Bölüm 5

7.3K 35 2
                                    

Bengi ertesi gün, işyerinde Can'ı şaşırttı ve gün içinde birkaç kez yanına geldi. Havadan sudan konuştular. Can, Bengi'nin söylemek istediği bir şey olduğunu ama bir türlü söylemeye cesaret edemediğini hissediyordu.

Sevdikleri bilgisayar oyunlarından söz ettiler. Tetris'i, Super Mario'yu, Mahjong'u ve Minecraft'ı andılar. Angry Birds'ün en sevdikleri oyun olduğunu anlayınca ortak bir nokta bulmanın keyfiyle karşılıklı gülüştüler.

Akşam mesai bitiminde internetten hamburger ısmarlayıp Angry Birds oynayıp şakalaşarak zaman geçirdiler. Can onunla oynarken şakalaşmanın da tadını çıkardı. Sanki yıllardan beri arkadaşmışlar gibi hissediyorlardı. Her ne kadar gitmek istemese de ve ertesi gün cumartesi olsa da Bengi'nin göz kapaklarının ağırlaştığını fark etti Can. Çok geçmeden yorgunluğunun onu vuracağını biliyordu ama yine de bu eğlenceli akşamın adrenalini yüksekteydi.

"Gitmem lazım. Saat neredeyse 21:30," derken Bengi sesindeki pişmanlığı saklamayı umuyordu. Ne kadar vurdumduymaz olsa da kocası Cem de "Nerede kaldın!" diye mesaj atmıştı.

Can odadaki duvar saatine gözlerini kısarak baktı. "Eğlenirken zaman uçup gidiyor" derken yorgun ama samimi bir şekilde gülümsüyordu.

Bengi paltosunu giyinip "Hoşça kal" demek için döndüğünde, hiçbir şey düşünmeden sarılmak için Can ona doğru eğilmişti. Birlikte yaptıkları onca samimi şeyden sonra Bengi ona iyi geceler öpücüğü verecek kadar kendini yakın hissediyordu. Can böyle sevgi gösterilerine hazır değildi, utandığını saklamaya çalışıyordu ama ruh halini belli edecek şekilde yanaklarının da kızardığını hissediyordu. Yanaktan öpüştüler. Öpüşürken de Bengi onu sıkıca sardı güçlü bedenini yumuşacık bedeninde hissetmenin zevkini kısa bir an olsa da yaşadı.

"Çok eğlendim. İyi geceler," diyerek Bengi'nin kendisini sıkıca sarmış kollarından ayırılmıştı Can.

"Ben de, iyi akşamlar."

Koridorda ilerlerken son kez el salladı ve son bir kez geriye baktı Bengi. Gözleri Can'ın gözleriyle buluştu. O bakışlardaki aşkı hissetti.

***

Nalan geçen gün zaten Can'ın üzerinde sigara kokusu ile karışık bir kadın kokusu hissetmişti ama bugün yoğun bir kadın kokusu vardı üzerinde ve bir kadın parfümü öyle bir sinmişti ki hissetmemek elde değildi.

Bir anda ruhunu kıskançlık duygusunun sardığını, saç diplerinin terlediğini hissetti Nalan. Hayatta en nefret ettiği ve tahammül edemeyeceği şey aldatılmaktı ve Can'ın kendisini başka bir kadınla aldattığı kpnusunda ikna olmak üzereydi. Hemen Can'ı yakın takibe almalıydı.

"Üstün pis kokmuş!" diye onu zorla banyoya soktuktan sonra adamın cep telefonunu kapıp karıştırmaya başladı. Tedbirli biri olan Can eve gelmeden önce telefonundaki tüm mesajları silmişti. Ama Bengi'den yeni bir mesaj gelebileceğini tahmin edemezdi. Hele bu mesajın tam da karısı telefonunu karıştırırken geleceğini hiç düşünemezdi.

"Yarın ne yapmayı düşünüyorsun?"

Bu bir suç delili de iş arkadaşından gelen sıradan bir mesaj da olabilirdi. Ama suç delili olma ihtimali çok daha yüksekti. Yarın cumartesiydi ve işgünü değildi. Bu mesaj özel bir buluşma teklifi gibi görünüyordu. "Bengi Yüksel" adını hemen belleğine kayıt etmekle kalmadı, cep telefonu numarasını da bir kenara not etti Nalan. Ardından Can'ın sosyal medya hesaplarını açıp arkadaşlarının listelerini incelemeye başladı.

Facebook, Instagram, Linkedin ve Twitter hesapları vardı Can'ın. Facebook ve Instagram'da Can'ın arkadaşları arasında Bengi Yüksel'e rastlamamıştı. Twitter'da ise Can öyle çok kişiyi izliyordu ve bunların çoğu nickname kullanıyordu ki tek tek bakmak imkansız gibi görünmüştü Nalan'a. Bunaltıcıydı. Ama son bir çare olarak baktığı Linkedin'de hemen buldu Bengi'yi. Kadın, Anadolu Üniversitesi mezunu ve SMMM görünüyordu. "SMMM nedir?" diye google'ladı ve aradığı bilgiye hemen ulaştı. Demek ki Açık Öğretim'i bitirmişti ve mali müşavir olarak çalışıyordu Bengi. Evliydi, kocasının adı Cem Yüksel'di ve onun hesabında tüm bilgileri açık olarak yazılmıştı.

Dörtlü İlişki (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin