𝗬𝗲𝗻𝗶𝗹𝗲𝗿

13 1 0
                                    

"Yeni alışkanlıklar zor,sensizliğe nasıl alışacağım?"

Duyguların tercümesi zor,denizler duygu olsaydı en büyük çöl yine ben olurdum.Sevgili okuyunlar en büyük okyanuslar sizin olsun..

Yektâ belki de hayatının en zor açıklamasını yapmıştı bugün.
Sözcükler bir an da çıkıvermişti kafasından.
Belki de onu nereye sürükleyeceğini bilmeden.

Açıklamayla birlikte herkes sarsılmıştı sanki.Kimse Yektâ'dan böyle bir şey beklemezdi.Herkes biliyordu acısı büyüktü onun çok büyüktü,ama herkes şimdi onun acısını değil işi bırakmasını konuşur olmuştu.
Amirleri bile şaşkın şaşkın etrafına bakarken habercilerin soruları ardı ardına kesilmiyordu.
Yektâ hiçbirini cevaplamadan ayağa kalktı başını hafif eğdikten sonra oradan çıktı.
Sonra orada bir gürültü koptu,açıklamasına sinirlenen bir amir de olabilirdi,hemen yayını kestiler.Ardından spiker konuşmaya başladı:

"Yektâ Taçsız yaptığı son açıklamayla herkesi şaşırtarak mesleğine son verdi."

O anda Talya sinirle televizyonu kapattı;

"Napıyor bu çocuk ne demek polisliği bırakmak kafayı yiyeceğim."

Saçlarını tutarak bir o yana bir bu yana yürüyordu.

Mâhi de ayağa kalkmıştı çatık kaşlarla:

"O buraya bir gelsin soracağım hesabını."

Algın;

"Sakin olun çocuklar Yektâ'nın bir bildiği vardır illa ki."

Ruhsuz yanındaki sandalyeyi yere iterek ekledi;

"Bildiğini s."

"Sussana lan kız var."

Algın'dan sonra susmayı seçti.

Ben sadece oturup Yektâ'nın o halini düşünüyordum onlar bir şeyler konuşuyordu ama benim aklım hala ondaydı.
Suçlu hissediyordum kendimi,olabildiğince çok suçlu.
Evet Opia'yı öldüren değildim belki ama susmak en büyük suçlardan biriydi.
Gözlerim doluyordu,onun yüzü her aklıma geldiğinde.Kendimin katili olmak istiyordum her an.

"Ben odama çıkıyorum."

Beni duymamışlardı bile.

Kapımı kapattıktan sonra yatağa uzandım boş boş duvarı izliyordum.
Kurşun sesleri yine kulağımda çınlamaya başlamıştı.Ardı ardına bir iki üç kurşun sesi.O kurşunlar sadece Opia için değil hepimiz için atılmış kurşunlardı.Sadece Opia'yı değil bizi de öldürmüştü.

Yektâ,bir röportajında en büyük hayalinin polis olmak olduğunu söylemişti.
Şimdi de hayalini bıraktı gitti.
Ailesinden kalan tek şeyi Opia'yı da kaybetti.
Hayali kalmadı onun kimsesi kalmadı.

Ben kulağımı tıkıyordum ellerimle sesler kesilsin diye ama nafile.
Sesleri bastırmaya çalışırken aşağıda bir gürültü koptu.Sanki aşağıdaki her şey devrilmişti.Koşarak odamdan çıktım aşağı baktığımda masanın yerle bir olduğunu gördüm,sandalyeler yerdeydi.Vazolar kırılmıştı,Algınlar koltukta bu olaya alışmış gibi oturuyorlardı.

Yektâ'ydı o Yektâ gelmişti ama eli kanıyordu Ruhsuz'un yakasına sarılmış bağırıyordu;

"Kardeşim ölmüşken nasıl işe devam edebilirim benden ne istediğinin farkında mısın?"

"İşi bırakmanı sana kim söyledi lan?"

Ruhsuz,gerçekten de Ruhsuz gibiydi hiç duygusu yoktu,adamın kardeşi ölmüş hala iş derdindeydi.
Niye kimse Yektâ'ya yardım etmiyor oturuyolardı anlamıyordum.

lN LAK'ECHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin