Bölüm müziği:
Müslüm Gürses- AffetSeslenen kişi Emre idi. O kadar çok şey anlatmalıydım ki ona. Nefes alamamalıydı, yaşayamamalıydı, benden umut ummamalıydı. Nefes almak için kokumu kullanmamalıydı.Ölümüne hasret kalmalıydı ona bakışlarıma, sarılışlarıma
"2 Gün oldu kızım nerdesin" diyip bana sıkıca sarıldı. İlk defa Emre'nin bana sarılmasını, kokumu içine çekmesini istemedim. Ellerim yana açılmış bir şekilde hareketsiz duruyordu.
Ben bu derin umutsuz kuyuda batarken, aşina olduğum bir ses konuşuyordu. Ama ben duyamıyordum.
O ses çırpınışlarımı duyuyordu ama beni kuyudan çıkarmıyordu ya da.. çıkaramıyordu. Nefes alışverişlerim sakinliğini koruyamazken Emre'nin Babasının, annemi taciz edip öldürdüğünü hatırlayınca daha da sessizleştim.. Emre 8 Yıldır sevgiliydik seninle?
Bana nefes aldıramayacak, taşıyamacak, kendimden nefret ettirecek bir enkaz bırakmışsın..
Kırık yüreğimin parçalarını üstüme dökseydin bu kadar canımı acıtmazdı..Yıllarca nefret etmiştim kendimden.. Belki iyi bir çocuk olup annemle babamı tekrar bir araya getiririm diye çabalamıştım. Ben bunları hak etmiş miydim? asla.. asla hak etmemiştim.
Birinin kolumdan tutup bedenimi çekmesiyle kendime geldim.. sahi gelmiş miydim kendime?
"NE YAPTIN BANA, NASIL BİR PLAN KURDUN SANA AŞIK OLMAM İÇİN, NASIL BİR KARAKTERSİZLİK YAPTIN, SEN CEVAPLAMADAN BEN CEVAPLAYIM." Derince yutkundum, bunu söyleyebilir miydim? Bedenim bu enkazı kaldırır mıydı?
Ben sakinleşmeye çalışırken Emre'nin yanına bir kız geldi. Siması bir yerden tanıdık geliyordu. Yeliz.. Yeliz bu. Bunun burda ne işi var diye düşünürken. "ASIL KARAKTERSİZLİK O GÜN SENİN YERİNE ANNENİ TACİZ ETMİŞ OLMALARI" demişti..
Kalbime 3 tane ok saplansaydı, biri annemin gözümün önünde ölüm feryadı, biri kumarda satılmış olmam, diğeride Yeliz'in söylediği kısa ama ömrümün en nefessiz kaldığı ok olurdu.
"HAK ETTİN EFİL, HAK ETTİN. BENİM ANNEMİ BABAN ÖLDÜRÜRKEN KARAKTERSİZ OLMAMIŞTI AMA" dedi Emre.
Kalbimin tam ortasına atılan taş, susmama sebep olurken ben dahada derine batıyordum ve bu sefer beni kurtaracak kimsem yoktu..
"ANNENİ ÖLÜMÜNÜ BİLEMEM AMA BABAN ONUN ANNESİNİ TACİZ EDİP, ÖLDÜRÜRKEN HİÇ Mİ YÜREĞİN SIZLAMADI LAN. HİÇ Mİ DÜŞÜNMEDİN EFİL NAPAR NE EDER DİYE? YILLARCA BU KIZI KULLANDIN. ONU DİNLEDİĞİN HALDE YALAN SÖYLEDİN. BU SEFER İSE GELMİŞ KONUŞMA HAKKINA SAHİPMİŞ GİBİ DAVRANIYORSUN. BAK BEN SANA BİRŞEY DİYEYİM Mİ" dedi Yağız hiddetli bir konuşma yaparken.
Emre'ye yaklaştı ve omzunu hafif dokunuşlarıyla itekledi. Emre'nin bedeni kasılmış gibi görünüyordu.
Yağız, Emre'nin kulağına yaklaşarak "Sen bu kızı sevseydin bırak enkaz altında bırakmayı 'enkaz altında bırakır mıyım' korkusundan nefes alamazdın." Dedi. Ve benimde elimi tutarak dışarı çıktı.Yediğim o lafları annem ile ilgili haberleri hatırladıkça nefes almak bana zor birşey hatta imkansızmış gibi geliyordu.
Bu hayatta bir mücadelem vardı, en duygusuz kaldığım, en nefret ettiğim.. zorla kapattığım.. kapatmaya çalıştığım küçük bir kutu gibiydi mücadelem.
Küçücük ama özel birşey olursun ya böyle.. değersiz sanılıp içine atılırsın...
Zamanla kaybolursun ya hani.... Ben o şeydim.Çabalayıp, 'yoruldum dinleneyim, sonra yaparım' diyemezdim ben. Bir kere sevdim mi 'aman be yenisini bulurum' diyemezdim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gün Doğuşuna Yakın
Teen Fiction"Teşekkür ederim" dedim. "Neden teşekkür ediyorsun" dedi. "Beni kuyumdan çıkardığın, beni sevdiğin için" dedim. "Teşekkür etmene gerek yok, sen benimdin ama ben seni geç buldum" dedi...