Bölüm 13

4.3K 28 4
                                    

Bengi, bornozunun önü açık, kocasının çıplaklığına tepki vermesini beklerken kadın dergilerinden birinde evli kadınların yaklaşık yüzde ellisinin kocasını aldattığını itiraf ettiği okuduğunu anımsadı. Kocaların, aldatıldıklarını öğrendikten sonra gösterdikleri tepkiler ise çok farklıydı. Çoğunluk tabii ki boşanıyordu. Karısını döven de, öldürmeye teşebbüs eden de, öldüren de vardı. Ama bunlar büyük bir yüzde teşkil etmiyordu.

Az sayıda koca aldatılmaktan tahrik bile olmuştu. Aldatan eşten bunu tekrar yapmasını isteyen bile vardı. Tabii ki bunlar çok marjinal örneklerdi. Bazı kocalar içinse kadının kendisini aldatması zerre kadar umurunda değildi. Bazı korkak kocalar, karılarının aldattığını biliyor ama bu konuda hiçbir şey yapmaya cesaret edemiyorlardı. Ortalama kocalardan bazıları, eşlerini tek seferlik bir hatadan dolayı affedebilirdi, ancak uzun süreli bir ilişkisi varsa onu terk edebilirdi. "Bu görüşün en uygunu olduğunu söylemeliyim" diye düşündü Bengi. Eğer bu geceyi sağ bir şekilde, kocasından ayrılmadan atlatabilirse bir daha asla onu aldatmayacaktı.

Bengi'nin aklından bunlar geçerken Cem biraz daha sakinleşmişti. Evet oturup konuşacak, yüzleşecek ve ne gerekiyorsa onu yapacaklardı. Boşanmak istemezdi ama Bengi "Adama aşığım. Seninle olmak istemiyorum" derse hemen boşanırdı.

Kocasının yanına koşarken üzerindeki bornozu atan Bengi, ilk aşamayı kazasız atlattığı için sevinçliydi. Ötesini nasılsa halleder, kocasını bir şekilde masumluğuna ikna ederdi. Can'ı eve getirdiği gece basılmışlardı ve adamı yangın merdiveninden kaçırıp Cem'i masumluğuna, evde kimse olmadığına ikna etmişti. Suçüstü yakalanmamayı başardığına göre bu sorunu da aşacaktı mutlaka.

Kendini Cem'in güçlü kollarının arasına atıp koynuna büzülürken "Aşkım çok uykum var, sabah konuşalım lütfen. Ne öğrenmek istiyorsan her şeyi anlatacağım. Söz veriyorum" dedi yalvaran bir sesle. Cem de böyle sarmaş dolaş yatarak konuşulamayacağını, Bengi'nin çıplaklığının kafasını karıştıracağını düşünüp kadını saçını okşayarak tamam, diye karşılık verdi.

Sabah mutfaktaki iki kişinin ancak karşılıklı oturabildiği kahvaltı masasında buluştuklarında Bengi, başarısız aşk hayatları hakkında olumsuz yorumlar yapmayı atladı ve Cem'in zamanla ne kadar duyarsızlaştığını, aralarındaki hissi bağların zayıfladığını, ama kendisinin aşka ve sevgiye muhtaç olduğunu anlatmaya başladı. Beklemediği tepki, Cem'in de aynı fikirde olması ve Bengi'nin kendisine ilgisizleştiğini söylemesiydi.

Bengi'yi yüreğinden vuran söz Cem'in karşılıklı güven olmadan bir evlilik yaşayamayacağını söylemesiydi. "Aldatan biriyle ilişki sürdürmektense hemen ondan uzaklaşmak daha iyidir. Evliliğimizin öyle göründüğüne katılmıyor musun? Mümkün olan en kısa sürede çözülmesi gereken ciddi sorunlarınız yok mu?"

Bengi kolay pes edenlerden değildi hemen karşı atak yaptı. "Gerçekten dün geceki küçük sorunumuzu bu boyuta mı büyütüyorsun? Geç kalmam seni o kadar rahatsız mı ediyor? İlk defa mı geç kaldım?"

Kendimi savunacağım derken istemeden siniri atmıştı ve yüzünde öfkeli bir ifadeyle konuşuyordu. Bengi kocasının kırık telefonunda çok güçlü deliller olduğunu bilmediği için böyle rahattı. Fotoğrafları görse çok daha farklı konuşur, alttan alırdı kuşkusuz.

Bunları düşünürken sinirleri daha da atmıştı. "Sorunlarımızı karşılıklı konuşmak çok iyi bir şey tabii ki. Ama aleyhimde en ufak bir delil olmasa da böyle suçlar şekilde konuşman hiç hoş değil" diyerek karşı saldırıya bile geçmişti Bengi.

Cem karısının cahil cesareti karşısında gülmemek için kendini zor tuttu. Elindeki kozu, yani fotoğrafları söyleyip söylememek konusunda kararsız kalmıştı. "Evet, sözde iş yemeğinde herkesin önünde öpüşmen beni rahatsız ediyor. Dün geceki yemek pek de iş toplantısı sayılmazdı değil mi?"

Dörtlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin