taste.

182 18 114
                                    

Güneş aralık perdeden tam gözüme denk geldiğinde yüzümü buruşturdum.

Elimi komidinin üzerine atıp elime telefonu aldım.

09.07

Bugün kafe 12 hatta 1 gibi açılıyordu. Sebebi ise cumartesi olmasıydı, herkes dinlensin gibi düşünmüşler sanırım.

Belimde hissettiğim hareketlilik ile yutkunmuştum.

Ne yani, kim feels geçirmez ki bu bel olayına?

Yüzümün kızardığını çok net hissediyordum.

Anlık içimden gelen bir istekle bedenimi yavaşça çevirmiş ve ona doğru dönmüştüm.

Kıvırcık saçları, şişmiş yanakları, büzülmüş dudağı ve belimdeki eli... Neden bu kadar güzeldi ki? Neden beni kendine çekmek ister gibiydi?

Ona çoktan kapılıyoruz... Şimdiden bağlanmamalısın Seungmin!

Elimi kıvırcık tutamlarda gezdirdim korkarak. Yumuşaktı...

İşaret parmağı ile yanağına dokundum. Asıl yumuşak doku yanaklarıydı bence, yanaklara zaafım olduğunu dokunurken anlamıştım.

Aniden kıpırdanınca hemen gözlerimi kapattım ve nerdeyse ustalaştığım uyuma tekniğim ile nefeslerimi düzene soktum.

"Uyumadığını biliyorum, yaramaz çocuk. Çok mu beğendin yüzümü?"

Gözlerimi açmadan arkamı döndüm ve elime aldığım yastığa kafamı gömdüm.

Şimdi mi aklına geldi utanmak!!

"Bana dön, Seungmin." demişti, yeni uyandığı için boğuk ve kalın çıkan sesiyle.

Korkarak arkama döndüm. Gülümsedi ve gözlerini kapattı, bileğimi utup saçına koydu.

"Okşamaya devam eder misin?" demişti göğsüme doğru yaklaşarak.

Ağlıcam, niye bu kadar yakınız? Hayır hayır o öyle biri olsaydı anlardın, Seungmin, kendine gel! Okşa o güzelim, yumuşak suçları...

Ellerimi yavaş yavaş haraket ettirdim.

Göğsüm istemsiz bazen hızlı, bazen yavaş inip kalkıyordu. Kokusu bile dün gece içtiğim alkolden daha etkiliydi.

Sanırım çoktan bağlandık, ha?

"Neden düzensiz nefes alıyorsun? Birşey mi yaptım? Özür dilerim, bu kadar yakın olmamız saçmaydı."

Chan yavaşça göğsümden ayrıldı ve yataktan tam kalkıcakken onu durdurdum.

Sarılmak, güzel bir durdurma şeklidir.

"Lütfen böyle düşünme, bu durumdan fazla yakın olmak istiyorum seninle Chan."

Ben bu bedeni tanımıyorum, hayır, hayır, hayır tanımıyorum!

Nasıl utanmadan böyle konuştum aklım almıyordu! Yanaklarım kızarmaktan kıpkırmızı olduğuna emindim.

Chan, bir anda üstüme çıkınca kalbim atıp atmamak arasında kalmıştı.

Gülümseyerek tek elini saçımda, yanaklarımda gezdirmişti.

"İstediğin yakınlık bu mu peki?"

Hala tebessüm ederek kurduğu cümleyi algılamaya çalışıyordum.

"Sırf ben istiyorum diye yakın olman, beni kötü hissettiriyor."

Day6 / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin