(4) KARŞILAŞMA

75 10 9
                                    

                Bana bir tutam mavi gönder,

                Bendekilere siyah bulaşmış...

                                                                                                 💙

DİĞER BÖLÜMLERE KIYASLI DAHA UZUN OLDU AMA GÜZEL OLDU, DEDİĞİM GİBİ İLERLEDİKÇE GÜZELLEŞİYOR. KEYİFLİ OKUMALAR CANLAR💙

_____

Günlerden cumartesi. Annem bir kaç saat sonra Ankara'ya gidecekti, kardeşim okul gereği başka şehirdeydi artık geri dönecekti yaz tatili boyunca görüşememiştik. Özlemiştim. O yanımdayken babam varmış gibi hissettiriyordu. Tıpkı babam gibi mavi gözlere, sert yüz hatlarına, kumral saçlara sahipti... Yatağımdan kalkıp annemi aramaya koyuldum. Beş dakikaya yakın annemi bahçede çiçeklerimi sularken gördüm. Sözde benim çiçeklerimdi ama benden çok annem bakıyordu. Ürkmemesini sağlayarak sesli adımlarla annemin yanına varmıştım. Babamın ölümünden sonra onun da üstünde bir yorgunluk ve hüzün vardı tabii. En çok da bunu yapanların hâlâ serbest dolaşması canımızı sıkıyordu. Çiçekleri sulama işlemini  bitirdikten sonra annem bana bakıp "Bir şey mi oldu kuzum?" diye sordu. Anneme bakıp tebessüm ettim "Hayır sadece bir an önce gidip gelmenizi istiyorum". Benim dudaklarımdaki tebessümün aynısı da anneme geçince yanağından öpüp "Haber etmeyi unutma" deyip eve girdim. 

1 Saat sonra...

"Görüşürüz anne, beni aramayı unutma sakın!" annem yanıma gelip alnımdan öpüp yüzümü avuçlarının arasına alıp "Tamam canımın içi, sende kendine dikkat et" dedikten sonra arabaya bindi arkasından el sallayıp eve doğru yöneldim. Tekrar ders başına geçmiştim, yarım saate yakın ders çalışıyordum tam su içmek için kalkarken zil çaldı. Kimseyi beklemediğim için korku duygusu bütün bedenimi ele geçirmişti. Hızlı adımlarla kapıya yöneldim kapıya kulağımı yasladığımda Efe nin konuşma sesini duyuyrodum " Ne zaman açacak aca-" daha lafını bitirmesini beklemeden kapıyı açmıştım karşımda Yiğit, Efe ve Eylül vardı. Şaşkın bakışlarla onlara bakıyordum. Şaşkın bakmamın sebebi gelmeleri değildi, âdeta partiye giderlermiş gibi giyinmeleriydi. Onlara bakıp "Niye böyle giyindiniz?" dediğimde Eylülün "Hoş bulduk Nehar'cım" deyip beni kenara çekip içeri geçtiler. Çok kibar arkadaşlar edinmişim vesselam. "E hâlâ neden böyle giyindiğinizi açıklamadınız?" Efe gözlerini kısarak bana bakıp" Guruptaki mesajları okusaydın anlardın" dediğinde soruglacasına Yiğite baktım ve bakar bakmaz elindeki kutu dikkatimi çekti. Sahi geldiğinde de elinde miydi ya bu?  Yiğit daha fazla dayanamadığımı anlamış olmalıki konuşmaya başladı. "Kumrunun evinde Kerem için hoş geldin partisi düzenlendi saat 19:00'da başlayacak." Kaşlarımı çatıp "E bana ne bundan?" dediğimde Efe tarafından enseme bir tane şamar yedim. "Ne demek bana ne lan, geliyorsun işte bizimle Yiğit ver bakayım elbisesini git giyin iki saate çıkmamız lazım." Şaşkın gözlerle Efe ye bakarken oda bana kaşları çatık bakıyordu. Tabii ki de onun istediğini yapacak değildim. Kollarımı belime atarak "Sen bana emir mi veriyorsun lan?" dediğimde Eylül bana ağlarcasına bakıyordu. Bu hallerine anlam veremiyordum. "Nehar partiye Tuğba da geliyor!" Eylülün sesini yükseltmesiyle kendime gelmiştim. Yiğitte, Eylülü destekleyerek "Gelmezsen Tuğbaya istediğini vermiş olursun bence yapma ve git hazırlan çabuk, ha birde sana sormadım ama kuzenimde bizimle gelecek  sorun olur mu?" dediklerine hak verdim ve kafamı salladım "Yok sorun olmaz bekleyin gelirim hemen" Yiğitten kutuyu alıp odama çıktığımda hemen kutuyu açtım. İçerisinde mükemmel derecede siyah bir elbise vardı hemen sabretmeyerek açıp giydim. Elbise, diz kapağımın bir karış yukarısında bitiyordu ve sol tarafında bir yırtmacı vardı tüm bedenimi saran ince siyah askılı elbisemin beli de tamamen açıktı. Kum saati vücudumla içerisinde makyaj yapmamama rağmen fazlasıyla nefes kesici görünüyordum. Ben aynada kendime bakarken Eylülün "İçeriye girebilir miyim?" diyen sesini duyduğumda "Gelebilirsin" diye seslendim. Eylül içeriye girdiğinde içten bir şekilde gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun Nehar" bende dudaklarıma içten bir tebessüm kondurup " Senin kadar olmasak da olduk bir şeyler Eylül hanım" Şöyle bir Eylüle baktığımızda onun da benden aşağıya kalır bir yanı yoktu yani. Düzleştirilmiş kahverengi saçları ela gözleri ve dizlerinin üstünde biten beyaz elbisesiyle oda fazlasıyla şık görünüyordu. Yaklaşık yarım saatin ardından Eylül bana  zorla da olsa makyaj yapmaya ikna etmişti. Eylülün bu konudaki yeteneği sayesinde gerçekten çok güzel olmuştum. Eylül "Ay maşallah ne kadar güzel olduk" dediğinde gülümsemiştim. "Hadi gel inelim" Eylül yanıma geldiğinde birlikte merdivenlerden inerken "Yiğit'in hadi kızım ya ne yap-" daha Yiğit cümlesini bitirmeden aşağıya inmiştik Efe de Yiğit gibi şaşkın gözlerle bize bakıyordu. "Kötü mü olmuş?" diyerek aklıma gelen ilk olasılığı söyledim ve Yiğit ve Efe aynı anda "Aksine çok güzel olmuşsunuz" dediklerinde Eylül ile sırıtarak onlara baktık. "Sizde takım elbisenin içinde oldukça çekicisiniz beyler size yakışır partner bulun." deyip göz kırptım. Efe kendini dikleştirerek sarı saçlarını karıştırıp yeşil gözlerini bana dikti "Valla yakışıklı olmuş muyuz?" dediğinde gözleri ben ve Eylül arasında gidip geliyordu. Eylül, Yiğit'e bakarak "Yakışıklı olmuşsunuz" dedi. "Hadi gençler gidelim partinin tozunu attıralım birazcık" deyip kapıya yöneldim "Ya bir şey diyicem az önce gelmek istemeyen bu değil miydi?" Efenin söylenmesini aldırış etmeyip diz kapağıma kadar gelen siyah çizmelerimi giydim. Çok geçmeden hepimiz Yiğit'in arabasına bindik. Yiğit'in bahsettiği kuzeninin evine gelmiştik sanırım. Yiğit arabadan indiğinde. Yiğit'in geldiği yöne bakıyordum. Çok geçmeden Yiğit ve kuzeni gelmişti. Arabaya bindiklerinde Yiğit "Tanıştırayım kuzenim Evin, aynı zamanda yeni sınıf arkadaşımız." dedi. Evinin üstünde canlı kırmızı renk bir elbise vardı sarı saçları ela gözleriyle oldukça güzeldi. Eylül sıcak bir tebessümle elini Evine uzatıp "Hoş geldin Evin ben Eylül, tanıştığıma memnun oldum." dediğinde Evinde aynı şekilde elini Eylüle uzatıp "Hoş buldum bende tanıştığımıza memnun oldum Eylül." dediğinde Efe ye döndü. Efe hızlı bir şekilde elini uzatıp "Bende Efe, tanıştığımıza memnun oldum Evin." Evin sıcak bir gülümsemeyle elini sıkıp Efeye karşılık verdi. Bu sima bana bir yerlerden çok ama çok tanıdık geliyordu. Aklıma ilkokulda, orta okulda arkadaşımla konuştuğumuz anılar gelmişti ve o arkadaşımın adı da Evin'di...

Mavi KulaklıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin