Hani bazen olur ya gitmek istersin gidemezsin, ölmek istersin ölemezsin. Bir hayal kurmak istersin, onuda kuramazsın. Her anının katili olur.
Çocuktum daha dalmışım oyuna. Bir hayel kurdum bir prens gelicek, beni kurtaracak, mutlu olacağız. Sesli söylemişim, duymuş babam. O gün anladım hayal kurmakta yasakmış. Sırtımda o günün izlerini, şakağımdaki küçükte olsa ben burdayım diyen izi her gördüğümde anlarım, hatırlarım.Duyduğumuz sesle avluya koştuk. Bir sürü adam ve en önde tüm heybetiyle elinde silah tutmuş bir adam vardı. Simsiyah gözleri, karanlığına eşlik ediyordu. Sanki zaman durmuştu, geceyi andıran gözleriyle bedenimi süzdükten sonra kafasını çevirdi.
Saniyeler içinde tüm konak sakinleri avluya toplanmıştı.
Gözüm bir anlık halama kaydı. Bir yere gidecek herhalde, yoksa neden bu kadar süslensinki"Behram Behramgil" diye bağırınca, bir anda irkildim, o da görecek ki bir kaç saniye bana baktı.
İki adım attı silahını kaldırıp Behram Behramgil'in kafasına dayadı. "Ver onları bağışlayım canını" kimden bahsediyordu? Kos koca Behram ağa bile karşısında titriyordu. kim bu adam?
"Y-yapmayasın Gece b-bilmem yerlerini" Gece, o olamazdı. Gece Aslanbey olamazdı. Behram ağa korkmazdı Aslanbeyler'den
"Lan sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Kendi ellerinle saklamışsın! Ya sen kendin verirsin! Ya da ben bu konağı senin başına yıkar, canını alırım." Deyince avlunun kapısından bir ses duyuldu.
"Arjen ağa" Mithat Behramgil. ve yanında bir kadın, el ele tutmuş avluya adımlıyordular. Arkalarından da Bilinen Aşiret ağaları.
Miran Kirwar " buldum getirdim kardeşim, ama sende bilesin ki, ölüm tek çare değil... "
"Demek geldin. Ecelin olucam lan senin" diye Miran ağanın sözünü kesti. Bir kaç adımda yaklaşıp, yumruğunu Mithat ağanın yüzüne sertçe geçirdi.
Silahını kaldırıp Mithat ağanın kafasına dayayınca Eroğlu, Zemheroğlu ve Behramgil aşiretinin erkekleri silahını çıkarıp Aslanbeyler'e yöneltti. Aynı anda Aslanbeyler, Kirwar, Şahmaran ve Berwan aşiretleride silahını Behramgil ve taraftarlarına yöneltti. Bir anda Avluda ki kadınların çığlıkları yükselince şaşkınlıkla onlara bakıyordum.
Mithat ağanın yanında getirdiği kadına gözüm takıldı. Aniden yere çöküp Arjen'in ayaklarına kapıldı. "Yapmayasın abi kurbanın olurum, beni öldür ona dokunma" deyince, Arjen ona değer mi dercesine öyle baktı ki.
Kardeşiydi, kaçmışlardı. Hiçmi korkmadılar. Bilmezler mi töreyi. Öleceklerini bile bile nasıl kaçarlar.
Sakin bir şekilde uzakta durmuş yetmiş yaşlarındaki Kirwar Aşiretinin ağası Bawer Kirwar "Yapmayasın Arjen yıllardır süren bu davayı ateşlemeyesin." Diye söze atladı. Güldü öyle bir güldü ki kalbim ısındı. Gözleri gözlerimi buldu, sonra mahrum bıraktı. "Bu şerefsiz, kan davasını umursadı mı ben umursayım Bawer ağa"
"Tek çare ölüm değil Arjen" dedi Bawer ağa
"Yapmayasın Arjen ağa. Bağışlayasın" söze atladı Behram Behramgil
"Sen sus Behram ağa, yoksa konuşacak bir dilin olmaz" diye kükredi Arjen
Dan diye "Berdel yapılsın" dedi Zemheroğlu aşiretinin ağası
Sessizlik oldu öyle bir sessizlik oldu ki, sanki dünya durdu. Bir ses duyuldu. Ablam , Rojda Behramgil "kabul etmem ben baba, gitmem berdele kurban"
"Bende izin vermem baba, kardeşimi göz göre göre ateşe atmam" diye söze girdi Azad Behramgil.
