winter falls.

146 20 52
                                        

Eve geldiğimize bir saat olmuştu.

İçeri girdiğimizde ilk herkes sakin bir şekilde (şüpheli) karar alıp pizza söylemiştik.

Umarım midem bulanmaz...

Hyunjin yanımda saçlarıyla oynuyordu ve herkesi inceliyordu. Kulağıma yaklaşıp sessizce konuştu.

"Kanka şu kaslı, siyah saçlı, kısa boylu varya, aman yarabbi."

Kolunu dürtüp ağzımın içinde "sulanma birine." diyordum. Bir anda ayağa kalkan Chan ile herkesin gözü ona dönmüş o ise yere bağdaş kurup oturmuştu.

Herkes onu inceliyorken o bizi on saniye sonrasında farketmiş ve kaşlarını çatıp konuşmuştu.

"Suspus 1 saat geçirdik, böyle olacaüını düşünmedim. Herkes birbirini tanısın diye getirdim buraya."

Hyunjin de Chan gibi oturmuştu. Teker teker hepsi öyle oturduğunda tek Chan'ın yanında biraz alan kalmıştı.

Ayağa kalkıp yanına oturdum ve sanki hiçbir sorun yokmuş gibi gözükmeye çalıştım.

"Alfabeye göre gidelim, ilk kim geliyor?"

"Ben." dedi Chan.

"İsmim kısaca Chris, Chan, Bang Chan ne isterseniz o olabilir. Avustralyalıyım, Felix'in abisiyim. 32 yaşındayım, şirket sahibiyim ve aynı şirkette yapımcıyım. En yaşlı benim, dolayısıyla bana laf atmayın ağzınıza sıçmıyım."

"Bangchan is so old."

Sessizce söylediğim muhtemelen herkes duymuş olacak ki her bir kafadan ayrı bir kahkaha çıkmıştı.

"Haklı ama dedoşsun, Chan." dedi Minho gülerek.

Chan bana gözlerini kısarak bakmış ve gülümseyip yanağımdan makas almıştı.

"Sıra bende!" dedi Hyunjin'in beğendiği çocuk.

"Adım Changbin, spor hocasıyım. 27 yaşındayım ama hala 18 yaşında bi çıtır gibi hissediyorum. Ve son olarak; evlilik programındaymışız gibi hissediyorum amına koyim."

Herkes son dediğine gülerken, ben sırıtmıştım. Komik çocuktu.

Yanda bana bodozlama bakan Chan kalp krizi mi kendi elleriyle çağırıyordu.

"Bende şimdiii!" dedi Chan'ın kardeşi Felix.

"Felix ben, isteyen Yongbok diyebilir. 19 yaşındayım üni okumak istedim ama boş iş, kafe açıp tatlı satmak hayalim. Öyle yani genciz, güzeliz, çıtırız."

"Seni bizim kafeye alcam aşkısı, tuttu gözüm."

"Bizim kafe??" dedim Hyunjin'e şaşırarak.

"Ay kanka nolduu!" dedi elini dizine vurarak, tamamen soyutlanmıştı.

Sonradan etrafımızdakiler yüzünden susmuştu ki Changbin konuştu.

"Anlat anlat sorun olmaz, değil mi?" dedi diğerlerine bakarak. Herkes onaylar mırıltılar çıkarmış ve Hyunjin heyecanla başlamıştı.

"Ya bu patron ile ben konuştuydum, işte çalışabilir miyim falan fistan diye. Adam işte kafeyi kapatıp satıcam durumum yok dedi. Seul'ün Drama Queen'i olarak dedim ki yabancıya gitmeyiversin bana ver. Adam bir anda verdi ya lan! 100 vercem adama 40'ı tamam halledicem kalanı. Öyle işte!"

"Vay amına koyim."

"Vay anasını."

Chan ile aynı anda dediğimiz şeyler yüzünden birbirimize bakıp sırıtmıştık.

Day6 / ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin