Bu da ne demekti şimdi ? Mustafa bütün gün boyunca Esraylamıydı yani ? Yok bu kadarını kaldıramazdım . Ama sakin olmalıydım . Hayır Melek şu an ağlıyamazsın . Şuan sırası değil . Kenara çekilerek içeri geçmeleri için yol verdim . Mustafa'yı yatak odasına doğru götürdü . Yatırdı . Sonra da geçti oturma odasına oturdu . Napmaya çalışıyordu bu ?
"Melek bize iki kahve yap. Konuşacaklarımız var." ,
Hayatım boyunca o kadar çok ezilmiştim ki. Şimdi karşı bile gelemiyordum . Sessiz bir "tamam" çıktı ağzımdan.Kahveleri yaparken şuan bu durum da neden olduğumu düşünmeye başladım . Ah. Keşke evlenmeseydim . Babam geri dönebiliriz dediğin de kabul etseydim. En azından herkes hayatını mutlu bir şekil de yaşıyor olurdu . Aklıma takılan en çok şey ise Esra bana karşı nasıl bu kadar sakin olabiliyordu . Ya da benim gibi çok sinirli , öfkeli veya mutsuzdur ama duygularını saklıyabiliyordur . En azından herkes benim gibi değil . Kahveleri fincanlara koyarken sakin olmam gerektiğini kendime bir kez daha hatırlatırken arkamı dönmemle Esrayı görmem bir oldu . Çığlık atmamak için zor tuttum kendimi. Bana anlamadığım bir şekil de bakıyordu . İğrenir gibi sanki."Şimdi anlıyorum Mustafa'nın neden senin gibi bir hizmetçi parçasını seçtiğini."
Ne diyordu bu kadın ? Hem hizmetçi ne alaka ? Beni hizmetçi olarak tanıtmamıştı dimi ? Yoksa Mustafa'nın benimle evli olduğunu bilmiyor muydu?
"Esra Hanım biz Mustafayla evliyiz. Biliyorsunuz değil mi ? "
Ufak bir kahkaha attı.Ah Mustafa ne anlatmıştın sen bu kadına böyle.
"Biliyorum canım.Senin bu evin hizmetçisiyken Mustafayla birlikte olup sonra da evlenmek zorunda kaldığını biliyorum."
Yok artık. Mustafa beni böyle anlatmış olamaz değil mi ? Böyle bir saçmalığa hemen son vermeliydim.
"Siz.." diye cümleme başlamıştım ki beni eliyle susturdu.
"Ah canım hemen kendini korumaya çalışacaksın değil mi ? O gece Mustafa sarhoştu biliyorum. Senin suçun yok . Ama bu evliliğe kendini fazla kaptırma . 1-2 aya son bulur evliliğiniz. Sonuçta kocam dediğin adam 1 saat önce benimle birlikte oluyordu."
Artık gözyaşlarımı tutamıyordum. İlk defa saygınlığımı aşarak Esra'yı kolundan tuttuğum gibi kapının önüne getirdim. Hıçkırıklarımın arasından "ÇIK EVİMDEN." diye bağırdım. O da bir şey demeden vurdu kapıyı gitti . Arkamı döndüğüm de bana şaşkınlıkla bakan Mustafayla karşılaşmıştım. Önün de durup sessizce
"Bu kadar mı nefret ediyorsun benden ?" Diye fısıldadım.