33. Bölüm

135 8 2
                                    

Acıların dili yoktur. Tarifide.. kör kuyuya hapsedilmiş gibiyim. Sessiz cigliklarimda boğuluyorum. Hastaneden cikali 1 hafta olmuştu. O günden sonra ne gündüzüm vardı ne gecem.. herkesten kaçmak istiyordum. İçinde sıkıştığım kuyuda kimseleri görmek istemiyordum.

"Kuzum.. Anne kurban neyin var? "

Neyim yok ki anne, neyim yok ki..
Umudum yok, Geleceğimde Alazim yok. Olmayan bebeğimin hayali bile yok...

Bu sefer üzülen kahrolmus bakışlarla abisinin nazarindaydi..

"Papatyam biraz dışarı çıkalım mı?"

Kolay yürümekte zorlaniyordum. Buna rağmen abimin teklifi cazip gelmisti.  Nefes alamadigimi hissediyordum.

-Olur abim. Çıkalım.

Annem, abimle odadan çıkınca yatagimdan ciktim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakınca benden çok uzak bir ben gördüm. Saclarimi toplayıp daginik bir topuz yaptım.
Eşortman altıyla,elime geçen  kisa kol tişörtümü üzerime geçirdim.
Merdivenleri yavaş yavaş inip mutfağa geçtim. 1 haftadır odamdan çıkmamıştim. Kimseyle doğru dürüst konusmamistim. Yemekleri zorla bir kaç kaşık yedirttebildikleri kadar yemiştim. Telefonum neredeydi onu bile bilmiyordum. Ece en son Alaz in beni çok merak ettiğini konuşmak için kendi telefonunu uzatınca bir kaç kelime zor edebilmistim.

Hayatımın dönüm noktasında olduğumu hissediyorum. Ya çok büyük bir bencillik  yapıp Alaz dan vazgecmeyecektim. Yada...
Yada kendimi askimiza kurban edecektim.

- Hazırım abi. Çıkalım mi?

Babamın ince cizgisisi, ince sızısı annem.. Onu böyle üzdüğüm için çok üzgündüm. Durumumu kimseyle paylaşacak kadar güçlü olamadım. Suanda tek başıma kabullenmeye çalışıyordum. Sevdiklerimi üzmek istememem, tek başıma mücadele etmeme zemin hazırlıyor. Kayıp düşmemek için direniyorum. Şuan en çok tutmak istediğim elin sahibini kendimle yerle yeksan etmek istemiyorum.

-Yürüsek olur mu abi?
Arabaya doğru giden abim sesimle durmuştu.

" Olur papatyam"

Her zamanki gibi yine kollarının arasına almıştı kardesini.. Bu güvene çok ihtiyacım vardi. Güvenli limanlarım, sevdiğim adamlarım.. kim bilir nasıl üzüyorum sizi?

Biraz yürüyünce zorlandigimi hissettim.

- Abii biraz dinlensek olur mu?

Evden çok uzakta değildik. Beni bir kafeye oturtan abim arabayı almak için geri yürüdü.
Oturduğum yerde bir kaç damla yaş süzüldü gözlerimden. Elimin tersiyle geri ittim.

Ne yapacağımı bilmiyordum.

Bir süre sonra Abimin arabayla geldiğini görünce ayağa kalktım. Önümde durunca, kapıyı açıp on koltuğa geçtim. Başımı koltuğa gömdüm. Gozlerim istemsizce kapandı.

"Sahile geçelim mi papatyam."
Başımı aşağı yukarı sallayarak onayladım abimi.

Başımı sağ tarafa çevirerek yolu izledim.

" Hadi inelim guzelim. "
Bana hiç yabancı olmayan Sahile gelmistik. Arabadan, gücümü toplayarak indim. Biraz yürüyünce yosun kokusunun ferahlatıcı soluğunu ciğerlerime çektim.
" Çimenlere oturalım mi ?"
Başımla onayladım. Abimin bulduğu en sakin yere çöktük. Ayaklarımı kendime çekip çenemi uzerine bırakarak  denizi seyretmeye başladım.

" Söyle bakalım papatyam neyin var ?"

Gozlerim yaşlarla dolu doluydu. Abimin sorusu, gerçekleri birkez daha yüzüme çarptı. Boğazımda bir yumru konuşmama engel olmuştu. Ne diyeceğini bilmek, kendini ifade etmekten ilkkez bu kadar uzaktım.

HÜZÜN  en çok mavi sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin