Bölüm 6

10 3 1
                                    


Bembeyaz ve siyah detayları olan bir odayla karşı karşıyaydım. Odaya girdiğimde sağ tarafta çift kişilik bir yatak vardı. Annemin seçtiği beyaz ve üzerinde Satürn olan bir nevresim takımı ve gri elle örülmüş görünümü veren bir battaniye yatağın üzerine örtülmüş. Odamın tam karşısında da ufak bir balkon var. Şansımıza kız kardeşim ve benim odamda ufak balkonlarımız var. Evin en sevdiğim detayı olmuştu. Balkon kapısı da büyük camlar ve odayla uyumlu beyaz kapı. Balkonda iki kişilik bir oturma alanı var. Küçük siyah bir masa ve iki sandalye. Sandalyelerin üzerinde gri yastıklar var. Masanın üzerinde yeşil bir bitki var. Yatağımın tam karşısında büyükçe beyaz bir masam var, sandalyesinde de gri yastıklar. Masamın sağ tarafında duvardan masa hizama kadar beyaz kitaplığım var. Annem eşyaları dizerken kitaplarımı da buraya dizmiş. Hasan Ali Yücel klasikleri odanın en güzel köşesinden göz kırpıyordu. Yatağımın kenarında iki komidin var. Son olarak da kocaman dolabım var.

'Anne bayıldım, o kadar güzel yapmışsın ki. Baba bu nasıl bir ev. Odamızda balkon var. '

Mutluluktan havalara uçacaktım. Odamın içinde balkon olması bir lüks bence. İki elimle de yüzümü kapatıyordum ve bağırmak istiyordum. O kadar güzel bir oda olmuş ki. Hem sade hem şık hem de ferah, gözüm gönlüm açıldı tam bir genç odası.

'Ben bu odadan çıkmam. Çok beğendim. Anne gel seni mimar yapalım, hem para da kazanırsın.'

'Kızım başkasıyla zevklerimiz aynı olmaz ki, kendim için yapıyorum ben.'

'Bence herkes senin tasarımlarını çok beğenir. Ya gel sana bir sarılayım, çok beğendim.'

Tam bunu söylediğimde annemin kolundan tuttuğum gibi sarılmaya başladım. O sırada kardeşim odasına girdi.

'Vay, vay, vay. Bu nasıl bir oda olmuş böyle. Annecim çok beğendim, emeğine sağlık. Artık uyumak istiyorum, temizlik, yemek derdimiz yok. Yol yorgunuyuz hepimiz. Hadi gidin yatın.'

'Ya bu nasıl bir tepki, tepkisizlik demeliyim pardon.'

'Ne tepkisi vermemi istiyorsun. Çok güzel işte.'

Babam, tepkilerimizi izlemeyi çok seviyordu. Selim zaten ayakta uyuyordu.

'Lidya haklı, uyuyalım İstanbul trafiği bizi ilk günden çok yordu.'

'Şu evin de tek duş olayını sevmiyorum. Bakın kocaman ev tuttum bir tane duş var. İlk ben gidiyorum duşa, hak ettim dimi kaç saattir araba kullanıyorum.'

'Haklısı babacım, haklısın. Anlaşıldı benim uyumam iki saati bulacak.'

Öncesinde yeni kıyafetlerimizin de siparişlerini vermiştik. Yepyeni bir hattı tam olarak. Dolabımdaki kıyafetleri, ayakkabıları, çantaları ilk defa kullanacaktım. Duş sırası bana gelene kadar eksik eşyalarımı yazdım. Eski evden getirdiğim sırt çantamı boşalttım. Yazdığım günlüğümü masamdaki çekmeceye yerleştirdim. Bunları yaparken de sıra anca bana gelebildi.

Duştan çıkan kendini odasına atıp kapısını kapatıyordu. En son ben de odama geçtim ve kapımı kapattım. Kulaklığımı taktım, yatağıma uzandım. 

ASLINDA O YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin