32. Bölüm

88 5 2
                                    

Zeynebin Ameliyatı başarıyla gerçekleştirilmişti. Kapıda sevdiklerinin ne kadar perişan oldugundan habersiz yatıyordu.

-Ameliyat oldukça başarılı geçti. İlacı kestik. Uyanmasini bekliyecegiz.

Hastaneye, Alaz ve Baran havaalaninda kendilerini bekleyen adamlarının arabalarıyla, Metehan Taksiyle gelmisti.
Yoğun bakımın önüne koşarak çıktı Metehan, biraz geriden de Alaz.. Koridorda perişan halde olan anne baba oğullarini görünce dahada bir kötü oldular. Leylanin ne ayakta duracak hali vardı, ne akitacak gozyasisi... Selim bey keza öyle.
Biraz sonra Alaz ve Baran göründü koridorda.. Ecenin nişaninda
dolaylı yoldan tanismislardi. Metehan nisanda olmadığı için Alaz ve Barani tanimiyordu.
Baran, Selim bey ve Leyla hanıma geçmiş olsun diledi.

Selim bey, Alaz a doğru bakıyordu. Gözleri ağlamadan kan çanağı olan adam, dikkatini cekmisti. Nişandada bu adami gördüğünu hatırladı. Ama şimdiki yüz ifadesi dağılmış haline bir anlam yukleyemedi.

Koridorda fenalaşan Gulru hanımı, Metehan kucakladigi gibi acil bölüme indirmisti. Kemal bey beraberinde gitmisti. Ailenin üzerinde acı, Alazin gonlunde yangın... en uç noktaya gidip yere oturdu . Ayakta kalacak mecali yoktu. Arkadasinin uzattığı şu şişesini başını iki yana sallayarak Red etti. Tüm kelimeler ihanet etmiscesine, terk etmislerdi Alazi. Ne konuşacak hali vardı ne kelimesi...
4 senedir Hayatında olan Zeynebi düşündü. Hayatının merkezinde falan değildi sevdigi kadın, hayatının taaa kendisiydi. Şimdi soluğu kesilmiş ciğerleri nefessiz kalmıştı. Biraz hava almak için kendini dışarı attı. Bulduğu bir ağacın altına sırtını yaslayarak oturdu. Gözlerini kapatmış, bir bacagini kendine doğru çekmiş üzerine kolunu bırakmıştı. Kafasını ağacın gövdesine vurarak ritim tutturmustu. Yanına birinin oturduğunu fark etti. Baran diye düşündü. Gözlerini açmadı.

-Uzaktan bir tanıdık için, fazla üzgünsün.

Duyduğu ses ile gözlerini araladı. Metehan yanında oturmuş, yaktığı bir dal sigarayı ona uzatıyordu.
Sigarayı alıp iki dudağının arasına götürdü. Derin bir nefes çekti. Yan yanaydilar. Acıları birdi. Konuşmadan durdular.

Metehan geçen zaman içindeki suskunluga çok sebeb buldu. Yanındaki adamın dili lal, beden dili ise acının en dibini yaşıyordu.
Geçmişine gidince içinde ki yangin da alevlendi. Anlayabiliyordu.. O yüzden çok ustelemedi. Merak ettiği ise can parçasınında aynı duyguları besleyip beslememesiydi? Acaba öğrenebilecek miyim?

Suskunluğun esaretinde ne kadar oturdular, unutmuşlardi. Yakilan her sigara cekilen her duman kederlerine  dert oluyordu.
Bir süre sonra Metehan'in telefonu çaldı. Arayan Babasıydı..

-Gözümüz aydın oğlum, Zeynep gözünü açtı.. sesi oldukça heyecanlı geliyordu.

Metehan'in ayağa firlamasiyla, aynı hızda Alaz da kalkti.

-Cok Şükür babam geliyorum..

Dünyadan kaybolan tüm renkler yavaş yavaş yerine oturuyordu.

Elindeki sigarayı çöp tenekesine atan Alaz, Metehan'in ardindan hastaneye giris yaptı.

~~~~~~~~

Üzerinde hastane önlüğü, beyaz yatakta bembeyaz olan yüzüyle sevdiği kadın yatıyordu. İçeriye girememiş yaslandigi kapının pervazindan sevdiğini izliyordu.

-Kendine gel oğlum. Anlayacaklar. Şuan iyi sadece halsiz .
Arkadasi, omuzuna vurup dışarı çıktı.
Geçen zamanla Zeynebin bilinci iyice acildi. Gözlerini araladiginda karşında ilk annesini gördü.
Yüzü bembeyaz gözleri kan çanağıydi. Sima olarak annesinin kopyasiydi. Elalarini annesinden almisti.

HÜZÜN  en çok mavi sever Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin