Dörtlü İlişki (Tamamlandı)

Bölüm 4

Nalan onun meraklı gözlerini üzerinde hissediyordu ama bozuntuya vermeden işine devam etti, Can'ın saçlarını iyice yıkadı. Bitirirken de sırıtmamaya çalıştı, ama dudaklarındaki gülümsemeyi engellemesi mümkün değildi. Can'sa ona iyice durulanmış başını kaldırarak gülümsedi. Karısını ne yapmak istediğini hala anlayamamıştı ama kendini mutlu hissediyordu.

Nalan sinsice gülümsüyor ve onu yıkamaya devam ediyordu. Elindeki sabunlu süngeri göğüslerine inmeden önce köprücük kemiği boyunca omuzuna sürttü. Can'ın çiroz göğüslerini, minik meme uçlarını süngerle hafifçe sıkıştırırken gözleri aşağı kaymış adamın hazır vaziyetteki kamasını görünce gözlerini zor kaçırmıştı. Böyle şeylerin ortada sergilenmesinden hoşlanmazdı. Süngerli eli Can'ın vücudunun geri kalanına doğru ilerledi. En iyisini sona bırakmıştı. Süngeri yavaşça kasıklarının arasına kaydırıp kasıklarını ovmaya başlamıştı.

Can, Nalan'ın hareketlerini merakla izliyordu. Onun bildiği Nalan böyle cüretkar banyo fantezileri bir yana salonda koltuğun üzerinde bile sevişmeyi kabul etmez, yatak dışında yapılacak her şeyi reddederdi. Sevişilecekse yatak odasına gidilecek, ışıklar söndürülüp yatağa girilecek, yorgan çekilecek ve fazla abartmadan üç - beş dakika da sevişme bitirilecekti.

Can artık dayanamayacağını hissedince gözünü karartıp kalçasına iki yandan sarılıp Nalan'ı kendine doğru çekmiş, oturduğu yerden kadının bedenini öperken iki eliyle kalçasını, belini okşamaya başlamıştı.. Öpücükler karnından ve göğüslerine doğru çıkıyordu. Sonunda onlara hak ettikleri ilgiyi göstermenin heyecanını yaşıyor ve kalın kumaşlı sutyenin içinde ne durumda olduğunu bilmediği ama uçlarının arzuyla kabarmış olmasını dilediği memelerine uzanıyordu.

Hareketleri çekingen ve korkaktı. Çünkü her an Nalan'ın tepki göstermesini, "Dur, oraya dokunma, burayı elleme!" gibi emirler vermesini bekliyordu. Bu düşüncelerle kadının göğsünü avuçlamamış, eli omuzlarına, boynuna doğru ilerlemişti.

Nalan da fazla cüretkâr davrandığını düşünmeye başlamıştı. Yaptığı şeyler hayal bile edemeyeceği hareketlerdi. Rüyasında görse kabus diye korkardı. Ama erkeklerin böyle şeyler istediğini biliyordu. İnternette yeterince araştırmış, eşini kendine bağlamak istiyorsa böyle fantezilere girişmesi gerektiğini anlamıştı.

Bir elini önünde oturan Can'ın ıslak saçlarının arasından geçirirken, vücudu istemsizce ona doğru bükülüyordu ve kendini duvara yasladı. Can'ın parmakları ise sıcak dokunuşlarla Nalan'ın en hassas yerlerini buluyor ve onda belirsiz de olsa inlemeler oluşmasına neden oluyordu.

"Beni çok heyecanlandırıyorsun," diye itiraf etti nefes nefese kalan Nalan. Nalan'ın böyle keyif aldığına inanmak zordu. Sevişmekten hiçbir zaman hoşlanmamıştı. Can'la sevişmeleri de görev icabıydı, karılık görevini yapıyor, kocasını tatmin ediyordu.

Ne zaman eve sarhoş gelse, ki bu son zamanlarda sıklıkla oluyordu, Can hep daha çok sevişmek istiyordu. İlk zamanlar direniyor, olmaz diyordu ama ona teslim olmasının daha iyi olacağını anlaması uzun sürmedi. Aksi takdirde, bütün gece onu dürter, dürtükler ve rahatsız eder, çoğu zaman onu derin uykudan uyandırırdı. Orada uzanıp onun işini bitirmesini beklemek sonsuzluk gibi gelirdi. Çünkü Can sarhoş olduğunda bu her zaman sonsuza kadar sürermiş gibi gelirdi Nalan'a.

Sanki onun aklını okuyormuş gibi ve uzun süredir sevişme açısından ihmal edildiğini bilen Can fırsatı kaçırmamaya karar verdi ve aniden beline sarıldı, Nalan'ı kendine çekti ve yüzünü külotun üzerinden onun vadisine gömdü.

"Aman Tanrım!" Bu hiç hesapta yoktu. Her zaman uslu duran, o ne diyorsa onu yapan adam birden azmıştı. Üstelik içkili de değildi. Yani sarhoştu, o nedenle böyle oldu diyemezdi. Bu tamamen kendi hesap hatasıydı ve ne kadar kendine kızsa da, yanlış olduğunu bilse de hoşuna gidiyor, zevk alıyordu. Can'ın becerikli dili vadisini yavaşça yukarı aşağı yalarken kadın onun saçlarını daha sıkı tutuyordu artık.