Bölüm 34

2.9K 22 4
                                    

Nalan daha o gün, Can'ın önünde Cem'le sevişmelerinin hemen ertesinde pişmanlığa kapılmış ve bir daha böyle bir şey yapmamaya karar vermişti. Can'a Cem'i bir daha getirmemesi için yalvardı. Oysa kendisine itiraf etmesi gerekirdi ki, Cem'i neredeyse Can'ı sevdiği kadar seviyordu. Ayrıca sevişirlerken Can'ın izlemesi de heyecan vericiydi. Ama bunu kendi kendine itiraf etse de utanıyor, kendini çok kötü hissediyordu. Can'ın izlediğini bilmese belki daha rahat olurdu. Ama odada kocasının olduğunu bilerek başka erkekle sevişmek çok acayipti.

Birkaç gün kumrular gibi düşünüp bol bol tasalanıp, kabuslar gördükten sonra cesaretini toplayıp bir gece yatakta "Beni ve Cem'i sevişirken izleme konusunda seni tahrik eden neydi?" diye Can'a sordu.

"Her şey."

"Saçmalama lütfen! Doğru cevap ver. Bu konu benim için çok önemli."

Can, Nalan'a döndü ve onu ciddi bakışlarla süzerken "Nalan, sen seviştiğinde değişen, daha da güzelleşen bir kadınsın. Senin kadar güzel sevişen birini hiç görmemiştim. Özellikle de sen geldiğinde, doruktaki halin öyle hoştu, öyle iç yakıcıydı ki kalbim aşkla doldu. Seni daha çok sevdiğimi hissettim. İyi ki varsın, iyi ki karımsın, iyi ki isteklerime pek fazla karşı çıkmıyorsun, diye içimden dua ettim."

"Yani başka bir adamın karınla sevişmesini izlemekten hoşlanıyorsun?"

"Evet, sanırım öyle. Zaten o başka biri değil. Cem. Ben de onun karısıyla sevişiyorum."

Bu gerçek daha da iç acıtıcıydı. Nalan bir yerine iğne batmış gibi kaskatı kesildi.

"Peki sen Bengi ile sevişirken de Cem izliyor mu?"

O anda aklına gelmişti ve daha önce düşünmediği için de kendine kızdı. İki erkek aralarında anlaşıp böyle bir fanteziye girişmiş olabilirlerdi. Aksi takdirde Can'ın bu kadar rahat olmasını anlamak mümkün değildi.

"Evet, yaptık" diye itiraf etti Can.

"Nasıl yani!" derken dehşet içindeydi Nalan.

Nalan'ın sorusu kadar hayreti de sinirlendirmişti Can'ı. Sert bir sesle karşılık verdi. "Bu işin tek taraflı olmasına razı olacağımı sanmıyordun herhalde! Ben neyim Nalan! Dümbük mü! Tabii ki ben de Bengi ile seviştim ve Cem de seyretti."

Can'ın sözleri Nalan'ı çökertmişti. Elinin tersiyle gözlerine hücum eden yaşları sildi.

"Biliyorum bu işte ikimiz de suçluyuz. Ve bunu onlarla bir daha yapmamamız gerektiğini düşünüyorum. Sanki bu seninle ilişkimizi bozuyormuş gibi geliyor bana. Günah işlediğimin de farkındayım. Yol yakınken vazgeçelim bu işlerden!" Bu sözleri söylerken gözlerinden yaşlar akmış, yanaklarından süzülüyordu ve Nalan'ın sesi yalvarırcasına ve çok içten çıkıyordu.

Can bu noktada yelkenleri suya indirirse her şeyin biteceğini tahmin ediyordu ama karısı o kadar içten yalvarıyordu ki ona kulak vermemesi de mümkün değildi.

"Nalan, eğer ikimiz de böyle bir şey istiyorsak, bu evliliğimizi bozmak anlamına gelmez. Bu konuda anlaşmıştık. Yanlış hatırlamıyorsam sözünden dönmeyeceğine söz vermiştin. Sözünden dönemezsin!"

Can sevgiyle Nalan'a sarıldı, onu bağrına bastırdı. Nalan da direnmeden kendini kocasının kollarına bıraktı, başını koynuna gömdü. Can onun saçlarını okşarken konuşmaya devam etti.

"Cem'e aşık olmuyorsun, değil mi?"

"Tabii ki hayır!" Bu soru Nalan'ı dehşete düşürmüştü. Çünkü doğruluk payı vardı. Cem'e aşık olabilirdi, belki de çoktan aşık olmuştu. Yoksa onu o kadar istemesinin, Can'ın Bengi ile sevişmesine izin vermek ya da Cem'le sevişirlerken kocasının izlemesini kabul etmek gibi akıl almaz teklifleri kabul etmesinin başka anlamı olamazdı.

Dörtlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin