Bölüm 3: Yanık İzi

2.7K 394 1.2K
                                    

BİZİ AYIRAN ÇİZGİ

🖇️

10.02.2024

Bu bölüme 200 oy ve 800 yorum gelirse çok mutlu olurum. Sınır değil, rica. 🤍

İyi okumalar.

Sufle, Canozan - Hiç Kimsenin Günahı Yok

Evdeki Saat - Hiç Uyanmasam

"Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?"

Victor Hugo

🖇️

BÖLÜM 3: "YANIK İZİ."

Duvara monte edilmiş sensöre ardı ardına defalarca kez vurarak morg kapısının açılmasını sağladım ve kendimi dışarı attım. Bir elim uzun ve dar koridorda ayakta kalabilmek için duvarlardan destek alırken diğer elim boğazımdaydı ve örme kazağımın uçlarını çekiştiriyordu nefes alabilmek için. Arkamdan kulaklarıma endişe dolu bir ses tonuyla adım ulaşsa da adımlarımı bir an olsun yavaşlatmadan koşa koşa uzaklaştım o soğuk odadan. Uzaklaştığım noktaya dönüp baktığımda sarı saçlarım savrularak yüzüme dağılsa da saç tellerimin arasından Vefa Bey'i gördüm ama durmadım, duramadım. Koridorları aştım, kapılardan geçtim ve merdivenleri çıkarak kaçtım felaketimden. Belki babamın cesedinden, belki Boran'ın gizeminden ve belki ondan... Onun o ürkütücü varlığından. Onun sanki nefesimi kesmek isteyen bir alacaklı gibi bakan gözlerinden.

Kimsin sen, Oyunbozan?

Neden bu dünyadaki en büyük korkum gözlerindeki o merhametsiz adam?

Ağır kapıyı geriye çekerek Adli Tıp'tan dışarı çıktığımda gökyüzü kapkaraydı ve asi bir rüzgâr vücudumun etrafını çepeçevre sarmıştı saniyesinde. Ellerim gerdanımın üzerinde kazağımın boğaz kısmını hâlâ çekiştirirken başımı göğe kaldırdım, acı çeker gibi nefeslendim. Bağırdım, öne doğru eğilerek karnımı tuttum, doğruldum ve dudaklarımı birbirine bastırdım ama bir türlü acımı dışarı akıtacak bir yol bulamadım. Sanki acım, içimde birike birike geçen her saniye beni öldürüyordu ve ben panzehir bulamayan bir hasta gibi kıvranıyordum çaresizce. Bir yardım eli arıyordum ama kimsem yoktu. Benim elini tutacak, yardım dilenecek, sarılıp saçımı okşamasını bekleyeceğim kimsem yoktu.

Yapayalnızdım. Ve bu yalnızlığı kendi elimle yarattım.

Bakışlarım soluma doğru kaydı. Kaçacak bir yer aradım. Otoparkta arabaların arasında bekleyen Alara ve Araz'ı gördüm. Araz bir arabaya yaslanmış sigara içerek etrafı seyrediyordu. Alara ise tam o an ağlayarak sarı saçlı bir kıza sarıldığında çok geçmeden sarıldığı kişinin yüzünü bana doğru dönmesiyle Mina olduğunu fark ettim. Boran'ın ikiziydi. Dudaklarımı büktüm, ardından dişledim. Tahminimce Alara, az önce benim yaşadığım yıkımın haberini Mina'dan henüz almış olmalıydı. Hiçbir şey diyemedim, yanlarına gidemedim, kendimi gösteremedim. Kaçacağım yerin bir ağıtın tam ortası olmasını istemedim.

BİZİ AYIRAN ÇİZGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin