Hastaneden çıktım ve elimdeki paramparça ama hala çalışan telefonumu açtım. Saat 16.02
Arkamdan koşturma sesleri net bir şekilde geldiğini duyunca arkamı döndüm ve o adamı gördüm. Christopher.
Durduğumu görünce o da durup nefeslenmiş ve bana bakıp "Neden kaçar gibi gittin yanımdan?" diye sormuştu.
Bana böyle davranırsan bağlanırım.
"Bana böyle davranırsan sana bağlanırım."
"Efendim?"
Şaşkınca kaşlarını kaldırmış bana bakıyor ve sanırım dediğimi anlamaya çalışıyordu.
Sonra kaşları sanki farkındalıkla aşağı inmiş ve aramızda bir sessizlik olmuştu. Bana acıma.
"Sana acımıyorum."
Duyduğum cümleyle kafamı kaldırıp gözlerimi yüzüne sabitlemiştim. Nerden...?
"Bak sana acıdığımı düşünmeni istemiyorum, ki bunu düşündüğüne eminim."
Biraz durmuş ve sonra telefonunu çıkartıp bana uzatmıştı.
"Buraya numaranı yazmanı istiyorum ve ayrıca,"
Tekrar elini cebine atıp bir kart çıkartmıştı.
"Bunu almanı istiyorum. Bu şirketim de bana ulaşmak istersen arayabileceğin numaralar yazıyor."
"Tüm bunları neden yapıyorsun?"
Sorduğum soru karşısında birşey diyememiş hatta umutsuzluk ile uzattığı iki eli de indirmişti.
"Sadece... " dedi bir süre sonra.
"gülüşün çok güzeldi seungmin."
Yutkunmuştum. Sadece yutkunabilmiştim. Elindeki telefonu sormadan alıp numaramı hemen girmiş ve diğer elindeki kartı alıp cebime sıkıştırmıştım.
Sonra arkama bakmadan koşar adım ordan uzaklaşacaktım lâkin aklıma gelen şeyle gözlerimi hala orda duran bedene çevirdim.
"Her gün ölüme daha çok yakınım Christopher. Sana gelene kadar ölebilirim!"
Elimi gülümseyerek salladım ve ordan uzaklaştım.
Gülümseyerek...
Chan
Neye uğradığımı şaşırmıştım.
Saatte baktığımda buluşma yerine geç kaldığımı bilerek hızla arabanın kilidini açıp gideceğim yere sürdüm.
Hep dakik olduğum şu yaşamda ilk defa şu dakikliğimi bozmuştum.
Hayır Chan, hayır.
Evin önünde durdum ve kapıyı çaldım.
Dağılmış saçları ve şiş yüzüyle kapıyı açan arkadaşım "Ne var?" demiş ve kapıyı tekrar kapatmıştı.
Ya sanırım biraz gergin?
"Minho kapıyı açsana amına koyim!"
Bu sefer kapıyı açan kişi Jisung'tu. Aynı şekilde saçı dağılmış ve üstünde Minho'nun gömleği olan Jisung asla şaşırtmamıştı.
"Rahat durmamışsınız yine gece."
"Rahat durmak prensiplerim arasında yok."
Minho'nun ensesine geçirdikten sonra koltuğa oturup telefonla bakışmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/354752341-288-k45688.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Day6 / Chanmin
Fiksi PenggemarSeungmin, hayatı boyunca müziklere sığınmış ve onlarla hayatta kalmaya çalışmıştı. Bugün o çok sevdiği grubun konserine tüm parasını verip gitmişti ve bağıra çağıra eğlenmişti. Orda en mutlu hali ile şarkı söylerken onu izleyen bir çift kahve gözden...