(7) GÜNÜN BATIMI

44 7 4
                                    



GÜNEŞİN BATIŞI UMUT GİBİDİR; BİRİ BATAR, BİRİ DOĞAR...💛


_______


1 Hafta sonra...

Nehar'ın anlatımıyla...

Bazen her insanın hayatında yokuş aşağı bir yoldan düşmek kadar hızlı olaylar gerçekleşebiliyordu. Ve benim hayatım sürekli yokuş aşağı olan o yoldan düşmek gibiydi. Her şey çok hızlı ve ani gerçekleşiyordu, tıpkı ansızım bir ölüm gibi. Ben daha ne olup bittiğini anlamadan, hastaneden çıktığımızdan bu yana bir hafta geçmişti. Sol kolumun ezilmesi nedeniyle alçıdaydı. Fiziksel olarak durumum böyleydi, fakat ruhsal olarak... Berbat bir çöküş yaşıyordum. Bu durumu yakınımdakilere elimden geldiğince belli etmemeye çalışıyordum. Rüyalarımda sürekli kaza yapmadan önceki saniyeler geliyordu.

SAKİN OLUN! diye bağırıyordu Kerem

ABLA KORKUYORUM! diyordu Alaz YA BİRİMİZE BİRŞEY OLURSA, ANNEM KALDIRAMAZ ABLA!

HİÇBİRİMİZE BİRŞEY OLMAYA- demeye kalmadan araba ağaca çarpıyordu. 

Şuan toparlamıştık toparlamasına ama zihnim istem dışı sürekli bunları tekrarlıyordu. Tıpkı babamın öldüğü anın zihnimde uzunca bir süre tekrarlanması gibi.

"Kızım iyi misin?" annemden gelen sesle irkilerek gözlerimi anneme çevirdim. Şuanda bizim evdeydik aynı zamanda burada Alaz, Evin, Yiğit, Efe ve Eylül'de vardı. Gözlerimi pencereden çevirip anneme zoraki bir şekilde gülümsedim "İyiyim annecim. Sadece dalmışım." annem bu yalana pek inanmasa da, inanmak istemiş gibi kafa salladı. Aynı şeyleri yaşamaktan korktuğu çok belliydi... Geçen bir hafta boyunca Keremi hiç görmemiştim. Büyük ihtimal, arabayı o kullandığından kendini suçlu hissediyordu. Ama ben hastanedeyken kerem hâlâ oradaymış, ben görmesem de benimleymiş. Annemin dediğine göre benim taburcu olmama saatler kala hastaneden geçmiş olsun dileklerini iletip ayrılmış. Evinin de Keremden aşağı kalır yanı yoktu. Oda sürekli ben sizi çağırmasaydım böyle bir şey olamayacaktı deyip duruyordu. Her ne kadar ona bu senden kaynaklanmıyor, kaderimize yazılı olan her şeyin zamanı gelince öyle yada böyle gerçekleşeceğini söylesem de hâlâ kendine suçlu muamelesi yapıyordu. Ama geçen bir hafta boyunca yavaş yavaş dediklerimi kabullenmeye çalışıyordu sanki. Bizimkiler her gün beni ve Alazı ziyarete geliyordu. Büyük ihtimal ben tam anlamıyla iyileşene kadar da böyle devam edecekti. 

"Biz yavaştan kalkalım arkadaşlar, Nehar la Alaz dinlensinler." Yiğit'in dediğiyle ona bakarak konuştum. "Daha yeni geldiniz ama oturun biraz daha." Alaz beni desteklercesine onaylayıp söze karıştı. "Evet ablam haklı daha yeni geldiniz biraz daha kalın." demesiyle çoktan ayaklanmışlardı bile. Eylül ben ve Alaza bakarak "Yok canım, siz bol bol dinlenin kendinizi de yormayın" demesiyle diğerleri de Eylülün dediğini onayladı. Kısa bir sarılma merasimiyle çocukları yoldu etmiştik. Annem ilk önce benim alnımdan öpüp ardından Alazında anlından öptü. Bende aynı şekil anneme karşılık verdikten sonra tam odama çıkacakken aklıma takılan soruyu anneme sordum. "Ayla hanımla görüştünüz mü anne? annem dediğimin ardından göz devirerek "Kızım sana kaç kere dedim ama Ayla hanım deme Ayla teyze de diye". Göz devirerek ofladım. "Sorumun cevabı bu değil." annem bana meraklı gözlerle bakıp konuştu. "Dün konuştuk neden ki?." annemin dediğiyle beraber bu sefer meraklı gözler benimki oldu. "Kerem nasılmış iyi mi, o neden beni aramıyor. Kendini mi suçlu hissediyor yoksa?" Alaz bana gözlerini büyüterek bakıp "Arada bir nefes alsaydın be abla." Dediğinde çokta oralı olmadım. Annem sormamın nedenini şimdi anlamış olmalı ki gözlerindeki merak duygusu gitmişti. "Dün konuştuğumuz da, Keremin hiç odadan çıkmadığından bahsetmişti. Yemeklerini bile odada yiyormuş artık. Ayla da çok üzülmüştür. Buraya gelmek istiyormuş ama Kerem gelmek istemiyormuş." annemin dediğiyle omuzlarım yavaşça çöktü. Keremin böyle davranması beni üzmüştü... Tahmin ettiğim gibi kendini suçluyordu olanlardan. Aklıma gelen fikirle heyecanlanıp "O zaman biz onlara gidelim" dediğimde sesim ben fark etmeden coşkulu ve yüksek çıkmıştı. Annem tereddüt ederek yanıtladı. "O zaman ben haber vereyim yarın akşam uğrarız" dediğinde yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı. Annemin ve Alazın yanaklarına kocaman öpücük kondurup odama gittim.

Mavi KulaklıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin