28. BÖLÜM

2.4K 200 47
                                    

Bölüme başlarken 26 Ocak saat 19.33

yomi12_0 Bu bölümü sana ithaf ediyorum ahiretliğim!

Hafta sonundan hafta sonuna bölüm atıyorum ama daha erken de olabiliyor oy sınırı 100

Keyifli okumalar!

...

Terasta sükunet içinde manzarayı izlerken gözüm sürekli parmağımdaki yüzüğe kayıyordu. Bu yüzük bana kelimelere dökemeyeceğim bir şekilde mutluluk veriyordu.

Aren ve ben

Düşündükçe soru işaretleri artıyordu. Biz öpüşmüştük ve çok yakındık ama buna bir isim veremiyordum. Bu cağda çıkma teklifi var mıydı acaba? Birimize yaklaşımımız hiçte sahte sevgililer gibi değildi. Aren'e o büyük klişeyi sormak istiyorum ama sorsam da büyük ihtimalle anlamazdı.

Biz şimdi neyiz?

Başka bir zamandayken, başıma saçma saban şeyler gelmişken burada durup sadece bir adam hakkında düşünmek çok saçma ve yanlıştı fakat bu hayatta doğru olduğu için yaptığım hangi şey bana mutluluk vermişti ki?

"Kafandaki karışıklığın yoğunluğunu buradan hissediyorum."

"Nasıl?"

"Hislerim anormal bir şekilde kuvvetli."

"Başka bilmediğim bir gücün var mı?"

"Bilmem."

Omzuna vurdum
"Söylesene."

"Benim yok ama senin var."

Benim özel gücüm mü var?

"Ne?"

Arkasını dönüp ilerleyen Aren'in peşinden gittim.
"Ne var Aren ya?"

Kapıdan çıkıp koridora girince adımlarımı hızlandırıp önüne geçtim. Sağ tarafa gidince sağa, sol tarafa gidince de sola gittim.
"Bombayı atıp kaçamazsın, söyle benim gücüm neymiş?"

Şöyle bir düşününce hiçbir gücüm falan yoktu. Hayvanlar la konuşmak yok. Uçmak yok. His okumak falan da yok.

"Duygusuz bir prense duygularını geri vermek gibi bir gücün var Lamia."

Öylece dondum, bunu hiç beklemiyordum. Yanımdan geçip giderken elimi tutmasıyla bende peşinden ilerledim ama aklım hala dediklerinde kaldı. Ne demek duygularımı bana geri verdin? Ben onu tanıdığım andan itibaren o hiç duygusuz biri olmadı ki. Sözleri ile olmasa da harekletleri ve bakışları ile gösteriyordu duygularını.

Odaya girip oturma grubuna oturdu ve onunla beraber bende oturdum.
"Aren dışarı çıkalım mı? Geldiğimden beri o kadar dışardaki insanları görmek istiyorum ki bir türlü olmadı.

"Olur, akşam yemeğini de dışarda yeriz."

Ayağa kalkım ellerimi çırptım.
"Seni tanırlar mı?"

"Tanıyacak olan bile bunu dile getirmez."

Anladığıma dair bir ses çıkardım ama anlamamıştım ben olsam ve prensi dışarda görsem ' aa prens' derdim.
Sarayın kapısına geldik, kapının önünde ne ara hazırlandığını bilemediğim at arabasına Aren beni belimden kaldırarak bindirdi sonra da kendi bindi.
"Bir süre araba ile gideceğiz, sonrada dikkat çekmemek için yürürüz."

Dirseğimi dışarıyı gördüğümüz küçük boşluğa yaslayıp elimi de yanağıma yasladım.
"Tam olarak nereye gidiyoruz."

Aren elini yanağıma getirip baş parmağını yanağımda gezdirdi gülümsedim. İçim sıcacık olmuştu, bu adam bende çok büyük duygular uyandırıyordu.
"Merkeze gideceğiz, bugün pazar olduğu için çok kalabalık olacaktır. Merkezde çoçukların ve yetişkinlerin oynayabilmesi için alanlar var."

VANİA  KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin