30. Bolum

73 6 0
                                    

3 SENE SONRA

Mardinin kurak arazilerinde, atıyla, bir güzel rüzgara meydan okuyordu. Siyah, belinden süzülen kıvırcık dolgun saclarini savurarak doğup büyüdüğü bu topraklara hanimagaligini gösteriyordu. Dik başlı, ciddi duruşlu, karşısında erkekleri bile titretecek kadar cesaretli bir hatundu. Dogan beyden kaynakli Eza hatunun cocugu olmuyordu.. Uzun yıllar ve tedaviler sonucu kucaklarina Şahbanu larini almışlardı. Doğan bey kızını tam bir hanimaga gibi yetiştirmiş, söz meclisinde yanında ver vermişti. Asiretini yeğeni idare ediyordu. Tüm sirketletinin şimdilik yetkilerinide yeğenine vermişti. Adildi yeğeni, cesur ve Yiğitti oturduğu koltuğun hakkını veriyordu. İşlerini büyütmüş, şirketlerin kârina kâr katiyordu. Başka çocuğu olmayacağı kesinlesince erkek kardeşiyle çocuklarını evlendirme konusunda anlamışlardı. Farklı kişileri aileye sokup bu birliği bozmak istemiyorlardi. Şahbanu ya bakan bir kez dönüp bakardı. Simsiyah saclarina, simsiyah iri, sürmeli gözler eşlik ediyordu.bugday teni, dolgun dudakları, düzgün burnu.... uzun boylu, balik etliydi. Bir hanimagaya yakışacak her türlü meziyeti taşırdı. Amcasının oğlu gibi isletme okumuş, sirketlerinin yönetiminde kuzeniyle basbasa veriyordu.

Doğan Bey konaklarinda kardeşiyle Kahvesini yudumlarken kardesi Araz Bey e döndü.

-Senin oğlan İstanbul da yavuklu bulmuş. Haberin varmi?

İçtiği kahveyi puskurttu Araz Bey.

-Emin misin ağabey?

Oturdugu minderi altından bir zarf cikarip kardeşine uzattı.

-Al bak rezilliğini , kendin gor..

Araz bey elindeki zarfı açıp, içindeki fotograflara bakti.
Resimde en farkettigi ayrıntı oğlunun gülüyor olmasıydı. Yanında ki duru güzellikteki kızı inceliyordu.

- Zaar çok beğendin?

Sustu.. Araz bey.

- Bu işi hallet Araz. bana birakma..
Deyip kalkti Doğan bey.
Oğlunun 4 senedir bu kızla ilişkisi var. Şehirli, parası için oglunla beraber olan birini bu konağa gelin diye getiremez.

Abisinin arkasından bakti Araz bey. Eğer dedikleri doğruysa oğlu o kızı mutlaka alırdı. O zaman abisi mardinde taş üstünde taş bırakmazdı.

Oğlunun 4 senedir her solukta mardinden gitmesinin sebebi buymuş diye düşündü.

-Dilaaaaa hanımmmm.
Konak Araz beyin bagirmasindan yankilaniyordu.

- Odaya gel.

Mutfakta akşam yemegi için kadınlara talimat veren Dila Hanım duyduğu ses karşısında tüyleri diken diken olmuştu. Bu hiç hayra alamet değildi.

- olamaz.. böyle birseyi Alaz nasıl saklar.
Bilmez mi Şahbanu dışında kimse olmayacagini?

-Ben bilmem hatun çağır oğlunu bu konuyu bize yansitmadan hallet. Yoksa Abimle Alaz karşı karşıya gelirse ne konak kalır ne mardin...

Araz bey odadan çıkınca, dila hanım yatağına çöktü. Elindeki resimleri inceledi. Demek oğlunu mecnun eden kız bu dedi. Yakin kadrajdan çekilen bir fotoğrafı inceledi. Çok güzeldi Alazinin sevdiği kız, bazen elinde telefona gülerken görüyordu oğlunu.. ama 4 sene kadar uzun bir zaman düşünmemişti. Her evlilik mevzusu açıldığında ertelemesi bundanmis...

Eyvahhhhlar olsun. Bir yangın mardinde başlamıştı. Kimi yakacagi kimin yanacagi belli degil...

~~~~~~
-Oğul?
- Buyur ana.
- Asiret artık sizi evermek istiyor. bekleyecek birseyleri kalmadı. Adını koyalım. Agamizin çocuğunu görelim diyorlar.

HÜZÜN  en çok mavi sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin