①⑦

19 2 9
                                    


Açelya'dan


     Eve doğru hareket edecekken hâlâ elimi bırakmamasıyla ona döndüm. gülümseyerek ellerimize baktıktan sonra bakışlarını bana çıkardı.

"Bırakmam gerekiyor değil mi?"  güldüm.

"Tek elle yaşarım diyorsan diğeri benimle gelebilir."

"Yaşarım. Yaşarım tabii. Diğeri hep senin elini tutacaksa yaşarım. " Güldüm.

"Eren." Gözlerini tekrar ellerimize çevirmiş olağanüstü bir şeye bakar gibi bakarken cevap verdi.

"Efendim?"

"Çok tatlısın sevgilim. Bu kadar tatlı olma." Gözleri şaşkınlıkla açılmış, bakışları yine beni bulmuştu.

"Neyim dedin?" Gülümsedim.

"Sevgilim." Elimi çekiştirdiği için ona doğru yaklaşmıştım ben de.

"Ay biz sevgiliyiz değil mi?" Kahkaha attım.

"Ay evet öyleyiz." Gülmemi durdurup ona baktım. Bu süre boyunca gülüşümden çekmemişti gözlerini. En sonunda bakışlarını ondan asla ayıramadığım gözlerime çıkardı. İç çekti.

"Gülüşün çok güzel peri kızı. Sıcak havada aniden esen meltem gibi.  Güneşin bunaltıcı ateşi tepedeyken denize girmek gibi. Yağmurun altında dans etmek gibi. Gece kabus görüp korktuğunda pencereden baktığın yıldızlar gibi... "  Bu ani iltifatına şaşırıp kalmıştım. Söylediği her şey o kadar ince o kadar naifti ki şiir gibi hissediyordum. Şairim oymuş gibi. Beni yazmayı en çok seven, beni ruhuyla anlatmaya çalışan oymuş gibi. Sanki ezberinden hiç çıkmayan bir şiirmişim gibi. Tarif edilemez bir histi. Böylesini hissetmeyi geç görmemiştim bile. Karşımdaki çocuğun ruhundan ilk günden beri bir ezgi geliyordu kulağıma. Bir başka bakıyordu. Bir başka anlıyordu beni. Sanki ağlasam karşısında gözyaşlarımı bir kavanoza doldurup saklayacakmış gibi. Sanki onlara gözü gibi bakacakmış gibi. Gerçekten Ûd'ummuş gibi...

"Yalnız böyle yaparak yanınızdan ayrılmamı zorlaştırıyorsunuz beyefendi." Güldü.

"İnanır mısınız hanımefendi, bu çok işime gelir." Gülümsedim.

"Şahsen benim de işime gelir ama biliyorsunuz, çevresel faktörler."

"Evet, emekli polis olan çevresel faktörler." Dayanamayıp güldüm. Yanağımdan öptü.

"Sizi zora sokmuyorum ve yanımdan ayrılmanıza müsaade ediyorum." Ben de uzanıp onun yanağından öptüm ve sarıldım.

"Teşekkür ederim beyefendi, bu jestinizi unutmayacağım." Güldü ve saçımın üstünü de öptü.

"İyi geceler peri kızım."

"İyi geceler yıldızım." Ondan istemeyerek ayrıldım ve eve doğru yürümeye başladım. Köşeden dönmeden önce onun kitapçının kapısını açtığını duydum. Sokakta kapının kapanma sesi yankılandı. Kulaklığımı takıp telefonumdan müzik klasörümü açıp bir şarkı seçtim.
Müzik yaşam kaynağımdı. Müzik huzurumdu. Üzüldüğümde sığındığım ilk şeydi. Sevindiğimde koşa koşa elimin gittiği ilk şeydi. Müzik annemdi.

Güneş uzaklarda
Deniz de onlarla
Bir ses duyarsın ve
Yoktur aslında
Bir tel kopar, ahenk
ebediyyen kesilir

Güneş uzaklarda
Deniz de onlarla
Bir ses duyarsın ve
Yoktur aslında
Bir yıldızın kayar ve
parlamaz geri kalanlar

02.17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin