~Melek'den ~
Mustafa'ya o sözü söyledikten sonra ani bir şekilde yataktan kalktım. Ama şu bitmek bilmeyen baş dönmelerim yine olur olmadık yerde kendini gösterdi . Ayağa hışımla kalkıp geri oturmam bir oldu. Mustafa'nın endişeli bakışlarını üstümde hissedebiliyordum . Bana sarılmaya çalışıcakken elimle siper oldum . O sırada kurtarıcı zilim çaldı . Baş dönmemi aldırmadan odadan koşarak çıktım . O atmosferde bulunmak istemiyordum. Kapıyı açtığımda sabah sabah Berkantı bu kadar gülen bir suratla görmek benim de yüzümde gülücükler açmasına sebep olmuştu . Lakin onun yüzünde ki gülücük solana kadar .. Sonra o her zaman gülen gözler beni baştan aşağı süzdü. O öyle yapınca bende aynısını yaptım. Kendi üstümu süzdüm. Ve o an rezilliğimi farkettim . Yataktan acele kalkınca saçım başım dağınıktı üstelik pijamaylaydım. Ben tam bir şey dicekken Berkant arkama baktı ve kaşlarını çattı . Bende arkamı döndüğümde Mustafanın pis pis sırıttığını gördüm. Hızlı bir şekilde kafamı Berkant'a çevirip açıklama yapicakken Berkant'ın sözleri kalbimi deldi geçti .
~Kusura bakmayın siz bugününüzü baş başa geçirecektiniz sanırım .
Elinde ki poşeti uzatarak
~Buyrun afiyet olsun.~ diyerek asansöre binip gitti. Geride ise sinirli bir Melek kaldı .Hışımla Mustafaya döndüğünde"SENİN AKLINDAN ZORUN MU VAR? NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUN AMACIN NE SENİN? ESRA'YA GİTSENE SEN." Diye bagirirken bir anda kollarımı tuttu. Ve bana söylediği sözler ondan iğrenmem için yetti de arttı bile.
"BENİM KİME GİDİP GELECEĞİM SENİ İLGİLENDİRMEZ SEN OLUCAK ÇOCUĞUMUN ANNESİSİN O DA BENİM AŞIK OLDUĞUM KADIN . İSTEDİĞİM ZAMAN İSTEDİĞİME GELİR GİDERİM . ZATEN SENİN YÜZÜNDEN ESRA'M LA İLGİLENEMEZ OLDUM ." diyerek uzaklaştı yanımdan . Ve Dış kapıyı açıp çıkıp gitti . O tok sesi duymamla gözyaşlarım istemsizce akmaya başladı . O gözyaşları daha sonra hickiriklara boğdu beni. Kaç dakika veya kaç saat öyle ağladığımı bilmiyorum ama çalan telefonla kendime geldim . Zar zor ayağa kalkarak telefonu açtım .
"Efendim. " Ağzımdan çıkan sesi kendim bile zor duymuşken karşımda ki ne kadar iyi duymuştur emin değilim .
"Melek ben Berkant."
"Efendim Berkant ne oldu ?"
"Seninle şu ilk tanıştığımız yerde yemek yiyelim cici anneye de sahil havası iyi gelir?"
"Tabi kahvaltı yapmamıştım zaten iyi olur."
"Pekala görüşürüz. "
"Görüşürüz." Telefonu kapattığım da dudaklarımda buruk bir gülümseme belirdi . Benim öz kocam beni hiç benimsemezken Berkant'ın beni bu kadar düşünerek hareket etmesi beni ister istemez mutlu ediyordu. Berkantı fazla bekletmemek adına hemen hazırlanmaya başladım . Dolabın karşısına geçtiğim de Berkant'ın bugun giydikleri geldi aklıma galiba mavi-beyaz giymisti. Aklıma o gelince nedense onunla uyumlu olmak istedim. Benim de elim üstü çiçekli altı sade olan bir mavi beyaz elbiseme gitti . Hemen hızlıca giyinip baş örtümü de yaptım ve evden ayrıldım . Yoldan bir taksi çevirip hemen yolu tarif ettim . Ve başımı cama yaslayarak yolu izledim .
~BERKANTTAN~
Meleklerden ayrıldıktan sonra ayaklarım ister istemez beni sahil yoluna götürdü . Kaç saat burda oturdum bilmiyorum ama artık öğlen olucak gibiydi . İnsanlar iyice gelip gidiyordu . Ve ben saatlerdir kumun üzerinde oturuyordum. El ele yürüyen çiftleri gördükçe ben bir kez daha kendimden nefret ettim . Olmuyacak bir aşka tutundugum için . Onun asla benimle olmuyacagini bile bile onu sevdiğim için kendimden nefret ettim. Ben böyle dalıp gitmişken beni düşüncelerim den ayıran şey telefonum oldu. Ekrana bakınca Mustafa yazısını gördüm . İçim açmak istemese de belki de Meleğime bir şey olmuş endişesiyle açtım telefonu .
"Efendim Mustafa?"
"Meleklerim bir şey yaşamadık aşık adam. Bunları düşünüp de için içini kemirmesin . En son da ona kırıcı sözler söyleyerek evden çıktım ara da o kızı mutlu et."
Ona bir şey demeden sinirle telefonu kapadim . Hemen hiç düşünmeden Meleği aradım . Kim bilir nasıldı benim güzelim . Bir iki çalışta hemen açtı ona yemek yemek istediğimi söyleyerek telefonu kapadım. Saatler şimdi hiç geçmiyordu. Denize yakın bir yerde masa ayırtarak yolun kenarına geçip Meleğimi beklemeye başladım .Bir yarim saate karşımda taksi durdu. İçinden meleğim indi . Niye karşı tarafta indi ki . Melek taksiden indikten sonra baya durgundu. Hemde önünde ki arabayi goremicek kadar.
"Melekkk dikkat et " diye bağırsam da beni duymuyordu. Ve lanet olsun ki ben karşıya gecemiyorumdum.
Karşıya hiç bir arabayi umursamadan koşarak geçmeye başladım ama en son duyduğum o acı korna sesiydi ve gördüğüm ise yerde kanlı yatan Meleğim .