B.9 Ateşle Barut

40 4 4
                                    

Bölüm müziği
Camila Cabello-Shameless🍷
Sam Tinnesz-Play With Fire🍷
Lady Gaga-Poker Face🍷

Hızla sarsıldığım da hızlıca gözlerimi açtım "Kalksana kızım saat kaç oldu biliyo musun" dedi Ecrin uyarıcı bir ifade ile. "Saat kaçmıyorda kaçmış saat?" Diye sordum.

"14.57" diyince yüz ifadem değişti, normalde çok uyuyan bir insan değildim. Ama bu sefer çok uyumuştum orası kesin. Ben ayağa kalkarken "kanka ben verdim" dedi. Arkamı dönüp baktığımda "öyle değil ya" dedi gülerek.

Ecrin inşallah vermedin askım inşallah diye geçirdim içimden. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Geldiğimde Ecrin yoktu.

Siyah gözlerini bana dikmiş sırıtarak bakan Yağız vardı. Acaba Ecrin Yağız'a mı dönüştü diye düşünürken "Neden öyle bakıyorsun" dedi.

Nasıl bakıyorum ki.. aşık gibi mi yoksa.. kesin rezil oldum kesinn.
Anlık bakışmamızı keserek "çok uyumuşum, önemli birşeyi kaçırdım mı?" Diye sordum.

Bana doğru gelerek, ellerimi tuttu. "Önemli olan şey sensin, yani evet biraz uykucu çıktın ama kendini kaçırmadın. Sakin ol" dedi.

Az önce iltifat mı etti bana mı öyle geliyordu. Yüzümde istemsizce tebessüm oluşurken hala bana baktığını gördüm. "Birileri aşık olmasın da sonumuz hayır olsun, ben aşağı iniyorum sana kahvaltı hazırlayacağım" dedi ve odadan çıktı.

Birde bana kahvaltı mı hazırlayacaktı, ay Allah'ım öleceğim neden bu kadar ince ve nazik olmak zorunda?

Üstümü değiştirip aşağı indim. "Ecrin ile Ömer gezmeye çıktılar" dedi soğuk bir ifade ile. "Anladım" dedim sandalyemi çekip otururken. "Sen birşeyler yedin mi?" Diye sordum.

"Pek iştahım yok, yemedim" dedi tok bir sesle. Kahvaltıyı önüme getirirken "En çok nereye gitmek istersin? Yurt dışı olarak" diye sordu.

Düşünür bir ifadeyle "sanırımm Fransa'nın başkenti Paris'e gitmek isterdim" dedim. Kaşları havaya kalkarken "aşıklar şehri diyosun" dedi.

"Yanii evleneceğim adamla oraya gitmek isterdim, sonuçta aşıklar şehri" dedim gülümseyerek.

"Ben seni oraya götürsem benimle evlenir misin?" Diye sordu.

Bedenim kaskatı kesilirken, gülerek "şaka yaptım,sakin ol" dedi. Gülümsemeye çalışarak iç çektim.
"Hem ben daha gencim, gezicem, eğlenicem" dedi.

"Evlenebiliriz" dedim. Yüz ifadesi değişti. Keyifle kahvaltımı yemeye başladım. Hem yakışıklı hem hanımcı hem romantik hem karizmatik, adamda ne ararsan var maşallah.

Telefonu çalmaya başladı. Ulan bir rahat bırakında müstakbel kocamla kahvaltı yapalım dicektim ki sadece benim yediğimi hatırladım.

Seni sevmeyi deneyeceğim demeyeceğim, seni ölene denk seveceğim Yağız Yılmaz.

"Pişt neye daldın gittin" dedi. Kafamı kaldırarak ona baktım. Nefes aldıran gözlerine baktığımda hiç olmadığım kadar huzurlu hissettim. Yüzüm gülerken oda güldü.

"Sen var ya kesin bana aşıksın haberin yok" dedi. Yaklaşarak "aşıksam aşığım napaksın" dedim gülümseyerek. "Dikkat et öpmeyim seni" dedi gülümseyerek.

Bu güzel anı bozan Yağız'ın telefonu oldu. Mırıldanarak küfrederken telefonu açtı ve kulağına dayadı bir yandanda gözleri gülümseyerek beni izliyordu.

"Efil gelmek isterse geliriz" dedi ve kapattı. "Neymiş benim gelmek isteyip istemeyeceğim şey" dedim yanında durarak. Kollarını belime sararak bana sarıldı.

Gün Doğuşuna YakınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin