①⑤

25 5 6
                                    


Hadi gel kurtar artık beni
Çünkü içim çok özledi seni
Yolculuk zamanı bitti
Bitti dön geri

Açelya'dan


Çantamı yatağımın üstüne attım. Ellerimle örgülerimi açmaya başladım aceleyle. Ablam kafasını kaldırır kaldırmaz ne yaptığımı görmüş ve hızlıca yanıma gelmişti. Elleriyle ellerimi tuttu ve örgüleri açmama engel oldu.

"Ne yapıyorsun? Dur, dur! Kızım bi' dur niye açıyorsun çok güzel olmuşsun!"

"Olmaz, çözmem lazım." Diye ellerinden kurtulmaya çalıştığımda daha da sıkı tuttu ellerimi.

"Babamın gelmesine daha var, örgülerle biraz daha durabilirsin."

"Sorun babam değil!" Gözlerimi sımsıkı kapattım. Ağlama, ağlama. Yarana merhem olamayacak insanları yara bandı olarak kullanma. Yapma. Bu yükü tek başına sırtlanman gerek. Mızmızlanma. Sen annenin küçük kızı değilsin artık.

"Açelya, yüzüme bak... Gözünü aç ve yüzüme bak." Açtım gözlerimi. Dolduğunu görmüştü tabii ki.

"Sorun babam değilse ne? N'oldu sana güzelim?.." Yutkundum.

"Babamla annemi biliyorsun. Birbirlerini ne derece sevdiklerini.." Gözlerimi tavana doğru çıkardım. Ağlama,ağlama. Bu örgüleri yapan parmaklar annene ait değil diye ağlama. Senin annen seni saçın açıkken sevdi.

"Ben hep onlara özenirdim. Hep annemin babama baktığı gibi bakmak istedim birisine. Hep babamın anneme baktığı gibi baksın biri bana istedim. Abla ben sevmek istedim,onlar gibi. Aşık olayım istedim. " Elleri yanaklarımı buldu ve baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi. Onun da yüzünden usul usul akıyordu göz yaşları.

"Bu bir sorun değil ki birtanem. Niye ağlıyorsun?" Yumuşacık sesi ulaştı kulağıma. Bir hıçkırık kaçtı ağzımdan. Ağlama, ağlama. Özendiğin hiçbir aşk hikayesi mutlu sonla bitmedi diye ağlama. Baban ağladığın için çok üzülürdü. Bir zamanlar...

Yatağa oturdum. O da peşimden.

"Sorun korkuyor olmam. " Bir eli belimdeyken diğeri saçlarımı okşuyordu.

"Neyden?"

"B-ben... Babam gibi olmaktan korkuyorum."

"Nasıl yani?" İç çektim.

"Annemi çok seviyordu. O gittikten sonra ruhsuz gibi dolaştı, herkese- bize bile öfke saçmaktan gocunmadı. Kırdığı kalpleri umursamadı. Onun gibi olmaktan korkuyorum. Birini sevip o gittikten sonra onunla birlikte yok olmaktan korkuyorum. Kalbimi birine teslim etmekten korkuyorum. Ruhumu birinin ruhuna sarmaktan korkuyorum... Erenin gitmesinden korkuyorum. Ama çok istiyorum. Artık tek başıma kendimle savaşmaktan yoruldum. Biri yanımda olsun bana beni sevmeyi öğretsin istiyorum. Abla çok istiyorum. Çok istiyorum. Erenle mutlu bir hikayem olmasını çok istiyorum ama olmaz. Yapamam." Kafamı omzuna koyup ağlamaya devam ettim. Yapamazdım. Benim yollarımı seviyordu ama o yollarda yürüyemezdi. Yürütmezdim. Sırf benim yanımda olmak için yara almasını kabul edemezdim. Benim eksikliğimi tamamlayamaz değildi. Tamamlardı. En çok o, en güzel o tamamlardı. Ama yapamazdım. Ben kokusuz çiçektim ve öyle kalmalıydım. Ben Açelya'ydım ve Eren'siz kalmalıydım.

Burnumu çektim ve anlatmaya devam ettim.

"Madem Açelya'sın kokun yok, Ûd'un olurum dedi. Birbirimizi tamamlarız dedi. "

"Ûd?"

"Cennet kokusu demekmiş. Ben de yeni öğrendim."

"Açelya bu... Bu çok güzel bir söz." Gülümsedim. Öyleydi. İlk söylediğinde kalbime inecekti. Ona o kadar sıkı sarılmak istedim ki o an... Kalbimin içine koyup orada sonsuza kadar saklayasım geldi.

02.17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin