Bölüm 18

4.2K 25 7
                                    

Bengi iki gün sonra Can'a bir mesaj attı ve Nalan ve Cem'i tekrar yakalamayı denemek isteyip istemediğini sordu. Mesajın sonunda iki gülen surat emojisi vardı. Bengi'nin ciddi mi olduğundan yoksa yine duvara tırmanıp bir şeyler yapmak isteyip istemediğinden emin olamamıştı Can. Ama her iki şıkkı da sevmemişti. Bengi'nin aşırı istekli halleri de hoşuna gitmiyordu. Bu ilişkinin uzamasının Nalan'la evliliğine zarar vereceğini düşünmeye başlamıştı ve endişeleniyordu. Ama diğer yandan da Bengi'nin varlığı, bedeni, sevişmeleri kolay vazgeçilecek şeyler değildi. Bir ikilem yaşıyordu ve bunalıyordu.

Yaptığı, yaşadığı her şeyden büyük bir pişmanlık duyuyordu ve bu yaşananları unutup karısıyla mutlu hayatına dönmek istiyordu. Ama karısının hallerinden geriye dönüşü olmayan bir yola girdiklerini de anlıyordu. Nalan hep asık suratlıydı ve Can'la hemen hiç konuşmuyordu.

Can bütün cesaretini toplayıp akşam yemeğinde Nalan'a son birkaç gündür neden mesafeli olduğunu sordu. Nalan geç saatlere kadar çalışmasını, sık sık eve geç gelmesini, hele sabaha karşı dönmesini istemediğini söyledi. Aslında Bengi'yle neler yaşadığını biliyorum demek istiyordu bu sözleriyle. Can ne dediğini anlamazmış gibi bakınca siniri tepesine çıkıvermişti. Neredeyse ona Bengi'nin duvarın üzerinde yaptıklarıyla ilgili bir şeyler söyleyecekti ama neyse ki dilini tutmayı başardı.

O gecenin ilerleyen saatlerinde Bengi'ye mesaj atıp Nalan ve Cem'e olanları anlatacağını yazdı Can. Planı onlardan af dilemekti. Hatta suçu üstleneceğini bile söyledi. Bu fikirleri yazıyordu ama Bengi'nin karşı çıkacağını, olmaz diyeceğini umuyordu. Bengi, kararı ne olursa olsun onu destekleyeceğini söyleyen bir mesaj attı. "Cuma akşamı bize yemeğe gelir misiniz?" diye de ekledi.

Can bu daveti Nalan'a söyleyip söylememekte çok tereddüt etti. Sonunda gözünü karartıp "Bir iş arkadaşım bizi yemeğe davet ediyor" demeyi başardı.

"Hangi iş arkadaşı!"

"Hani geçen gün AVM'de karşılaşmıştık. Bengi, davet ediyor."

"Hımmm..."

Nalan daha Can'ın ıkınıp sıkılmasını izlerken aldatma, aldatılma olayları ile ilgili bir şey söyleyeceğini anlamıştı. Ama böyle bir davet beklemiyordu doğrusu. "Bir düşüneyim" deyip zaman kazandı ve odaya çekilip hemen Cem'e mesaj attı.

Cem de davete şaşırmıştı, çünkü Bengi kendisine bir şey söylemeden bu daveti yapmıştı. O anda kararını verdi, "inceldiği yerden kopsun!" diyerek. "Daveti kabul et!" diye yazdı Nalan'a. "Yüzleşelim! Bakalım ne diyecekler!" diye ekledi. Nalan da "Tmm" diye cevap verdi.

Cuma gecesi akşam yemeği için giyinirken hâlâ şaşkındı Can. Giyinmeyi bitirdiğinde kafasında Bengi ile onları aldattıklarını nasıl itiraf edeceği sorusu vardı ve herhangi bir cevap bulamamıştı. Ama söylemeyi başarırsa bunun onların da ilişkilerini itiraf etmesini sağlayabileceğini umuyordu. Karşılıklı itiraflar edilirse bunun sonucunun ne olacağını da kestiremiyordu. Olacaklardan korkuyordu ve hissettiği korku midesini bulandırıyordu.

Bengi sanki bir kutlama yapacaklarmış gibi giyinip süslemişti. Can bir davete gidiyoruz düşüncesiyle giyimine özen göstermiş, spor bir ceket, içine gömlek, altına da tertemiz bir jean giymişti. Nalan'sa gündelik giysiler içindeydi ve Cem'i her zamanki paspal, tişört üstü gömlek giyimini gören ikisinin çift olduklarını düşünürdü. Bengi ile de Can uyumlu bir çift oluşturuyordu.

Bengilerin evi küçük ama sevimliydi ve oldukça özenli döşenmişti. Bengi küçük salonun yarısını dolduran yuvarlak masayı lezzetli mezelerle donatmıştı. Bir kırmızı, bir de beyaz şarap da açılmış, kadehlere dolmayı bekliyorlardı.

Dörtlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin