefüsler de kafanı yiyen bir kardeşin olacak." dediğinde gözlerimi büyüterek ona çevirdim. "Ben olaya bu yönden bakmamıştım ama ya." cidden ben nasıl unuturdum bunu. Artık başıma bela olacaktı. Ve bu şimdi benim aklıma geliyordu. Kerem ise kendini gülmek için tutuyordu. Önceden aklıma gelse annemi belki bir şekilde ikna ederdim gelmesin diye ya. İş işten geçmişti bile. Kereme yandan yandan bakarak konuştum. "Gül gül tutma kendini." dediğimde kafasını iki yana sallayarak gamzesini belli edecek şekilde güldü. Gözlerim Keremin gülüşüne takıldığında nedensizce bende gülümsemiştim. Onun da gözleri benim gülüşüme takıldığında sol yanağında ki gamzesi belirginleşti.
Yanımızda ki kapı açıldığında içeriden Annem, Alaz ve Ayla hanım çıkmıştı. Ayla hanımla selamlaşıp ayak üstü sohbet ettikten sonra bakışlarımı annem ve Alaza çevirdiğimde iksinin de Keremle konuştuklarını gördüm "Görüşürüz, bak bize gelmeyi unutma sakın Kerem cim." diyordu annem. Gözlerimi tekrardan Kereme çevirdiğimde onunda gözleri üzerimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kulaklık
Teen FictionSevgi her şeyi iyileştirir miydi? En önemlisi her şeyi unuturur muydu? Tüm sırlar gerçekleriyle karşımdaydı, bir seçim yapmam gerekiyordu ama ben ölmek istiyordum. Dedim ya benim adım Nehar'dı anlamı gündüz olan, ama benim taşıdığım geceydi anlamı d...