Kalbim öyle bir sızladı ki, neden abi? Neden beni hiç sevmedin? Hiç arkamda durmadın? Neden abi? Neden?. Doldu gözlerim. Aktı göz yaşlarım. Ben miydim o kurban? Ben miydim?.
"Ben kabul ediyorum. Abim için kabul ediyorum" gözlerim fal taşı gibi açıldı. Şahinur Behramgil, kendisinden başka kimseyi sevmeyen Şahinur Behramgil, abisi için bir şey mi yapacaktı? Yoksa başka bir şey mi vardı?
Bir fısıltı duydum " kız güneş yoksa bu aşık mı geceye" dilan, ne zamandandir yanımdaydı varlığını bile unutmuştum. Ola bilirmiydi aşık ola bilirmiydi Arjen'e?. Dilan'a sadece bilmiyorum dercesine başımı salladım.
"Kabul ediyor musun Arjen ağa" diye söze girdi Bawer ağa.
Gözleri, gözlerimi buldu. Gözleri mi seçmiş ismini Aynı gece gibi. Baktı, baktım. "Güneş Behramgil'le berdel yapılmasını kabul ediyorum." Dedi gözlerimin içine baka baka.
Dondum. Zamanda benim gibi dondu. Neden? Neden ben? neden onlar değil ben? Annemin kaderini mi yaşayacaktım?
"Kabul ediyorum" dedi Behram Behramgil.
Öylece susmuş gözlerimden akan yaşları sayıyordum. Kafamı kaldırdığımda, bir çift karaya değdi gözüm. Baktı, baktım.
"Üç gün sonra düğünümüz var" dedi. Arkasını dönüp silahını Mithat Behramgil'in kafasına sertçe geçirdi, bu yaptığıyla koskoca adam yere serildi. Gitti arkasına dönmeden gitti.
Her kes dağıldı. Dilan'ın sesini duydum "Ağlama kuzum lütfen ağlama. Belki en iyisi bu olucak" ağlıyor muydum ki? Göz yaşlarımı sildikten sonra , kafamı kaldırdım.
Gözüm avlunun ortasında beni öldürecek gibi bakan, Şahinur'a takıldı. Sinirle baktıktan sonra hızla konağa girdi. Neler oluyor? Ne bu çektiğim?!
Dilan "Kesin bu aşık, kız güneş bak, Kocana sahip çık. Bırakma bu kızıl yılana. Sarılır yoksa boynuna." Deyince
"Ne diyorsun Dilan ya, ne kocası ben ne yaşadığımın farkında değilim daha" diye cevap verdim
Konağa gireceğimiz sırada, "Güneş hanımım" diyen, daha önce görmediğim bir koruma yaklaştı. Bir kağıt uzattı, ve gitti. Nottu. biri bir not göndermişti.
Notu açtım ve okumaya başladım."Bir saat sonra kapıda ol"
Ayy inanmıyorum, Ayy inanmıyorum...
Çokk heycanliyimm canlariimmm kskskks
Destek olursanız sevinirim♡
İnstagram: _gecegunesiiYıldızınızı parlatmayı unutmayın♡.
boll boll yorum yapınn♡♡
Sizi seviyorum❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
RomanceKim bilebilirdi ki, Güneş huzuru Gece'de bulacak. "Sevdan biter mi?" Diye sordum. Sakallarını saç diplerimde hissettim önce, sonra dudaklarını. "Nefesim bittiğinde mi?" Diye karşılık verdi. Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü...