Bölüm 6

299 108 94
                                    

Hiç ummadığın zamanda, hiç ummadığın kişiler tarafından, hiç beklemediğin şeyler olur. İyi yada kötü fark etmez. Çünkü onu farklı kılan beklemediğin anda olması, beklemediğin insan tarafından olması.

Dostum, arkadaşım dediğin insan, gelip seni sırtından vurursa, yaralanırsın, kırılırsın ve üzülürsün çünkü asla beklemezsin. O yapmaz dersin kabullenmezsin.

Ama düşman dediğin biri gelip sana bir iyilik yaparsa, şaşırırsın ve korkarsın çünkü yine beklemezsin. Bir şey ararsın, bir neden ararsın.

Tanımadığın biri gelse, bir yabancı. Sana senin hoşuna gitmeyecek bir şey yapsa, hah bu kötü dersin. Tanımıyorsun oysa ama kötü diye biliyorsun.

Ama sana bir jest yapsa, yada yüzünü güldürecek bir şey söylese, iyilik meleği dersin geçersin. Hatta unutursun. Hayatta böyle işte Kötülükleri unutmaz, iyilikleri unuttuğu gibi.

Bir kavga olur. Yüze vurulan kötülükleri duyarsın, nasıl yapmış, nasıl insanmış bu dersin. Ama aynı zamanda o kavgada, biri "Ne çabuk unuttun sana yaptıklarımı" derse, işte "insan yaptıklarını yüze vurur mu?" Dersin, düşünürsün.

Kötülük unutulmaz bu yazılmış bir kuraldır.

Ama iyilik unutulur bu yazılmamış bir kuraldır.

Hayat nerden nasıl vuracağını iyi bilir. Sana da sabretmek düşer.

                          •••

Gelen misafirleri salona aldıktan sonra kahve yapmak için mutfağa geçtim.

Çok iyi insanlara benziyorlar, hatta Zeliha anne bana o kadar iyi davranıyor ki ve evet Zeliha anne, böyle hitap etmemi istedi, gerçek bir anne şefkati gösteriyordu.

Herkes salona toplandığı için mutfakta bi tek Dilan kalmıştı.

Dilan "Kız Güneş bu Gecenin halası baya yılan" deyince

"Yani abisini öldüren adamın kızıyım, düşman gözüyle bakacak tabi, boynuma atlayacak değil ki." Diye cevap verdim.

"Ne biliyim ya, bize burdakiler yetiyordu. Neyse." Dilan'ın söylediği söze başımı sallamakla yetindim.

Kahveleri hazırladıktan sonra, salona götürdüm ve sunum yaptım.

"MaşAllah pekte hamaratmış" Zeliha annenin söylediği söze gülümseyerek karşılık verdim.

"Kız gel sen benim yanımda otur çok sevdim ben seni." Diyen Hatice yengeye tebessüm ettim ve yanına geçip oturdum.

"Zeliha ben kalksam iyi olur işlerim var." Diyen Heja hanıma "yenge nereye daha yeni geldik" diyen Berfin'e, Hatice yenge kaşgöz işareti yaptı.

Kahveler içilip düğün hakkında konuşuldu. İki gün sonra Aslanbey konağında düğün vardı, Benim ve Arjen'in. Daha yeni tanıdığım ve ne hissettiğimi bilmediğim bir insanla düğünüm vardı.

Her şey en ince ayrıntısına kadar konuşulduktan sonra, kıyafet ve takıları almak için çarşıya çıkmıştık. Şimdi lüks bir mağazanın girişindeydik.

"Kız eltim burası harikalar diyarı bak, istediğini al kocanın parası zaten." Diyen Berfin'e gülümseyerek cevap verdim.

İçeri girdiğimizde gerçektende Berfin'e hak verdim. Özenle cansız mankenler'e giydirilmiş tasarım elbiseler, fistan'lar ve çok dahası vardı.

Biraz bakındıktan sonra, Zeliha anne elinde ki elbiseyi bana uzattı. "Bunu bir dene kızım." Deyince başımı salladım ve kabine ilerledim.

Kabine girdiğimde elbiseyi bakmak için yukarı kaldırdım ve ufak çaplı bir şok yaşadım. Kısacık derin göğüs dekolteli beyaz bir elbiseydi. Elbiseyi giymeden kabinde çıktım. Ama bu seferde büyük çaplı bir şok yaşadım.

GECE GÜNEŞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin